Hapisten yeni çıktım ve şu anda ilgilendiğim bir tek şey var. | Open Subtitles | فقط خرجت من الملهى الحقير وهناك شيء واحد أنا مهتمّ بة الآن |
Bu dünyada kötülükten güçlü olan bir tek şey var. O da biziz. | Open Subtitles | يوجد شيء واحد على هذه الأرض أكثر قوة من الشر , وهي نحن |
Erkekler evlilik tavsiyesinde bulunduklarında, kadınlar bir tek şey duyarlar. | Open Subtitles | النساء تسمع شيئاً واحداً فقط عندما يعظها الرجل بشأن الزفاف |
O pencereden atlamadan önce sana bir tek şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقول لك شيئاً واحداً قبل أن تقفز من تلك النافذة |
Bir çok "ruhsat" veya "eğitim"im olmayabilir.... ...ama size bir tek şey söyleyeceğim, ben acılı, ağrılı insanların doktoruyum. | Open Subtitles | حسناً ، ليس لديّ شهادات كثيرة أو دورات تدريبية لكن دعوني أخبركم بشيء واحد أنا خبير بالتخلص من الآلام |
Ülkemizi savunmak için yıllarımı feda ettim ve bir tek şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد ضيعت حياتى كلها على هذه البلاد العظيمة وتعلمت شئ واحد فقط |
Ve sonunda yapacak bir tek şey kaImıştı. | Open Subtitles | و أخيرا كان هناك شيئا واحدا يجب أن أعمله |
Hayatım boyunca doklarda çalıştım ve bir tek şey öğrendim. | Open Subtitles | عملت على المرافىء \طوال حياتى وهناك شىء واحد تعلمته |
Senden bir tek şey istiyorum. Sadece bir tek şey. | Open Subtitles | فقط أسألك عن أمر واحد فقط هذا الأمر من فضلك |
Bu harikaydı, bir tek şey haricinde: Ölecektim. | TED | وكان هذا رائعا بإستثناء شيء واحد .. أني كنت سأموت. |
Korkarım yapabileceğimiz bir tek şey var. | Open Subtitles | أنا خائف هناك وحيد شيء واحد الذي نحن يمكن أن نعمل. |
Fakat çok güzel yaptığım bir tek şey var, o da omlet. | Open Subtitles | لكن شيء واحد أفعله باحترافية وهو مخفوق البيض |
Sadece bir tek şey kaldı. | Open Subtitles | لقد انتهيت من وضع أساسيات القصة لكن تبقى شيء واحد فقط |
FBI'a yakalanman bizim güvenimizi kazanman hepsi bir tek şey içindi. | Open Subtitles | يربح ثقتنا كانت كلّ نحو شيء واحد. هو كان فقط إلى صل إلى وليام. |
Üç senelik Burger Shack çalışanı olarak, eğer öğrendiğim bir tek şey varsa, o da Beyaz Kale'yi çok sevseniz dahi, oradaki hamburgerlerin iyi olmayacağıdır. | Open Subtitles | كموظف في كوخ البرجر لـ سنوات الماضية لقد تعلمت شيئاً واحداً وهو إذا كنت تشتهي قلعة بيضاء البرغر هنا لا يختلف عنه |
Üç senelik Burger Shack çalışanı olarak, eğer öğrendiğim bir tek şey varsa, o da Beyaz Kale'yi çok sevseniz dahi, oradaki hamburgerlerin iyi olmayacağıdır. | Open Subtitles | كموظف في كوخ البرجر لـ سنوات الماضية لقد تعلمت شيئاً واحداً وهو إذا كنت تشتهي قلعة بيضاء البرغر هنا لا يختلف عنه |
Her zaman senden bir tek şey yapmanı istedim. | Open Subtitles | لطالما أردتكِ دوماً أن تفعلي شيئاً واحداً. |
Acına engel olamasam bile, sana bir tek şey için söz verebilirim. | Open Subtitles | و رغم أنني لا أستطيع ان أخلصك من الألم أستطيع أن اعدك بشيء واحد |
Ama bir tek şey var, | Open Subtitles | و لكن هناك شئ واحد يمكن أن ينقذ مصر الآن |
Gecekondularda bir tek şey öğrendiğim insanlar aç kaldığında, yapmayacakları şey yoktur. | Open Subtitles | لقد تعلمت شيئا واحدا في الأحياء الفقيرة , عندما يكون الناس جوعى فلا يوجد شيء بوسعهم القيام به |
50 yıldır hayatımızda kayıp olan bir tek şey var, uh, senden bana bir oral sex yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن و بعد 50 عاماً كان هناك شىء واحد مفقوداً أريدك أن تُعطينى جنس فموى |
Teşekkür ederim. Bilirsin, yazarlar konusunda anlamadığım bir tek şey var. | Open Subtitles | شكراَ لك هناك أمر واحد في التأليف لا أفهمه |
Artık tanrılara inanmasam da, bir tek şey için onlara teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | على الرغم من أنني لا أؤمن في أي آلهة بعد الآن إلا اني أود أن أشكرهم لشيء واحد |
Paige'le aramızda olanları öğrendiğinde, bir tek şey istedi. | Open Subtitles | عندما إكتشفتْ حول بَيج وأنا، أرادتْ شيءَ واحد. |
Bu dünyada kötülükten güçIü olan bir tek şey var. O da biziz. | Open Subtitles | يوجد شيء وحيد أكثر قوة من الشر , وهو نحن |
Eyaletin en çok göz ardı edilen yerlerini nasıl koruyacağımı düşündüğümde aklıma yalnızca bir tek şey geliyor. | Open Subtitles | عند فحص طريقة حماية" "أكثر مناطق الولاية التي يتم تجاهلها "يمكنني الوصول إلى استنتاج واحد فقط" |