ama sonra bana kuliste bir sorunu olduğunu söyledi. | TED | كذلك ، كانت أينشتاين محرجة للغاية في الاعتراف بذلك من قبل، لكنها كانت تحدثني وراء الكواليس بان لديها مشكلة. |
bir sorunu olduğunu ve halledeceğini söyledi. - Bu kadar mı? | Open Subtitles | لا شيء، قالت بأن لديها مشكلة وأنها ستتعامل معها |
Bana bir sorunu olduğunu söyleyince ona yardım etmeyecek miyim yani? | Open Subtitles | أنتم تقولون أنه لو لديها مشكلة ليس علي مساعدتها ؟ |
Bilmiyorum, şu ana kadar bir sorunu olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لا اعرف ، انا لم اكن اعلم ان لديها مشكلة حتى هذه اللحظة |
Menajerleri bir sorunu olduğunu biliyordur herhalde? | Open Subtitles | لانه بالتأكيد مدير اعمالها كان على علم بأن لديها مشكلة ما |
Maria, Oscar'a bir sorunu olduğunu ve senin yardımına ihtiyaç duyduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ماريا " أخبرت " أوسكار " أن " لديها مشكلة وتحتاج مساعدتك |
Gerçek bir sorunu olduğunu farz etti. | Open Subtitles | حالفه الحظ جعلها تعترف أن لديها مشكلة |
Disiplin Kurulu'yla bir sorunu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنّ لديها مشكلة... مع اللجنة التأديبية |
Ben onun bir sorunu olduğunu düşündüm Roberto'ya sorun. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّها كان لديها مشكلة مع (روبيرتو) |
Chicago'ya gidip Evelyn'e, Johanna'dan daha büyük bir sorunu olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | (يجب أن أصل الى (شيكاغو) ، وأخبر (إيفلين (بأن لديها مشكلة أكبر بكثير من (جوانا |