"bir sebebim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لدي سبب
        
    • لدي أي سبب
        
    • ليست لدي دوافع
        
    • لديّ سبب وجيه
        
    • لديّ سبب يدعوني
        
    • لدى سبب
        
    • عندي سبب
        
    • سبب قوي
        
    Buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. Open Subtitles ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك
    Bunu saklamak için çok iyi bir sebebim var. Çok iyi. Open Subtitles . لدي سبب وجيه لإبقاء هذا السر . سبب وجيه جداً
    Yüzbaşı, keşke sizi aramak için daha iyi bir sebebim olsaydı. Open Subtitles ايها النقيب، كنت أتمنى لو كان لدي سبب جيد للاتصال بك
    Ama dün beni kurtardığında korkmak için bir sebebim olmadığını hatırladım. Open Subtitles ولكن بالأمس عند أنقذني، تذكرت أن لدي أي سبب ليكون خائفا.
    Len'i öldürmek için bir sebebim yok. Open Subtitles ولماذا أفعل هذا؟ ليست لدي دوافع "لقتل "لين
    İyi bir sebebim olmasaydı Henry'e asla öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun. Open Subtitles تعرفين أنّي ما كنت لأفعل هذا بـ(هنري) أبداً لو لمْ يكن لديّ سبب وجيه
    Burada kalmak için bir sebebim kalmadı artık. Bunun çaresine baktın. Open Subtitles ليس لديّ سبب يدعوني إلى البقاء، أنت حرصت على ذلك
    - Ayrılmak için bir sebebim yoktu. - Ayrılmak için bir sürü nedenin vardı. Open Subtitles ــ لم يكن لدى سبب للرحيل ــ بل كان لديكِ العديد
    Sana polis çağırmamanı söylediğimde... çok iyi bir sebebim vardı. Open Subtitles عندما سألتك أن لا تستدعى الشرطة كان عندي سبب جيد جدا
    Eğer hayatımda birilerinin olması için güçlü bir sebebim varsa, onlar için savaşırım. Open Subtitles نه فقط لو كان هذا سبب قوي لي لأقابل شخصاً ,في حياتي سوف أكافح لأجلهم
    Burada misafirim. Size yardım edeceksem bir sebebim olmalı. Open Subtitles أنا ضيف هنا.أذا كان علي مساعدتك يجب أن يكون لدي سبب
    Evet, biliyorum, vaskülit olması için bir sebebim yok. Open Subtitles نعم، أعلم ليس لدي سبب لأفكر في التهاب الأوعية
    Şuan mortgage bono piyasasının sahtekarlık içerdiğine inanmamı gerektirecek bir sebebim var. Open Subtitles أنا حاليا لدي سبب كي أعتقد أن سوق سندات الرهنية محتال
    Eğer kopya çektiğine inanmak için bir sebebim varsa, yapabilirim. Open Subtitles إن كان لدي سبب لأعتبر أنك تغش فيمكنني ذلك
    Mutlu olmak için harika bir sebebim var. - Sanırım hamilesin. Open Subtitles لا تشغلي نفسك بمشاكلي لدي سبب وجيه لكي أجعله سعيدا
    Senden memnun olmamak için ne gibi bir sebebim olabilir ki? Open Subtitles لماذا يكون لدي سبب في أن أكون مستاء منك؟
    Bilerek yapmış olsam bile, içten içe, bilinçaltımda iyi bir sebebim olsa gerek. Open Subtitles انظري , حتى لو فعلتها عن قصد في مرحلة لاشعورية عميقة لابد وأن لدي سبب مقنع
    Bu salondaki kimseye yalan söylemek için bir sebebim yok. Open Subtitles تقول الحقيقة؟ ليس لدي أي سبب للكذب على أي شخص في القاعة
    Ve bunu yapmak için bir sebebim olduğunu düşünmeni istemiyorum. Open Subtitles ولم أرغب في أن يكون لدي أي سبب في التفكير بما فعلته
    Artık seninle yarışmak için bir sebebim yok. Open Subtitles ليس لدي أي سبب لأتبارى معك بعد الآن
    Len'i öldürmek için bir sebebim yok. Open Subtitles ليست لدي دوافع "لقتل "لين
    Lagertha'ya fazla kızmamak için çok iyi bir sebebim var. Open Subtitles لديّ سبب وجيه جداً (لعدم الشعور بالغضب من (لاغيرثا
    Burada kalmak için bir sebebim kalmadı artık. Open Subtitles ليس لديّ سبب يدعوني إلى البقاء هنا
    Çabucak büyümek için bir sebebim daha olur. Open Subtitles ليكون لدى سبب آخر لأكبر بسرعة
    Sonunda,dairemden ayrılmak için bir sebebim vardı. Open Subtitles أخيرا، عندي سبب يدفعني لمغادرة الشقّة
    Çok iyi bir sebebim vardı. Open Subtitles كان لديّ سبب قوي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more