Rhea bir battaniyeye bir taş sarar ve ona sunar, | Open Subtitles | قامت ريا بلف حجر في بطانية و أعطتها لزوجها |
Üstünde anlamsız yazılar olan bir taş sadece. | Open Subtitles | إنها فقط صخرة ببعض الهراء عليها. |
Bütün yığın tamamlandığında, bir taş alıp... geri taşıyacaksın. | Open Subtitles | وعندما تنهي جميع الكومة ...تحمل حجرا واحدا في كل مرة لتعيد نقله |
Neyse ben sıcak bir taş terapisi yaptıracağım. Sen ne yaptıracaksın? | Open Subtitles | على اى حال , انا سأحصل على تدليك بالحجر الساخن |
Bana bir kaç gün önce garip bir taş bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أنه وجد هذه الصخرة الغريبة قبل أيام، |
Ve her zaman es geçtiğim bir taş vardı. | TED | و كانت هناك قطعة من الحجر كنت أتخطاها دوما. |
Güç ise yüzyıllar boyu dimdik duran eski bir taş ev. | Open Subtitles | القوة مثل المبنى المبنيّ من الصخور القديمة والذي يبقى صامداً لقرون |
Suya bir taş attığında meydana gelen dalgalanma gibi. | Open Subtitles | مثل الموجات المتتالية عندما ترمي حجر في الماء |
İçine bir taş atsam üzerim kirlenir. | Open Subtitles | إذا لتر القاء حجر في ذلك بعد ذلك سوف تتسخ. |
Oradan havaya bir taş at, o taş bu şehirin bir yerinde senden daha beterini görmüş birinin mezarı üzerine inecek. | Open Subtitles | إرمي حجر في أيّ مكان في المدينة، ستجده يقع على شخص حاله أسوء من حالك. |
Üstünde anlamsız yazılar olan bir taş sadece. | Open Subtitles | إنها فقط صخرة ببعض الهراء عليها. |
— Bir seferde bir taş alacaksın. — Evet efendim. | Open Subtitles | تحمل حجرا واحدا في كل مرة- نعم سيدي- |
Kahretsin, ona ben bile bir taş atardım. | Open Subtitles | لرميته بالحجر بنفسي ايضا |
Bu taşı sevdim. Çok hoş bir taş | Open Subtitles | تعجبني هذه الصخرة إنها صخرة جميلة |
Taş bir kalbi olan sadece bir taş dış. | Open Subtitles | إنها ذات شكل خشن وقلب من الحجر |
Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir taş duvar var. | Open Subtitles | -أنه حقل ذو طابع مميز به جدار من الصخور وشجرة بلوط ضخمة |
O zaman mezarıma bir taş dikip güneşin altında adımı yazabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكن وضع حجر على قبري و ينقش اسمي على الحجر |
Hüzünlü Çuval, bir taş yığınının üzerinde oturuyordu | Open Subtitles | ساك الحزين كان جالساً على كتله من الصخر |
Sizce öyle bir taş bulmuş olsam, hala bu kıtada olur muydum? | Open Subtitles | هل تظن اذا كنت قد وجدت ماسة كهذه.. كنت سأبقى في هذه القارة؟ |
Ay'ın sadece bir taş parçası olmadığını düşünüyor, biliyorum. | Open Subtitles | إلا أنني أعرف أن القمر بالنسبة له ليس مجرد صخرة |
bir taş çarpmış olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن صخرة ما ضربته |
Onu yavaşlat, yuvarlak bir taş bul, onun aklından bunu çıkar, onu ger ve arkaya doğru esnet. | Open Subtitles | ليهدأ، ويبحث عن حجر مستدير ليريح رأسه، ويستريح، وينحني |
Onun ünlü bir sözüdür: "Her bir taş blok içinde bir heykel barındırır ve heykeltraşın görevi bunu ortaya çıkarmaktır." | TED | هذه مقولة مشهورة نقلاً عنه: "كل كتلة حجرية تحمل في داخها تمثالاً ومهمة النحات هي أن يكتشفه". |
Ayakkabımın içinde bir taş var. Sen onu çıkartabilirsin. | Open Subtitles | عندي حجارة في حذائي أنت تستطيع إزالتها |