- Peşimden geldin. - bir suçlu olduğun için geldim. | Open Subtitles | ـ لقد جئتِ ورائى ـ لقد جئت ورائك لأنك مجرم |
Yabancı bir dine gönül verip ülkesini terkeden bir suçlu. | Open Subtitles | من أخذ قلبه دين أجنبي. مجرم رمى هذا البلد بعيداً. |
...bir suçlu, Amerika başkanı bir Buda Buda Buda Buda, şeker Buda. | Open Subtitles | مجرم سلس،،، كرئيس الولايات المتحده ـ بوذا، بوذا، بوذا، بوذا. ـ حسناً |
Kahramanı bir suçlu olan birine asla saygı duyamayacağımı söyledim. | Open Subtitles | قلت أنه لا يمكن أبداً أن أحترم رجلاً كان بطله مجرماً. |
Sen bir suçlu değilsin ve seni suçluya dönüştürmek istemiyorum. | Open Subtitles | و أنت لست مجرمة و لا أريد تحويلك الى واحدة |
O zaman aksini ispat eden somut kanıtlar Olmadıkça bir suçlu. | Open Subtitles | إذن فهو يعد مجرما حتى نحصل على دليل واضح بغير ذلك |
Büyük bir suçlu olduğunu yazıyordu ama kulüp üyeliğinden bahsetmiyordu. | Open Subtitles | حسناً، مذكور فيها بأنه مجرم كبير ولم يحدد أي فئة |
Yani bilinen bir suçlu ve şüpheliyle gizli iş çevirmiyorsun? | Open Subtitles | لذا أنت لا تتآمر مع مجرم معروف ومشبوه إذاً ؟ |
Dünya liderine suikast düzenleyen tehlikeli bir suçlu gibisin be. | Open Subtitles | حسبتك مجرم خطير الذي حاول اغتيال رئيس العالم، يا صاح |
Bu silah azılı bir suçlu tarafından illegal yollarla, geçmiş kayıtlarının zorunlu olmadığı bir silah fuarından satın alındı. | Open Subtitles | هذا السلاح تم الحصول عليه بطريقة غير شرعية من مجرم مهني في معرض الأسلحة حيث الفحوصات الخلفية غير إلزامية |
Onu, Roxbury Mahkemesindeki ilk günümde gördüğümde, orada duran bir suçlu görmedim. | TED | عندما رأيته ذلك اليوم في محكمة راكسباري، لم أرى مجرم مجرم يقف هناك. |
Üvey kızımı baştan çıkaran ve beni kapı dışarı eden adam bir suçlu. | Open Subtitles | الرجل الذى أغوى زوجة إبنى وطردنى خارج المنزل هو مجرم |
Üvey kızımı baştan çıkaran ve torunuma tecavüz eden adam bir suçlu. | Open Subtitles | الرجل الذى أغوى زوجة إبنى وإغتصب حفيدتى هو مجرم |
Peki, ya biri size gelip de... yani bir katil ya da bir suçlu... gelip de sizden yardım isterse? | Open Subtitles | أعني ماذا لو أن شخص جاء إليك و أنت تعرف انه مجرم أو قاتل أو نوع من و أراد نوع من المساعدة؟ |
bir suçlu olmadığımı söylemek zorunda kalmayı kişisel olarak onur kırıcı buluyorum. | Open Subtitles | و أعتبر اضطرارى لنكران أننى مجرم بمثابة اهانة كبيرة لشخصى |
Benim çalıştığım reaktör kasabanın suyunu kirletiyor ve zehirliyorsa senin mantığına göre bu beni bir suçlu yapar. | Open Subtitles | إن كانت محطتي تلوّث الماء ،وتسمّم البلدة ،طبقاً لمبدئك فذلك يجعلني مجرماً |
Ben bir suçlu değilim. | Open Subtitles | لكني لا أريد فعل هذا ببساطه أنا لست مجرماً |
Bu yanardağı bir suçlu değil. Hiçkimseyi incitmedi. | Open Subtitles | فهذه الحمم البركانية ليست مجرمة وهي لم تؤذ أي شخص |
Evde bir suçlu barındırmanın Roma kanunundaki cezasını biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف العقاب الذي يفرضه القانون الروماني على من يخبئ مجرما معروفاً؟ |
Vahşi bir suçlu, doğuştan katil. Asla değişmeyecek. | Open Subtitles | إنه مُجرم عنيف، مُجرم وُلد ليقتُل، لن يتغيّر أبداً |
Bir suçluyu en iyi başka bir suçlu savunur. | Open Subtitles | أفضلُ شخصٍ يدافعُ لمجرمٍ وهو مجرمٌ بالفعل. |
Ama bir suçlu gibi tutuklanıp bir araca zorla bindirildi. | Open Subtitles | عوض ذلك، تمّ اعتقاله فحسب اُدخل سيارة مجبرا كمجرم شهير |
Ülkeme ancak yasal yolla dönerim. Ben kaçak bir suçlu değilim. | Open Subtitles | أنا سأعود إلى بلادي قانونيا, لا أحب ان اكون مدان هارب |
Ama tedbiri elden bırakmamalısın. Sonuçta o bir suçlu. | Open Subtitles | لكنّكَ لا بدّ ألّا تغفل، إنّه لا يزال مُجرماً. |
Emekli bir suçlu olarak hayat nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كيف هي حياة التقاعد بالنسبة لمجرم عالمي؟ |
Mike bir suçlu değil, o yüzden başka bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | إنه ليس بمجرم لذا لا شك أن الأمر يتعلق بشيء آخر |
Olmaz. Orada 60 yaşında bir suçlu ve bir laboratuar faresi var. Sana bitti diyorum. | Open Subtitles | لدينا مُدان في الـ60 من عمره وعامل مختبر, صدِّقني، إنتهى الأمر |
İki yıllık deniz piyadesiydin ve beş saniyeliğine acımasız bir suçlu oldun. | Open Subtitles | وكنت جندي بحرية لكم؟ لعام أو إثنين؟ ومجرماً عنيفاً لخمس ثواني؟ |
Ama Jessica Davis kaçırılmasına bakarsak... karşımızda seçici bir suçlu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن مع عملية اختطاف جيسيكا دايفس نحن غالبا نتعامل مع معتد تفضيلي |
FBI'ın kendine çok yakın tutmak istediği türden bir suçlu olmalısınız. | Open Subtitles | لا بد بانك كنت مجرمًا نوعًا ما بالنسبة للمباحث الفدرالية الأمر الذي يجعلهم يرغبون بوجودك قريبًأ منهم |