"bir tek kişi" - Translation from Turkish to Arabic

    • شخص واحد
        
    • لشخص واحد
        
    Bu hastanede, anestezi için vasıflı bir tek kişi var ve bu bayan da 12 ya da 18 aylık anestezi eğitimi olduğu için vasıflı. TED في هذا المستشفى، يوجد شخص واحد مؤهل لتوفير التخدير، وهي مؤهلة لأنها أمضت 12 أو 18 شهرا في التدريب على التخدير.
    Gerçekten çok üzgünüm tatlım fakat o an, o elbiseyi gördüm ve biliyordum ki yeryüzünde sadece bir tek kişi onu giyebilirdi; Open Subtitles أشعر بالأسف العميق لأنني في تلك اللحظة عندما رأيت الثوب وأعلم أن هناك شخص واحد فقط في هذا العالم الذي يُمكنه أن يرتديه
    Bildiğimiz bir tek kişi bu tip silah kullanır. Open Subtitles فقط شخص واحد نعرفة يستعمل هذا النوع من المسدسات
    Seni hala tanıyan... sana eskisi gibi bakan bir tek kişi. Open Subtitles شخص واحد ما زال يعرفك ينظر اليك كما اعتدت دائما
    bir tek kişi bunu yapabilir mi? Open Subtitles هل يمكن لشخص واحد فعل هذا ؟
    bir tek kişi dışında. Ama bu çok uzun zaman önceydi. Open Subtitles باستثناء شخص واحد ربما ولكنه كان منذ فترة طويلة اﻵن
    Sence, herkes için bir tek kişi mi gerçek aşk olabilir? Open Subtitles هل تعتقد أن هناك شخص واحد مناسب لكل منا؟
    Ve bu odada bu soruya cevap verebilecek bir tek kişi var. Open Subtitles هناك فقط شخص واحد يمكنه أن يجيب على هذا السؤال.
    Ne olursa olsun her zaman koruyacağı bir tek kişi vardı. Open Subtitles أنه شخص واحد فقط والتى كانت على أستعداد لحمايته مهما كلف الأمر
    Koca gezegende senin için doğru kız bir tek kişi mi var yani? Open Subtitles أتعتقد حقاً أن هناك شخص واحد فقط على هذا الكوكب بأسره هو المختار لك ؟
    Dünyada bunun olacağını önceden söyleyebilecek olan bir tek kişi var. Open Subtitles هنالك شخص واحد فقط في العالم يمكنه التنبؤ بشيء من هذا القبيل
    Swagger ortadan kaybolmadan önce onu gören bir tek kişi var. Open Subtitles هناك شخص واحد فحسب قابل سواجر^ قبل ان يختفي^
    Çünkü, Büyük Chubby gittikten sonra,... aile mesleğini devam ettirecek bir tek kişi kalıyordu. Open Subtitles لأنه بعد رحيل تشابي الأكبر بقي هناك شخص واحد فقط ليتولى أعمال العائلة
    Büyürken bana göz kulak olan bir tek kişi vardı o da Keith Scott. Open Subtitles طوال فترة حياتي كان هنالك شخص واحد اعتنى بي، كيث سكوت
    Bu oyunu ortaya çıkarabilecek bir tek kişi vardı, Dadı Seagram. Open Subtitles فبقي هنالك شخص واحد فقط يستطيع تدمير اللعبة المربية سيغرام
    Sizi konser salonunda gördüğünü hatırlayan bir tek kişi bulamadık. Open Subtitles لا يمكننا أن نجد شخص واحد يتذكر رؤيتك في قاعة الحفلة
    bir tek kişi bile seçmelere gelecek kadar öğle yemeği... Open Subtitles ولا حتى شخص واحد تم الهامه بواسطة ازدحام الغداء
    Mumu bir tek kişi yakmış olabilir. Open Subtitles لذا شخص واحد فقط كان بإمكانه إشعال الشمعة
    Ait olduğunu hissetmen, kendini özel hissetmen için bir tek kişi yetiyormuş. Open Subtitles فقط شخص واحد يجعلك تشعر بالانتماء و يجلعلك تشعر بانك مميز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more