"bir vakit" - Translation from Turkish to Arabic

    • هو الوقت
        
    • هذا وقت
        
    • من مضيعة
        
    O zaman bu, meditasyonu ve uygun nefes tekniklerini öğrenmek için mükemmel bir vakit. Open Subtitles لذلك هذا هو الوقت المثالى للتامل و تقنيات التنفس السليمه
    Bunun uygun bir vakit olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles لا أظن بأن هذا هو الوقت الصحيح
    Şu anın, Nate'e söylemek için uygun bir vakit olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لست متأكدة أن الأن هو الوقت المناسب لإخبار (نيت)
    Yaramazlar listesinden çıkarılma işimi konuşmak için uygun bir vakit midir acaba? Open Subtitles هل هذا وقت مناسب للتحدث حول الخروج من قائمة المشاغبين؟
    Bir reklam arası için iyi bir vakit. Hemen döneceğiz. Open Subtitles ربما هذا وقت مناسب للاستراحة سنعود بعد قليل
    Her zaman yanımda olduğunu, bana bir kulak olduğunu söylemek için bunun iyi bir vakit olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles وأعتقد ان هذا وقت مناسب لأخبرك أن هذا يعني لي الكثير انك كُنت دائما هنا وكنت اذنا مصغية إلي
    Bu bir vakit kaybı. Bu aygıtlardan da elimizde fazla yok zaten. Open Subtitles ، يالها من مضيعة للوقت . لا يمكننا حقيقة تحمل هذا الجهاز
    Biliyorum Mary, belki şu an uygun bir vakit değil ama ne yapacağına karar vermelisin evlenmemiz konusunda. Open Subtitles أعلم يا (ماري) ، أنه ليس هذا" "هو الوقت المناسب و لكنّكِ يتحتّم عليكِ أن تُفكري بشأن" "... ما ستفعليه
    - Hayır, aslında Chester's Mill'den gitmek için uygun bir vakit mi bilmiyorum. Open Subtitles لا، إنما... أتسائل إن كان هذا هو الوقت المناسب لمغادرة (تشيسترز ميل) أو لا
    Bak, oraya çıkıp bunun ailemiz için üzücü bir vakit olduğunu ve zaman ihtiyacımız olduğu söyleyemez misin? Open Subtitles انتظر , الا تستطيع الذهاب الي هناك وتقول بأن هذا وقت حزين جدا لعائلتنا ...واننا نحتاج الي بعض الوقت لمعالجة
    Cehennem Silahı 5'i tekrar çekmek için şu an uygun bir vakit olabilir. Open Subtitles تعرفون يا رجال؟ هذا وقت جيد لنعيد تصوير Lethal Weapon 5
    Birbirimizi tanımak için iyi bir vakit. Open Subtitles هذا وقت مناسب لنتعرف على بعضنا
    Acılı bir vakit olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم بأن هذا وقت محزن
    Öbür tarafa gitmek için iyi bir vakit olabilir. Open Subtitles هذا وقت جيد للذهاب.
    Penny, bu iyi bir vakit değil. Open Subtitles أهلا, (بيني) هذا وقت غير مناسب
    Bunun ne gereksiz bir vakit kaybı olduğunu önemsemeyen altı yaşında bir çocuğun bile kolunu camdan çıkarıp bugün havanın nasıl olacağını bilebileceğinden rahatsız olmayacak biri. Open Subtitles ...شخصاً ما يرتاح مع ياله من مضيعة للوقت هذا الأمر, شخصا غير محيط بتلك الحقيقة التي تقول
    Tam bir vakit kaybı. Open Subtitles آه ، يا لها من مضيعة . يا لها من مضيعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more