Belki elinde bir sorun vardır, bilmiyorum. | Open Subtitles | ربما كانت لديه مشكلة بيده , لست أعلم |
Belki elinde bir sorun vardır, bilmiyorum. | Open Subtitles | ربما كانت لديه مشكلة بيده , لست أعلم |
Bilgisayar programları temel olarak ağaçlardır, ve bir bilgisayar programıyla sanat yaptığınızda, bir sorun vardır. | TED | برامج الحاسوب في الأساس متشعبة بتسلسل منطقي كالشجر، و عندما تريد صنع الفن ببرنامج حاسوب، ستكون هناك مشكلة. |
Belki de uydu anteninde bir sorun vardır. Kapatıyorum. Bardaktan boşanırcasına yağıyor. | Open Subtitles | ربما هناك مشكلة بطبق الاستقبال يجب ان اذهب انها تُمطر بشدة فى الخارج |
Bu yüzden, bir sorun var diyorsan, bir sorun vardır dedim ben de. | Open Subtitles | فإن كنت تخبريني هناك مشكلة أعتقد أن هناك مشكلة |
Baya ciddi görünüyor. Böyle olduğunda, genelde bir sorun vardır. | Open Subtitles | نعم، عندما تَحْصلُ على مثل ذلك يعني هناك مشكلة |
Zümre toplantılarında bir sorun vardır. | TED | هناك مشكلة مع لقاءات المجتمع. |
Birisi sorun yok diyorsa, daima bir sorun vardır. | Open Subtitles | "طالما يقول أحدهم "لا مشكلة "فتأكد أن "هناك مشكلة |
Belki de makinede bir sorun vardır. | Open Subtitles | ربما كانت هناك مشكلة في الآلة |
Ancak bir sorun vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك مشكلة واحده |
Belki bir sorun vardır. | Open Subtitles | ربما هناك مشكلة |
Belki de bir sorun vardır. | Open Subtitles | اللعنة , ربما تكون هناك مشكلة |