"bir savaş alanı" - Translation from Turkish to Arabic

    • منطقة حرب
        
    • ساحة معركة
        
    • ميدان معركة
        
    • ساحة حرب
        
    Biliyormusunuz, burası eskiden bir savaş alanı olarak kullanılmış. Birkaç yıl önce Open Subtitles هذا المكان كان منطقة حرب قبل عدّة سنوات.
    Katlandığım onca zorlukla, berbat temizlik koşullarıyla ve mahrum kaldığım her şeyle, bir savaş alanı gibiydi. Open Subtitles إنه منطقة حرب مع كل البؤس والنظافه السيئه والحرمان
    Fakat şu an cehennemdesin. Burası tam bir savaş alanı. Open Subtitles لكنك في المعمة الآن منطقة "ميترو" هي منطقة حرب
    Bir yatak odası, insanların mahremiyet paylaştıkları yer hayatın tohumlandığı yer, bir savaş alanı olmuştu. TED غرفة نوم، المكان الذي يتشارك فيه الناس الإلفة، حيث تتكون الحياة نفسها، يصبح ساحة معركة.
    Fransız, arkadaşlarına şu mesajı ilet; Bangkok bir savaş alanı. Open Subtitles أيها الفرنسي انقل هذه الرسالة بانكوك ساحة معركة
    Hiçbir zaman. Her zaman bir savaş alanı olacak. Open Subtitles دائماً سيتواجد ميدان معركة
    Her zaman bir savaş alanı olacaktır. Open Subtitles دائماً سيتواجد ميدان معركة
    Şöyle de bakılabilir. Tabiatın tamamı bir savaş alanı durumunda. Open Subtitles هناك رؤية من منظور أخر وهى أن الطبيعة ما هى إلا ساحة حرب
    Ne burası bir savaş alanı ne de sen bir polissin. Open Subtitles هذه ليست منطقة حرب وانت لست شرطيا
    Bazen... seni arkaplanda bir yerlerde görürdüm... bir protesto, bir konuşma , bir savaş alanı, belki. Open Subtitles أحيانا... أراكِ في الخلفية بمكان ما، مظاهرة، خطاب، منطقة حرب ربما.
    Tam bir savaş alanı. Open Subtitles انها منطقة حرب,نعم
    Burası lanet olası bir savaş alanı. Open Subtitles هذه منطقة حرب لعينة
    Dünya bir savaş alanı. Open Subtitles العالم منطقة حرب
    İki başarısız evlilik, sayısız zor ilişkiden sonra, aşkın bir savaş alanı olduğunu anlamıştı. Open Subtitles بعد زواجين فاشلين وعلاقات رومانسية لا تحصى تعلمت بأن الحب ساحة معركة
    Ancak, onu bulabileceği akıntı tam bir savaş alanı. Open Subtitles لكن، الجدول، حيث قد تجده هناك، هو ساحة معركة.
    Işık hakkında ilginç bir gizem olan şey gerçekliğin doğasının kendi içinde bir savaş alanı olmak üzereydi. Open Subtitles لأن ما بدا وكأنه سر غريب عن الضوء كان على وشك أن يصبح ساحة معركة حول طبيعة الواقع نفسه.
    - Bu bir savaş alanı değil. - Benim için öyle. Open Subtitles إذًا هذه ليست معركة - هذه ساحة معركة بالنسبة لي -
    Aşk gerçekten de bir savaş alanı. Open Subtitles اذاً الحب فعلاً ميدان معركة
    Evden çok bir savaş alanı gibi hissettiriyor. Open Subtitles إنني أشعر بأنه ساحة حرب أكثر من كونه منزلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more