"bir versiyonunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • نسخة من
        
    • نسخة أخرى
        
    Belki babasıyla ilgili hikayenin bir versiyonunu gönderebilirsin. Open Subtitles ربما عليكِ أن ترسلي نسخة من القصة حول أبيها
    Şimdiden kitabın için bu olayın bir versiyonunu mu hazırlıyorsun? Open Subtitles أنت صياغة بالفعل نسخة من هذا لكتابك، ليست لك؟
    Böylece ilk yaptığımız şey yetişkinlere, çocuklara verdiğimiz korsan probleminin bir versiyonunu vermek oldu. TED لذا الشّيء الأوّل الّذي فعلناه هو أننا أعطينا بالغين نسخة من مشكلة القرصان الّتي أعطيناها للأطفال .
    Bir vantriloğun sesini bükmesi gibi. Organizma, kendisinin başka bir versiyonunu aksettirebiliyor. Open Subtitles مثل المتكلم من بطنه، يستطيع الكائن إبراز نسخة أخرى من نفسه.
    Sanırım başka bir versiyonunu görmenin insana yeni bakış açıları kazandırması gibisi yoktur. Open Subtitles أعتقد أنّه لا يوجد أفضل من نسخة أخرى لك لتغيير نظرتك للأمور
    Kendilerine Atlantis'in bir versiyonunu bile inşa etmişler. Open Subtitles حتى أنهم بنوا بأنفسهم نسخة من أتلانتس
    Kızım öldükten sonra bir Tamara'nın bir versiyonunu yaptı, korkunçtu. Open Subtitles بعد وفاتها، انه قدم... صنع نسخة من تمارا التي كانت مروعة.
    Soyle ki; bu teoriye gore, beyin evrenin bir versiyonunu yaratir ve kurar. Ve evrenin bu uyarlamasini etrafimizi saran bir balon gibi tasarlar. TED إذن ، هذه النظرية تدور حول أن العقل ينشئ ، يبني ، نسخة من العالم . وتبرز هذه النسخة من الكون كفقاعة منتشرة حولنا في كل مكان .
    Coulson otobüs için bu şeyin daha retro bir versiyonunu istiyor. Open Subtitles "كولسون" يريد نسخة من هذا على الطائرة
    Her şeyin sadece bir versiyonunu biliyor. Open Subtitles إنه يعرف نسخة من كل شيء
    Yani gerçeğin farklı bir versiyonunu... Open Subtitles نسخة من الحقيقة
    Kendinin başka bir versiyonunu görmek garip olmalı. Open Subtitles لابد أنه إحساس غريب عندما ترى نسخة أخرى منك.
    Bob McKim bu testin başka bir versiyonunu da yaptı, 1960larda yapılan daha meşhur bir deneyde. TED حسنا، قام "بوب مكيم" بنسخة أخرى -- نسخة أخرى من الإختبار وهي تجربة مشهورة قام بها في فترة الستينيات.
    Her zaman narsistik olduğunu, etrafta kendininin bir versiyonunu istediğini falan düşünmüştüm. Open Subtitles لطالما إعتقدتُ بأنّها كانت نرجسية "معجَبة بذاتها "مثلما أردتِ نسخة أخرى منكِ تُشبهكِ في الأنحاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more