Aracımız dünyayı Bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı. | Open Subtitles | لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة |
Bu makaranın gitmesine Bir saatten az var. Sen oturana kadar bekleyecek miyiz? | Open Subtitles | تبقى أقل من ساعة حتى ننتهى من هذا العمل أيمكنك الانتظار حتى ننتهي؟ |
Bu da demektir ki Bir saatten az vaktimiz var. | Open Subtitles | الساعة الـ 10: 50 أي أن لدينا أقل من ساعة |
Kıyı boyunca bir tur. Bir saatten az sürer. | Open Subtitles | مجرد جوله قرب الساحل أقل من ساعة بأي حال من الأحوال |
Yürüyerek Bir saatten az bir vakitte burada olurlar. | Open Subtitles | على أقدامهم , سيكونون هنا في أقلّ من ساعة |
Bir saatten az bir zaman sonra buradaki uçaklar, dünyanın diğer bölgelerindeki uçaklara katılacak. | Open Subtitles | في أقل من ساعة ستلحق الطائرات من هنا بذويها في أنحاء العالم |
Günde Bir saatten az televizyon seyredenler. | Open Subtitles | الواتي يراقبن التلفزيون أقل من ساعة في اليوم |
Yürüyerek evime Bir saatten az bir zamanda ulaşabilirim. Acele etmeden... | Open Subtitles | على الأرجل, سأرجع الى بيتى فى أقل من ساعة |
Bay Darling, Bir saatten az bir süre içinde konuşmanız yapmanız gerekiyor. | Open Subtitles | سيد دارلينغ , لديك خطاب ستجريه في أقل من ساعة |
Nova, Bir saatten az bir sürede bütün gezegeni yok edebilir. | Open Subtitles | سيُزِيل السوبر نوفا الكوكب بأكمله فى أقل من ساعة |
Varmamıza Bir saatten az kaldı. Herkes biraz dinlensin. | Open Subtitles | سنهبط في أقل من ساعة فليحاول الجميع أخذ قسط من الراحة |
Bir saatten az zaman sonra adayı terkedecek, denizaltı ile. Ve bu tek yönlü bir yolculuk. | Open Subtitles | بعد أقل من ساعة سيغادر هذه الجزيرة على تلك الغواصة، و هي رحلة ذهاب فقط |
Bir saatten az bir süre sonra bu adayı, o denizaltı ile terk edecek ve bu tek yön bir yolculuk. | Open Subtitles | بعد أقل من ساعة سيغادر هذه الجزيرة على تلك الغواصة، و هي رحلة ذهاب فقط |
Bir saatten az olmuş, uzaklaşmış olamazlar. | Open Subtitles | لقد اشتعلت منذ أقل من ساعة لذا لا يمكن أن يكونوا قد ابتعدوا |
Korkuyor. Bir saatten az bir sürede neyin yanlış olduğunu biliyor oluyorum. | Open Subtitles | ينتابهـا الخوف ، وفي خلال أقل من ساعة أكتشف العلل |
Bu da bana Bir saatten az bir zamanda senin adına bu işi yapmak için fırsat verir. | Open Subtitles | وهذا يعطيني أقل من ساعة لتخليصك من الورطة |
Ziyaretçi Bir saatten az bir süre sonra buluşma yerinde olacak. Planı bir kez daha gözden geçirelim. | Open Subtitles | سيأتي الزائر إلى الاجتماع خلال أقل من ساعة فلنراجع الخطة مرة أخرى |
Bir saatten az bir süre sonra güneşin doğmasına yakın limana yanaşması bekleniyor. | Open Subtitles | خلال أقل من ساعة قبل شروق الشمس نعمل على كل الخيارات لإبقائها في المرسى |
Ve şuanda zamanın dolmasına.. ..Bir saatten az zamanımız var. | Open Subtitles | وبقيت أقلّ من ساعة حتى ينفد الوقت |
Program Pazar sabahları haberlerden önce Bir saatten az olursa dünyamız yine dönmeye devam edecek.. | Open Subtitles | كان سهلاً عندما أدركت أن العالم لا يزال يستمع لأقل من ساعة إلى الأخبار كل صباح أحد |
- Dinlesene beni, Bir saatten az zaman için 150 papel ödüyorum ve hiç çaba harcadığını görmüyorum. | Open Subtitles | - اسمعني, أنا أدفع لك- مئة و خمسين دولار في أقل من الساعة و لا أرى بأنك تبذل جهداً |
Teslimat Bir saatten az bir sürede olacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | عملية التبادل من المقرر ان تحدث في اقل من ساعة |