"bir silah var" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك سلاح
        
    • على سلاح
        
    • هناك بندقية
        
    • يوجد مسدس في
        
    • يوجد سلاح
        
    • هنالك مسدس
        
    • هناك مسدس في
        
    • لدينا مسدس
        
    • لدي مسدس
        
    • أشير بسلاح
        
    • ألديك سلاح
        
    Aslında bu adamların yakanızdan düşmesini sağlayacak gizli bir silah var. Open Subtitles حَسناً، هناك سلاح سري الذي حقاً قَدْ يُساعدُ للحُصُول على هؤلاء الناسِ مِنْ ظهرِكَ.
    Çoktan ölmüş olanı yok edebilecek tek bir silah var. Open Subtitles هناك سلاح واحد فقط يمكنه قتل الأشياء الميتة
    Tamamdır, elinde mükemmel bir silah var artık. Open Subtitles ثم تحصل على سلاح مثالي ذلك لم يكُ خطأي صحيح ؟
    Hapishanende bir silah var ve adamlarımdan birine doğrultuldu. Open Subtitles هناك بندقية في سجنك و لقد كانت مصوبة باتجاه أحد رجالي
    Torpido gözünde bir silah var. Open Subtitles يوجد مسدس في درج السيارة
    Bir yerlerde bir Köken'i öldürebilecek güvenilmez bir silah var. Open Subtitles يوجد سلاح طليق مراوغ كفيل بقتل مصّاص دماء أصليّ.
    Üzerinize doğrultulmuş bir silah var beyler, treni durdurun. Open Subtitles هنالك مسدس مصوب نحوكم ايها السادة والان اوقفوا القطار
    - Çantasında bir silah var. Open Subtitles هناك مسدس في حقيبتها.
    Seninle bağlantılı bir silah var ve sudan çıkartılan bir çift eldiven. Open Subtitles لدينا مسدس مرتبط بك... وزوجين من القفازات أخذوا من الماء...
    Tina, iyi şeylerime doğrultulmuş bir silah var. Open Subtitles تينا , لدي مسدس مصوب لبضاعتي الجيدة
    Hayır, SİLAH... "Sana doğrultulan bir silah var." Open Subtitles لا، ذلك سلاح، جي يو إن "هو "أشير بسلاح عليك
    Ceketinin altında bir silah var. Open Subtitles ألديك سلاح تحت سترتك
    Bir hedef olacaksın, ama burada bir silah var ve çok az bir insanın haberi var. Open Subtitles وسوف تصبح هدفا، ولكن هناك سلاح هنا أن قلة قليلة من الناس معرفة.
    Bu fıçıların birinin içinde gizli bir silah var. Open Subtitles هناك سلاح سري في واحد من هذه البراميل
    Burada bir silah var. Open Subtitles عثرنا على سلاح هنا.
    Tamamdır, elinde mükemmel bir silah var artık. Open Subtitles ثم تحصل على سلاح مثالي
    Ortada bana doğrultulmuş lanet olası bir silah var ve sen dolu olup olmadığını bile bilmiyorsun. Open Subtitles هناك بندقية لعينة في الخارج ,مصوبة تجاهي ! ولا تعلم إن كانت معمّرة
    Orada sana doğrultulmuş bir silah var mı? Hayır. Open Subtitles هل هناك بندقية مصوبه نحوك؟
    Torpido gözünde bir silah var. Open Subtitles يوجد مسدس في درج السيارة
    Bay McVeigh, Diane ile evli olduğunuzu biliyorum, ...bunun sizin açınızdan sorun teşkil etmesini istemiyorum, ...ama ortada kusurlu bir silah var, ve bunun sizin için her şeyden daha önemli olduğunu biliyorum. Open Subtitles سيد (ماكفاي)، أعلم أنك متزوج من (دايان)، ولا أريد التسبب في أيّة متاعب لك، لكن يوجد سلاح مَعِيب في الخارج هناك،
    Kiralık kasanda bir silah var, değil mi? Open Subtitles هنالك مسدس في صندوق أماناتك أليس كذلك ؟
    Sakın kıpırdama McCain! Kafana doğrultulmuş bir silah var! Open Subtitles لا تتحرك ماكين لدينا مسدس على راسك
    Sen de bir zaman makinesi, bende de bir silah var. Open Subtitles لديك آلة زمنية و لدي مسدس
    "Size doğrultulan bir silah var. Birfey yokmuş gibi davran". Open Subtitles أشير بسلاح عليك" "بشكل طبيعي Abt
    - Evinizde ateşli bir silah var mı? Open Subtitles ألديك سلاح ناري في المنزل؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more