Yani bir sanatçı - bir mimar - olarak hala hayattayken bir sembol ve bir efsane haline gelmek inanılmaz birşey. | TED | أعني مذهلة كفنان.. كمهندس معماري.. فقد أصبحت رمزاً وأسطورة زمانك |
Çünkü eğer sistemi iyileştirebilirsek, tüm dünyada sulak alan restorasyonu için bir sembol hâline gelecek. | TED | لأنه إذا تمكنا من سدّ الثغرة الموجودة في النظام البيئي، سيكون هذا رمزاً لإعادة تأهيل الأرض الرطبة في كل أنحاء العالم. |
7. yüzyılın sonlarına kadar tavuk, Hristiyanlık için bir sembol olarak kabul edildi. | TED | وفي أواخر القرن السابع، اعتبر الدجاج رمزاً للدين المسيحي. |
Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
Ya da hepsi bir sembol veya işaret gibi bir şeydir. | Open Subtitles | أو هذا الشيء هو رمز أو علامة أو شيءٌ من هذا |
Senden şu anda istediğim şey ise, Fransa için bir sembol olman. | Open Subtitles | وأطلب منك أن تكون رمزا لجميع من في فرنسا |
Evet, çünkü mühürlenmiş. Kilidin üstünde, büyülü bir sembol var. | Open Subtitles | أجل، ذلك لأن به خِتمًا في القُفل، رمزًا سحريًّا. |
Bu kara büyüyü aktarmak için kullanılan bir sembol. | Open Subtitles | إنهُ رمزٌ إستخدمَ لتوجيهِ السحر المظلم |
Evim Brooklynn köprüsünden çok uzak değil, ve koltuk değnekleriyle yürüdüğüm bir buçuk sene o benim için bir sembol olmuştu. | TED | ان منزلي ليس بعيدا من جسر بروكلين واثناء تلك السنة والنصف التي قضيتها على العكازتين بدا لي هذا الجسر كرمز |
Bu süre içinde mantıksal bir sembol ya da rakam çizemedi. | Open Subtitles | طوال الوقت لم يرسم رمزاً منطقياً أو رقماً |
İnsanlara bu dünyayı daha iyi bir hale getirmek işçin ilham veren bir sembol olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكون رمزاً يعطي للجميع الأمل أنّ هذا الكوكب سيكون مكاناً أفضل |
Regum şehri için Çin'de bir sembol seçildi, | Open Subtitles | سميت المدينه ريجام رمزاً للملكيه |
Bu örtü sadece dini bir sembol değil. | Open Subtitles | غموضي ليس فقط رمزاً لتديني |
Fikir bir sembol olmaktı. | Open Subtitles | الفكرة كانت ان اكون رمزاً |
düşündüğümüz şey bütün bunları bir sembol veya işaret olarak kullanıp kullanamayacağımızdır. | TED | إذاً مضمون كل هذا هو هل يوجد أي طريقة لاستخدام كل ذلك كمجرد رمز أو علامة؟ |
Eğer bir teröristsen, Amerika'nın gücünü ve teknolojisini gösteren göze batan bir sembol. | Open Subtitles | اذا كنت ارهابيا فانه رمز قوي و فعال للازهار الأمريكي |
Bazı insanlar şöyle düşünür, "Tamam, dini bir sembol olabilir." | Open Subtitles | بعض الناس يعتقدون ، " حسنا" يمكن أن يكون رمزا دينيا |
bir sembol oldun. | Open Subtitles | لقد أصبحت رمزا |
Druid'in kitabı bir sembol gösteriyordu. Onu bulmamız gerek. Bir nevi anahtar olmalı. | Open Subtitles | كتاب الكاهن احتوى رمزًا علينا إيجاده؛ حتمًا هو مفتاح ما. |
Ama bir sembol haline gelirsen korkuya karşı bir sembol o zaman Gotham yeniden doğabilir. | Open Subtitles | ،لكن لو أصبحت رمزًا ،رمز ضد الخوف فيمكن لـ "غوثام" أن تولد من جديد |
Fetih anlamına gelen eski bir sembol. | Open Subtitles | إنهُ رمزٌ قديمٌ "يعني "النصرَ |
Biyolojik olarak büyüleyici, Hesaplama olarak büyüleyici, aynı zamanda o bir sembol toplumun fikirlerini birleştiren bir yol, kollektif bir davranış oluşturan ve işbirliği sağlayan. | TED | حيوياً حاسوبياً و أيضاً كرمز كطريقة دمج أفكار المجتمع السلوك الكلي، و التعاون. |