Saçaklardan aşağıya gelen saçaklar da, kutudan arta kalanla oluşan bir tasarım. | TED | وهذه الكوابل الممدوة تحت الإفريز عبارة عن تصميم بسيط يؤخذ من علبة البيرة. |
bir tasarım yarışması düzenleyerek tasarım ekibini seçtik. | TED | أجرينا مسابقة تصميم، اخترنا فريق تصميم. |
Alanın kendisinden esinlenen bir tasarım oluşturabilmek için hep beraber çalıştık. | TED | واشتغلنا معهم لإنشاء تصميم مستلهم من تلك الزهور البرية. |
Yine de bu bariz bir tasarım kusurunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | رغم ذلك، فإنّ هذا كشف نقطه ضعف واضحة في التصميم. |
Dolaıysıyla bir açıdan ortaya çıkacak sonuçlar için yapılan tasarımın aslında üretim ve dağıtım için yapılan bir tasarım demek olduğu anlaşıldı. | TED | لذا تبيّن أن التصميم للنتائج في جانب واحد حقيقة تعني التفكير في التصميم للتصنيع والتوزيع. |
Yarışmalar iyi bir tasarım için sadece bir yol, ama tek yol değil. | TED | مسابقات التصميم هي طريقة للحصول على تصميم جيد، لكنها ليست الوحيدة. |
Ve eğer bir tasarım firması veya tasarımcıyla çalışıyor olsaydım ve bunlardan birini tasarlıyor olsalardı ve bunu çevreye zarar vermeden yapmak isteselerdi, bana genellikle iki şey sorarlardı. | TED | و اعني اذا كنت لاعمل مع شركة تصميم او مصمم و كانو ليصمموا واحدة من هذه و ارادو ان يجعلوها بيئية كانو ليطلبوا مني شيئين |
Çok küçük bir tasarım öğesinin ne kadar büyük bir etki yaratabildiğine güzel bir örnek vereceğim. | TED | هنا مثال جيد فعلًا عن كيف يستطيع عنصر تصميم صغير جدًا أن يُحدث تأثيرا كبيرا. |
"Hmm, alt tarafı küçük bir buton, oldukça net ve kolay bir tasarım işi olmalı" diye düşünebilirsiniz. | TED | قد تفكرون الآن، أنه زر صغير للغاية، إنه واضح بشدة، مهمة تصميم سهلة، لكنها لم تكن كذلك. |
Veriler ile güzel bir tasarım mükemmel hale getirebilir ama hiç bir zaman kötü bir tasarım iyi bir tasarıma dönüştürülemez. | TED | تستطيع البيانات أن تساعدكم لجعل تصميم جيد عظيمًا، لكنها لن تجعل أبدًا تصميما سيء جيدًا. |
Çok dikkatli bir tasarım ve yüzlerce deneyden sonra, virüsleri almayı başardık ve rekoru kırdık. | TED | باستخدام تصميم دقيق للغاية ومئات التجارب، نجحنا في إزالة جميع الفيروسات، وكسر الرقم القياسي. |
Gördüğünüz gibi, neredeyse tüm hayatım boyunca bir tasarım düşünürüydüm. | TED | لذا كما يمكنك أن تروا، كنت أمارس تصميم التفكير طوال حياتي تقريبا. |
Bir zamanlar, büyük bir BT firması ile küçük bir tasarım firmasının birleşmesinden oluşan bir firmada çalışmıştım. | TED | عملت مرة في شركة كانت نتيجه لدمج شركات متعددة مكونة من شركة معلومات كبيرة و شركة تصميم صغيرة |
Eğer çeşitlilikten köken alan ve bir sonraki nesile kopyalanan ve seçilime uğrayan bir özellik varsa, yoktan var olan bir tasarım elde edeceğiniz kesindir. | TED | أذا كان هناك شيء نسخ مع تغيير وتم أختياره، يجب أن تحصل على تصميم يظهر من العدم |
Başkalarının teknik özellikleri ve düzenleyici en iyi uygulamaları içerecek tesisleri tasarlamalarına ve inşa etmelerine yardımcı olacak bir tasarım aracı oluşturuyoruz. | TED | نحن نقوم بإنشاء أدوات تصميم تساعد الآخرين على تصميم وبناء منشآت تحوي مواصفات فنية وأفضل الممارسات التنظيمية. |
Bir örnek: Bu Hollandalı bir tasarım firması. | TED | هاهنا مثال واحد. هذه شركة تصميم هولندية. |
Gördüğünüz gibi yenileyici ve bölüştürücü bir tasarım, 21. yy ekonomisi için muazzam fırsatlar doğuruyor. | TED | أنتم ترون، التصميم المتجدد والمتوزع يخلق فرصًا استثنائية لاقتصاد القرن 21. |
Şimdi size hızlı bir tasarım dersi vererek bir deney yapmak istiyorum. | TED | ولدي تجربة صغيرة لأعطيكم درساً في التصميم |
Bu zamana paralel olarak eşsiz bir tasarım kulubü vardı. | TED | وبشكل متواز في ذلك الوقت، كان هناك نوع حصري جدا من أندية التصميم. |
Büyük bir tasarım hayal ettik, bir sanat eseri... | TED | وثم تخيلنا تصميمًا كبيرًا واحدًا قطعة فنية واحدة |