Yani sen onun bir sevgilisi olduğunu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | إذن رأيك أن ليس لديها صديق حميم. |
Arama ve mesajlara göre Dean Bedford adında bir sevgilisi varmış. | Open Subtitles | بناءا على مكالمتها و رسائلها لدينا صديق حميم يدعى " دين بيدفورد " |
AS: Ben de bu soruya ilgi duydum fakat aslında ben Stacey'nin bu soruyu sorma motivasyonuyla daha çok ilgilendim. Çünkü onunla tanıştığımızdan beri bir sevgilisi olmamıştı. | TED | اليك: كنت مهتماً بالموضوع بالفعل لكن اهتمامي بمعرفة دافع ستاسي كان أكبر، ولأننى أعرف أن ستاسي ليس لديها حبيب. |
Beni başından savmak için bir sevgilisi olduğunu söylüyor sandım. | Open Subtitles | أنها كانت تخبرني أن لديها حبيباً فقط حتى تبتعد عني |
Ama Vonnie onu en başından uyarmıştı; bir sevgilisi vardı. | Open Subtitles | لكنها حذرته من البداية بأن لديها خليل بالفعل. |
Sandrin bir sevgilisi yok. | Open Subtitles | كما وأن "ساندرين" لا يمكن أن يكون لها عشيق. |
Hannah'nın bir sevgilisi olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن (هانا) لديها صديق حميم حتى. |
Leela'nın bir sevgilisi var! | Open Subtitles | لدى "ليلا" صديق حميم! |
Kavga gürültü ayrıldıkları eski bir sevgilisi var ama o da G7 ayaklanması sırasındaymış. | Open Subtitles | لديها حبيب سابق ولكن كان ذلك سابقاً في أعمال الشغب |
Kadının bir sevgilisi olduğunu gösteren bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك ما يشير إلى أن لديها حبيب |
Geç kaldın, onun bir sevgilisi var. | Open Subtitles | لقد فات الأوان لديها حبيب الآن |
Onu takip ettim ve bir sevgilisi olduğunu gördüm. | Open Subtitles | .. وتبعتها للمنزل ، و اتضح فعلاً أن لديها حبيباً أنت |
Bak, anlaşılan babası kızın gizli bir sevgilisi olduğuna inanmış durumda, o yüzden bir şey duymuş musun diye sana sormamı istedi. | Open Subtitles | يبدو أن والدها مقتنع بأن لديها خليل في السر فطلب مني أن اسألك إن كنت تعلم |
Fakat bahse girerim bir sevgilisi vardır. | Open Subtitles | و لكنني اراهن أن لديها خليل. |
Amber'in babası, önceden Jeremy Keiper adında bir sevgilisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال والدها أنّه كان لديها خليل يدعى (جيريمي كايبر) |
Açıkçası, bir sevgilisi olduğunu söylediğinde Amy'e inanmamıştım. | Open Subtitles | (لم أصدق (آيمي عندما أخبرتني ان لها عشيق |
Maryann bana bir sevgilisi olduğundan bahsetmemişti. | Open Subtitles | (ماريان) لم .. لم تقل لي بأن لها.. عشيق |