2014 yılı Şubat ayı başlarında, Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesinden birkaç hafta önce bir telefon görüşmesi Youtube'a kondu. | TED | في بداية فبراير 2014، عدة أسابيع قبل أن تغزو روسيا شبه جزيرة القرم تمّ نشر مكالمة هاتفية على يوتيوب. |
Ama önce bir telefon görüşmesi yapmalıyım. Bu çok iyi. | Open Subtitles | علي فقط أن أجري مكالمة هاتفية أولا. هذا جيد جدا. |
Olur ama bir telefon görüşmesi yapıp birkaç formu doldurmam lazım. | Open Subtitles | لقد قلت ذلك أجل، سأجري فقط مكالمة هاتفية وسأملئ بعض الإستمارات |
Ama... bir telefon görüşmesi yapmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أقوم بعمل مكالمة |
Şey, dinle. bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً,يجب أن اجرى أتصالاً هاتفياً |
Washington sözcülerinin dediğine göre, bunun gerçekleşmesini bir telefon görüşmesi sağlamış. | Open Subtitles | مصدر في واشنطن قال ان ذلك تم بفعل اتصال هاتفي |
Dün gece sadece bir telefon görüşmesi yapılmış. | Open Subtitles | يوجد مكالمة واحدة فقط عُملت الليلة الماضية |
Ara sıra da bununla bir telefon görüşmesi yaptığımı itiraf ediyorum. | TED | بين الحين والآخر، أعترف بأنني أكمل مكالمة هاتفية عن ذلك في بعض الأحيان. |
Birkaç ay sonra, kendisini New York Times'tan bir gazeteci arar. Uzun bir telefon görüşmesi yaparlar. | TED | وبعد شهرين، تواصل معه صحافي من النيويورك تايمز، وتناولوا مكالمة هاتفية طويلة. |
Aceleyle Atina'ya gitti bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra. | Open Subtitles | انة تَوجّهَ إلى أثينا بسرعة بَعْدَ أَنْ عمل مكالمة هاتفية. |
bir telefon görüşmesi yapması gerekti. 20 dakika sonra dönecek. | Open Subtitles | عليه ان يجري مكالمة هاتفية سيعود بعد عشرون دقيقة |
Aman Tanrım. bir telefon görüşmesi yapmam gerektiğini hatırladım. | Open Subtitles | رباه، تذكّرت بأن عليّ إجراء مكالمة هاتفية |
Bir yerlerde bir telefon görüşmesi yapmalıyım. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة حقا لجعل مكالمة هاتفية في مرحلة ما. |
Son ve en önemlisi, Mohammed Atta'nın babası, 12 Eylül'de, oğluyla bir telefon görüşmesi yaptığını öne sürdü. | Open Subtitles | وأخيرا وليس آخرا، محمد عطا إدعى والده تلقى مكالمة هاتفية من إبنه فى 12 سبتمبر |
Ama... bir telefon görüşmesi yapmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أقوم بعمل مكالمة |
Şey, dinle. bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً,يجب أن اجرى أتصالاً هاتفياً |
Hatta bir telefon görüşmesi bile ayarlayamaya çalışırım. | Open Subtitles | و حتى أنني سأُحاول ترتيب اتصال هاتفي بينكما |
- Yalnızca Diane Lockhart için bir telefon görüşmesi istemiştim. | Open Subtitles | نعم- كل ما أحتاجه- هو مكالمة واحدة من دايان لوكهارت |
bir telefon görüşmesi yapmam lazım. Şartlı tahliye memurumu... | Open Subtitles | عليّ إجراء مكالمة هاتفيّة فحسب ضابط إطلاق سراحي المشروط... |
Çok önemli bir telefon görüşmesi yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بإجراء مكالمه هاتفيه مهمه جداً. |
Tamam, bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. Hemen dönerim... | Open Subtitles | يجب أن اجرى اتصالاً هاتفياً ساعود ثانيه |
Dinle, duyduğunda rapor etmen gereken yapmamam gereken bir telefon görüşmesi yapmam lazım dışarı çıkıp, etrafı kolaçan mı etmek istersin yoksa ben duş alıyormuş gibi mi yapayım? | Open Subtitles | حسناَ اسمع علي إجراء اتصال لا يفترض بي إجراؤه فلو سمعت شيئاَ عليك التبليغ فهلا ذهبت للخارج تتفقد المحيط |
bir telefon görüşmesi yapmam gerekti de. | Open Subtitles | كان عليَ القيام بإتصال هاتفي. |
Maktul öldürülmeden önce otel odasından bir telefon görüşmesi yapmış. | Open Subtitles | قبل الجريمة، ضحيتنا قام بإجراء مكالمة خارجية من غرفة الفندق. |
Gardiyan! Sağol, dostum. bir telefon görüşmesi yapabilir miyim? | Open Subtitles | أيها الحارس ,شكر لك هل أستطيع أن أقوم بمكالمه هاتفيه |