Bir saatten daha az sürecek. | Open Subtitles | انظرو الى الامر بهذه الطريقة وسوف ننتهي في اقل من ساعة |
Bir saatten daha kısa bir süre önce, dünya çapındaki milyonlarca bilgisayar, Savunma Bakanı'nın yargılanması olayına bağlanmıştı. | Open Subtitles | منذ اقل من ساعة ملايين من أجهزة الكمبيوتر في العالم كله كانت تذيع محاكمة |
İsyancılar, Bir saatten daha az bir zamanda üç helikopterimizi düşürdü. | Open Subtitles | الثوار أسقطوا ثلاثة من مروحياتنا فى أقل من ساعة |
Başkan Logan, Bir saatten daha az bir zaman içinde anlaşmaı imzalayacak. | Open Subtitles | سيقوم الرئيس لوجان بتوقيع الإتفاقية خلال أقل من ساعة |
Rick Rosen, Bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
Rick Rosen, Bir saatten daha kısa bir süre içinde bir sunum yapmamızı bekliyor. | Open Subtitles | ريك روزن يتوقع وصولنا خلال أقل من ساعة لعمل مقابلة معه |
Birileri, Bir saatten daha kısa süre önce CTU'ya girmek için çalıntı bir anahtar kart kullanmış. | Open Subtitles | أحدهم استعمل بطاقة دخول مسروقة للتسلل إلى الوحدة منذ أقل من ساعة |
Başka çaremiz yok. Bir saatten daha kısa süre içinde başlıyoruz. | Open Subtitles | لن يجد الفرصة لذلك - نحن نبدأ خلال أقل من ساعة |
- Bizi öldürmek neymiş görecekler. - Bir saatten daha az süremiz var. | Open Subtitles | ذلك سيعلمهم أن يقتلونا لدينا أقل من ساعة |
Bir saatten daha az bir sürede müvekkilim size görüntüleri verebilir. | Open Subtitles | فى اقل من ساعة موكلى يستطيع اعادتك على الشبكة |
Ve arzu edilen de bunun basın toplantısından önce olması. Bu da Bir saatten daha az bir zaman demektir. | Open Subtitles | وتحديداً قبل المؤتمر الصحفي ما يعطينا أقل من ساعة |
Ev sahibi Bir saatten daha az kaldıklarını söylüyor. | Open Subtitles | المالك يقول أنهما كانا هنا منذ أقل من ساعة |
Aygıtı alıp, hava kabinine getirip mekikle Raza'ya geri dönmek için Bir saatten daha az vaktimiz olduğunu tahmin ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نقدر أننا سيكون لديك أقل من ساعة لفصل الجهاز، حملها إلى غرفة معادلة الضغط و المكوك إلى رضا. |
Meydanda duran devasa kum saati akmaya başlıyor, bitmesi Bir saatten daha az sürecek ve gelen gürültüler, kum saati bittiğinde orada olmak istemeyeceğinizi belirtiyor. | TED | الساعة الرملية الضخمة تتدفق الأن مع أقل من ساعة قبل أن تُفرغ والصرير يخبرك بأنه لا يجب عليك أن تكون بالجوار عندما يحدث هذا |
Bildiri veya eposta Bir saatten daha kısa zamanda yanıt gerektirmiyorsa, Bu onları bu sıklıkta kontrol etmeniz gerek demektir. | TED | إذا لم يتطلّب إشعارٌ أو رسالة الكترونيّة ما رداً بشكل عاجل بأقل من ساعة على سبيل المثال. فإن هذا يمثّل تماماً كم مرّة يجب أن تتحقق منه، وليس أكثر من ذلك. |
Yani bu gün saat 9.41'de. Bir saatten daha az bir zaman içinde! | Open Subtitles | هذا اليوم الساعة9.41 في أقل من ساعة |
Harper antenin saptırmasını Bir saatten daha az sürede halledeceğini söyledi. | Open Subtitles | هاربر يقول الرام مغرفة صرف ... في أقل من ساعة. |
Bir saatten daha kısa süre önce, beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول أن يقتلني منذ أقل من ساعة |
Karı koca olmamıza Bir saatten daha az kaldı. | Open Subtitles | سنغدو زوجاً وزوجة في أقل من ساعة |
Bir saatten daha kısa süre önce, FBI, müslüman amerikan müttefiklerin ofislerine kişisel dosyaların yetkisini almak için ajanlar yollamış, Sandra ajanların gözleri önünde dosyaları silmiş. | Open Subtitles | -منذ أقل من ساعة عملاء المباحث الفيدرالية ذهبوا إلى مكاتب "إتحاد المسلمون الأمريكيين" للبحث فى ملفات الموظفين |