| Ben davamı, jüriyi belli bir sonuca yönlendirme konusunda tasarlamıştım. | Open Subtitles | لقد هيأت قضيتي لتقود هيئة المحلفين لنتيجة مؤكدة |
| Seni hissediyorum ve ben kaçınılmaz bir sonuca varabilmek için gidiyoruz. | Open Subtitles | أشعر أننا موجهون لنتيجة لا مفر منها |
| Kesin bir sonuca varamadım. | Open Subtitles | لم أصل لنتيجة حاسمة. |
| Genellikle mükemmel arabanın hangisi olduğu konusunda iyi bir sonuca varırlardı. | TED | وفي النهاية يصلون إلى نتيجة جيدة في العادة عن السيارة المثالية لهم |
| Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız. | Open Subtitles | أنا أركز علي الصراعات الداخلية حيث التخطيط الإستراتيجي هو أمر أخلاقي يبدو أنه سيخلق نتيجة |
| Henrik'in bir sonuca ulaşmak için son şansı sensin. | Open Subtitles | أنت آخر فرصة لـ"هنريك" كي يتوصّل الى أي استنتاج |
| Ancak tek bir sonuca varabildim. | Open Subtitles | ولم أصل إلى أي استنتاج |
| Savunma bakanlığı bağlantısı, ...ve virüsün insan yapımı olması faktörü ...tek bir sonuca çıkıyor, illegal biyolojik silah projesi. | Open Subtitles | -جهة إتصال وزارة الدفاع وحقيقة أن الفيروس من صنع الإنسان يقود لنتيجة وحيدة... |
| Her şey tek bir sonuca işaret ediyor. | Open Subtitles | "كلّ الإشارات تقود لنتيجة واحدة" |
| Bütün araştırmalarım ve Center for Policing Equity ile yaptığım yılların çalışması aslında beni Amerika'daki ırk acısının ortasında umutlu bir sonuca yöneltti. O da şu: Irkçılığı çözmek imkansız gözüküyor çünkü ırkçılık tanımımız bunu imkansız kılıyor ama bu şekilde olmak zorunda değil. | TED | إن كل بحثي، وعملي الذي دام لعقد كامل داخل مركزي... مركز الإنصاف في العمل الشرطي... يقودني في الحقيقة لنتيجة باعثة على الأمل في ظل كل العنصرية البائسة التي تحدث في أمريكا، وهي كالتالي: إن محاولة حل مشكلة العنصرية تبدو مستحيلة لأن تعريفنا للعنصرية يجعل منها مستحيلة، لكن يمكننا إصلاح هذا الوضع. |
| İkisini de destekleyen kanıtlar var ama bir sonuca ulaşmak için yeterli değil. | Open Subtitles | هناك دليل يدعم كلاهما ولكن ليس كافيا للوصول الى نتيجة |
| Nihayet tek bir sonuca ulaştım. | Open Subtitles | وأخيرًا، استطعتُ التوصل إلى نتيجة واحدة وحسب. |
| Bu diş izlerini analiz ettikten sonra bir sonuca vardınız mı? | Open Subtitles | هَلْ كنت قادرقادر على رسم نتيجة نهائية مِنْ تحليلِ علاماتِ الأسنانِ هذه؟ |
| Dışarıda kozlarımızı paylaşacaksak... geçen günkünden farklı bir sonuca hazır ol yaşlı adam. | Open Subtitles | وإذا تشاجرنا خارج هذا المكان أيها العجوز فستكون هناك نتيجة مختلفة عن نتيجة ذلك اليوم اللعين |