Ve yanağında ikinci bir uzaylı Eric'in büyüdüğünü düşündüğümüz olanını? | Open Subtitles | و تلك التي اعتقدنا أن هناك كائن فضائي ينمو فوق خده؟ |
Sanırım Başbakan kılık değiştirmiş bir uzaylı. | Open Subtitles | أريدكم أن تعرفوا أن رئيس الوزراء ما هو إلا كائن فضائي متنكر |
Normal bir çocuğun paralel evreninde yaşayan ufak bir uzaylı gibiydim. | Open Subtitles | كنت مثل مخلوق فضائي يعيش على كوكب بديل عن الأطفال العاديين |
O bir uzaylı! O bir uzaylı! Yalan atmıyorum! | Open Subtitles | إنه مخلوق فضائي أنا لا أكذب إنه مخلوق فضائي |
bir uzaylı donanmasıyla savaşıyordun, insanların yaptığı uzaylı melezi uçaklarla. | Open Subtitles | ..كنت تحارب أسطول مركبات فضائية بمقاتلات صنعها البشر والكائنات الفضائية |
Eve bir uçan daire ve başkanla el sıkışması için bir uzaylı getirebilirdin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجلب إلى البيت الطيران الصحن وله أجنبي تصافح مع الرئيس. |
Bilinç altında bir uzaylı tarafından kaçırıldığına dair bir sanrı yaratmış. | Open Subtitles | عقلها الباطن اخترع وهما انه تم اختطافها من كائن فضائي |
O bir uzaylı... yüzünü çamura sokmuş bir uzaylı, ve ben onu bulacağım. | Open Subtitles | خطأ خطأ , إنه كائن فضائي كائن فضائي هو من وضع وجهه في الطين وأنا سأكتشف ذلك |
Senin bir uzaylı olduğunu anlamalıydım, çünkü düzgün hiçbir erkek iyi bir dansçı olamaz. | Open Subtitles | وكان يجب علي أن أعرف بأنك كائن فضائي لأن ليس هناك تفسير أخر لكل ما فعلته |
Geçenlerde bir uzaylı vücudunu inceledim gerçi. | Open Subtitles | ولكن مع ذلك فقد قمت بفحص جثة كائن فضائي مؤخراً |
Mutfakta, simit ve kahve hazırlayan bir uzaylı var. | Open Subtitles | هناك كائن فضائي في المطبخ يعد الكعك والقهوة |
Lana, ya Cyrus bir uzaylı olduğunu kanıtlayabilseydi? | Open Subtitles | لانا ماذا لو كان سيرس إستطاع فعلاً إثبات أنه مخلوق فضائي |
Aslında öyle düşünmüyorum. o sadece sevimli bir uzaylı. | Open Subtitles | ،أنا لا أعتقد ذلك أعتقد أنه مجرد مخلوق فضائي لطيف |
bir uzaylı ile bir postacının vücut değiştirmeleri ne fikirdi ama. | Open Subtitles | ان يتبادل مخلوق فضائي وساعي بريد أجسادهم |
Michio şuna inanıyor, yakalanması zor bir uzaylı mesajına tesadüfen rastlasak bile onu tanıyamayabiliriz. | Open Subtitles | أنه حتى لو تعثرنا على رسالة غريبة من مخلوق فضائي, قد لا نتعرّف عليها حتّى. |
Bu büyük ihtimalle birkaç yüz ışık yılı uzaklığında bizim kadar gelişmiş bir uzaylı medeniyetinin olmadığını gösteriyor. | TED | وهذا الارجح يشير الي عدم وجود أي حضارات فضائية في هذه المرحلة من التطور في محيط بضعة مئات من السنين الضوئية. |
Bu inanılmaz bir keşif: Öncü teknolojiyle dolu eski, terk edilmiş bir uzaylı uzay istasyonu. | TED | إنه اكتشاف لا يصدق: محطة فضائية قديمة مهجورة مليئة التكنولوجيا السلائف. |
Kinsey'i vuran adam bir uzaylı teknolojisi kullanıyordu. | Open Subtitles | الشخص الذي قتل كينزي كان يستخدم قطعه من تكلنوجيا فضائية |
Arkadaşlarına Lilith'in bir uzaylı olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | نعم، أخبرَ كُلّ أصدقائِه الذي ليليث أجنبي. |
Yeni deri çıkarmış bir uzaylı olabilir. | Open Subtitles | هو يمكن أن يكون أجنبيا الذي أراق جلده. |
Sana, bir uzaylı konusunda riske girmenin ihtiyatlı olmadığını açıklamama gerek var mı cidden? | Open Subtitles | هل أنا حقاً بحاجة لأشرح لك بأن إعطاء فرصة لأي نوع من الفضائيين هو تصرفٌ غير مسؤول ؟ |
Harry bir uzaylı. Uzaylılara bayılırım. | Open Subtitles | هارى كائن فضائى و انا أحب الكائنات الفضائيه |
Bizi birbirimizden ayıran bu konuya sıkı sıkıya bağlısın, ve aklıma gelen tek sebep, bir uzaylı için insancıl bir duygu geliştirdiğin. | Open Subtitles | أنت تتعلق لإبقاء جزء أخير ...منك منفصل عنا والسبب الوحيد الذي يمكن أن أفهمه... ...أنه بالنسبة لفضائي |
O telekinetik ve telepatik güçleri olan bir uzaylı. | Open Subtitles | انه فضائي يمكنه التخاطر مع قُدرة تخاطريه |
O bir uzaylı, ama Dünyalı arkadaşlar ediniyor dünyadan kopmasına, gerçek hayatı unutmasına engel olsunlar diye. | Open Subtitles | إنه فضائي و لكن أصدقائه البشر يبقونه متواضعاً و مؤمناً بالبشرية |