Onu götüreceğim ama sadece bir saatliğine ve muhabbet etmeyeceğiz. | Open Subtitles | حسنا سأخذها ولكن لمدة ساعة فقط و بدون احاديث جانبية |
O kadar bencilsiniz ki onu bir saatliğine bile onurlandıramıyorsunuz. | Open Subtitles | انتي انانيه حقا بحيث لم تاتي هنا لتكريمها لمدة ساعة |
Talebiniz üzere, göl kenarını bu akşam bir saatliğine rezerve ettim. | Open Subtitles | كما طلبت لقد حجزت الحديقة بقرب البحيرة هذا المساء لمدة ساعة |
Tabloyu arkadaşlarının erişebildiği bir odada bir saatliğine bile tutmak onu çıldırtıyordu. | Open Subtitles | لقد كان جنون منه أن يترك هذا الشيئ و لو لساعة واحدة في غرفة ينفذ إليها أصدقاؤه |
Beni bir saatliğine dışarı çıkarmak istediğinde ben gerçekten de bir saat sanmıştım. | Open Subtitles | أقصد أنه عندما طلبتِ أن تسرقيني لمدة ساعة واحدة اعتقدتُ أنكِ كنت تعنين ساعةً واحدة فقط |
bir saatliğine şehre gideceğim. Sen de gelmek ister misin? | Open Subtitles | سوف أذهب فقط إلى المدينه لساعه هل تريد أن تأتي؟ |
Hizmetçiler dışında kimse bu odaya gelmez ve burası bir saatliğine benim. | Open Subtitles | لا أحد يزور هذة الغرفة عدا الخدامين ولقد حصلت عليها لمدة ساعة |
Saat 12.34'te Washington telefon bağlantısı bir saatliğine koptu. | Open Subtitles | الساعة 12: 34 ص . م, بتوقيت اشنطن تعطل نظام الهاتف لمدة ساعة |
Annem bu atlıkarıncayı bir saatliğine bana ve arkadaşlarıma kiralamıştı. | Open Subtitles | أمي استأجرت اللعبة الدوارة لمدة ساعة كاملة لأصحابي |
A.O.L. sunucularını bir saatliğine kapatmaktan daha zor değil. | Open Subtitles | انه ليس أصعب من غلق أمريكا أون لاين لمدة ساعة |
Seni bir saatliğine Rachel teyzenle bırakacağım. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا ستعمل أترك لكم هنا مع العمة راشيل لمدة ساعة تقريبا، حسنا؟ |
Sonraları sahip olduğu radyo istasyonuna gidip sabah üçte bir saatliğine dj'lik yaparmış. | Open Subtitles | فبعد ذلك فقد ذهب إلى تلك المحطة الإذاعية التى امتلكها وجعلها إذاعة من الثالثة صباحا ومركز أغانى لمدة ساعة |
Pirinçle bunu karıştır ve bir saatliğine tatlı bir dilin olacak. | Open Subtitles | إخلطْ هذا مع أرّزك لمدة ساعة وبعدها . ستحصل علي اللسان الذهبي |
Hayatımızdaki döngüleri keşfedebilmek için bir saatliğine ormanda gezindim. | Open Subtitles | جبنا الغابة لمدة ساعة حتى إكتشفنا بأننا ندور حول أنفسنا |
Sadece bir saatliğine. Şu lanet satış işi. | Open Subtitles | فقط لمدة ساعة او مايقاربها اداة التصريف اللعينة هذه |
Oraya sadece bir saatliğine bile gitmiş olsan... yanına kar kalır. | Open Subtitles | اذا انت دخلت المبارة لساعة واحدة أنت هناك |
Oraya sadece bir saatliğine bile gitmiş olsan... yanına kar kalır. | Open Subtitles | اذا انت دخلت المبارة لساعة واحدة أنت هناك |
Tek yapman gereken bir saatliğine terbiyeli davranmak. | Open Subtitles | كلّ ما عليكِ فعله هو حسن التصرف لساعة واحدة. |
Gidip uzun, sıcak bir banyo yapacağım ve bir saatliğine, kusursuz ebeveynmişim gibi davranacağım. | Open Subtitles | سآخذ حماماً دافئاً وطويلاً وسأتظاهر لمدة ساعة واحدة أني أم مثالية |
Ben bir saatliğine şehre iniyorum. Gelmek ister misin? | Open Subtitles | سوف أذهب فقط إلى المدينه لساعه هل تريد أن تأتي؟ |
bir saatliğine arama terminaline girmem gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أدخل إلي سجلات البحث لساعة أو أكثر |
Ama o yerden bir saatliğine de olsa çıkabilmek iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لكنه شعور جيد أن أخرج من ذاك المكان حتى ولو لساعة على الأقل |
Tamam yemek için bir saatliğine çıkabilirim. | Open Subtitles | حسن، ربما يسعني الاسئذان لساعةٍ لتناول العشاء |
Yani bir saatliğine telefonları ben halledeceğim. Niye ofisine gitmiyorsun? | Open Subtitles | لذا سأجري محادثات لمدّة ساعة تقريباً لمَ لا تذهب إلى المكتب؟ |