Buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك |
Bunu saklamak için çok iyi bir sebebim var. Çok iyi. | Open Subtitles | . لدي سبب وجيه لإبقاء هذا السر . سبب وجيه جداً |
Yüzbaşı, keşke sizi aramak için daha iyi bir sebebim olsaydı. | Open Subtitles | ايها النقيب، كنت أتمنى لو كان لدي سبب جيد للاتصال بك |
Ama dün beni kurtardığında korkmak için bir sebebim olmadığını hatırladım. | Open Subtitles | ولكن بالأمس عند أنقذني، تذكرت أن لدي أي سبب ليكون خائفا. |
Len'i öldürmek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ولماذا أفعل هذا؟ ليست لدي دوافع "لقتل "لين |
İyi bir sebebim olmasaydı Henry'e asla öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أنّي ما كنت لأفعل هذا بـ(هنري) أبداً لو لمْ يكن لديّ سبب وجيه |
Burada kalmak için bir sebebim kalmadı artık. Bunun çaresine baktın. | Open Subtitles | ليس لديّ سبب يدعوني إلى البقاء، أنت حرصت على ذلك |
- Ayrılmak için bir sebebim yoktu. - Ayrılmak için bir sürü nedenin vardı. | Open Subtitles | ــ لم يكن لدى سبب للرحيل ــ بل كان لديكِ العديد |
Sana polis çağırmamanı söylediğimde... çok iyi bir sebebim vardı. | Open Subtitles | عندما سألتك أن لا تستدعى الشرطة كان عندي سبب جيد جدا |
Eğer hayatımda birilerinin olması için güçlü bir sebebim varsa, onlar için savaşırım. | Open Subtitles | نه فقط لو كان هذا سبب قوي لي لأقابل شخصاً ,في حياتي سوف أكافح لأجلهم |
Burada misafirim. Size yardım edeceksem bir sebebim olmalı. | Open Subtitles | أنا ضيف هنا.أذا كان علي مساعدتك يجب أن يكون لدي سبب |
Evet, biliyorum, vaskülit olması için bir sebebim yok. | Open Subtitles | نعم، أعلم ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية |
Şuan mortgage bono piyasasının sahtekarlık içerdiğine inanmamı gerektirecek bir sebebim var. | Open Subtitles | أنا حاليا لدي سبب كي أعتقد أن سوق سندات الرهنية محتال |
Eğer kopya çektiğine inanmak için bir sebebim varsa, yapabilirim. | Open Subtitles | إن كان لدي سبب لأعتبر أنك تغش فيمكنني ذلك |
Mutlu olmak için harika bir sebebim var. - Sanırım hamilesin. | Open Subtitles | لا تشغلي نفسك بمشاكلي لدي سبب وجيه لكي أجعله سعيدا |
Senden memnun olmamak için ne gibi bir sebebim olabilir ki? | Open Subtitles | لماذا يكون لدي سبب في أن أكون مستاء منك؟ |
Bilerek yapmış olsam bile, içten içe, bilinçaltımda iyi bir sebebim olsa gerek. | Open Subtitles | انظري , حتى لو فعلتها عن قصد في مرحلة لاشعورية عميقة لابد وأن لدي سبب مقنع |
Bu salondaki kimseye yalan söylemek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | تقول الحقيقة؟ ليس لدي أي سبب للكذب على أي شخص في القاعة |
Ve bunu yapmak için bir sebebim olduğunu düşünmeni istemiyorum. | Open Subtitles | ولم أرغب في أن يكون لدي أي سبب في التفكير بما فعلته |
Artık seninle yarışmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي سبب لأتبارى معك بعد الآن |
Len'i öldürmek için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ليست لدي دوافع "لقتل "لين |
Lagertha'ya fazla kızmamak için çok iyi bir sebebim var. | Open Subtitles | لديّ سبب وجيه جداً (لعدم الشعور بالغضب من (لاغيرثا |
Burada kalmak için bir sebebim kalmadı artık. | Open Subtitles | ليس لديّ سبب يدعوني إلى البقاء هنا |
Çabucak büyümek için bir sebebim daha olur. | Open Subtitles | ليكون لدى سبب آخر لأكبر بسرعة |
Sonunda,dairemden ayrılmak için bir sebebim vardı. | Open Subtitles | أخيرا، عندي سبب يدفعني لمغادرة الشقّة |
Çok iyi bir sebebim vardı. | Open Subtitles | كان لديّ سبب قوي. |