"bir yöne" - Translation from Turkish to Arabic

    • اتجاه واحد
        
    • في طريق
        
    • في الإتجاه
        
    • في إتّجاه
        
    • فى اتجاه
        
    • اتجاه آخر
        
    • إتجاه واحد
        
    • أي اتجاه
        
    • في اتجاه
        
    • في الاتجاه
        
    • باتجاهٍ آخر
        
    Elini uzatıp termostatın kolunu tutar ve Bir yöne doğru birazcık çevirir, su birden yüz derece ısınır, TED مد يده إلى الصنبور وأداره ببطء في اتجاه واحد وكان الماء جدُ ساخن.
    Bir yöne gidiyorsun ve oda tekrar kendine açılıyor. Open Subtitles عندما تذهب في اتجاه واحد تجد الغرفة نقسها قد عادت اليك
    Brad beni karaları ve koalisyonu farklı Bir yöne çekti. Open Subtitles و سار بالاتحاد في طريق آخر - هذا شيء مباشر
    Tabii bizler de kalkıp onları gitmek istemedikleri Bir yöne çevirdiğimizdeyse doğal olarak çalışmıyorlar. Open Subtitles والآن ، أجهزتنا لن تعمل إذا حاولنا توجيهها في الإتجاه الخاطئ
    Seni Bir yöne baktırdım, çeyreklik diğer yöne gitti. Open Subtitles جعلتك تنظر في إتّجاه واحد، دخل الربع الآخرون.
    - Maine Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okumaya başlamış ama Hindistan'da geçirdiği bir sömestr onu başka Bir yöne götürmüş. Open Subtitles لقد بدأ شهادته فى الفلسفه فى جامعه ماين ولكن فصل دراسى فى الخارج فى الهند أرسله فى اتجاه أخر
    Sizi başka Bir yöne götüren kanıt var mı? Open Subtitles هل لديك أي دليل يقود لأي اتجاه آخر ؟
    Sabah Bir yöne, akşamüstü başka yöne. Anladın mı? Open Subtitles .إتجاه واحد في الصباح وآخر في الظهيرة هل ترى هذا؟
    Top Rezero'nun herhangi Bir yöne doğru ve aynı zamanda kendi ekseni etrafında hareket etmesini sağlayan üç özel tekerlek tarafından sürülüyor. TED الكرة مدفوعة بثلاثة عجلات خاصة تسمح لريزيرو بالتحرك في أي اتجاه وكذلك بالتحرك حول محوره الخاص في نفس الوقت.
    Geçen ay Oslo' dayken başladığınız kitabınızla ilgili olarak meslektaşlarınız teorilerinizin bilimi tamamen yeni Bir yöne taşıyacağını düşünüyorlar. Open Subtitles عودة الى اوسلو حيث فاجأت اصدقائك الشهر الماضي بنظرية مع هذه النظرية التي تأخذ العلم في اتجاه جديد تماما
    Yüzeyde Bir yöne gidiyor gibi görünürken altta başka yöne doğru çekilirsin hani. Open Subtitles بينما التيار السفلي يسحبك في الاتجاه المعاكس
    Birden bire bir tanesi farklı Bir yöne uçuyor. Open Subtitles فجأةً , أحدُ الطيور يطيرُ باتجاهٍ آخر,
    Bir yöne 120 metreden ötesini göremiyorsunuz. Open Subtitles وغير قادرين على رؤية 400 قدم في اتجاه واحد.
    Aslında, hafızalarımız tek Bir yöne doğru çalışıyor. Open Subtitles مثل إطارات الفيلم. ما يحدث حقاً أعتقد، أن لدينا ذكريات في اتجاه واحد فقط.
    Dalga gibi davranan bir nesnedir, Bir yöne ya da diğerine hareket etmekle kalmıyor, hatta birden çok yolları takip edebiliyor aynı zamanda. TED عبارة عن شيئ يتصرف مثل الموجة، لذلك لا ينحصر الأمر في حركته في اتجاه واحد أو عكسه، بل بمقدوره أن يسلك عدة اتجاهات في نفس الوقت.
    Bir sabah uyanıp, hayatının Bir yöne gitmesini düşünmek ve sonra hiç beklemediğin biçimde olayların gelişmesi. Open Subtitles وتعتقد أن حياتك تأخذه في طريق واحد ومن ثم تأخذ منعطف لم تتوقعه .
    Olmaz. Ben senden farklı Bir yöne gidiyorum Dick. Open Subtitles لا، سأذهب في طريق مختلف
    Olmaz. Ben senden farklı Bir yöne gidiyorum Dick. Open Subtitles لا، سأذهب في طريق مختلف
    Aramızın iyi Bir yöne doğru gittiğini düşünüyordum. Open Subtitles ظننتُ اننا كنا نتجه في الإتجاه الصحيح
    Şunu dinle bir de... Başka Bir yöne bakmak isteyen komite başkanı tarafından çağırılmışlar. Open Subtitles وخذي هذا، رئيس اللجنة الذي قرر أن ينظر في الإتجاه الأخر...
    Müziği başka Bir yöne yönledirmek grubun geri kalanının bilmesini istemedi. Open Subtitles أخذ الموسيقى في إتّجاه جديد، لكنّه لمْ يكن يرغب لبقيّة الفريق أن يعرف.
    Eli, Mossad'ı tüm ülkede tehlikeli Bir yöne sürüklüyordu. Open Subtitles ايلاى كان يأخذ الموساد و دولتنا فى اتجاه خطير
    Bill Gates'in Bir yöne Steve Jobs'ın ise başka Bir yöne gitmelerini teşvik eden oydu. Open Subtitles لقد شجع (بيل غايتس) أن يذهب.. في اتجاه واحد بينما دفع (ستيف جوبز) للذهاب في اتجاه آخر
    İlk başta planlandığı gibi kamptan ayrılıp tek Bir yöne gidemeyiz. Open Subtitles لا أعتقد أنه بإمكاننا المغادرة وأن نسير في إتجاه واحد مثلما كان مقرراً
    Hayır, ama herhangi Bir yöne bir adımdan fazla kımıldama... yoksa ışıkta olmayacaksın. Open Subtitles كلا, لكن لا تتحرك أكثر من خطوة في أي اتجاه و إلا لن يكون الضوء موجه إليك
    Fakat sorun hiç ama hiç uygun olmayan Bir yöne bakıyor olman. Open Subtitles لكن لسوء الحظ كنت شاردا ايضا في اتجاه غير سار ،اليس كذالك.
    Atlarından birini farklı Bir yöne gönderdiler ki peşlerindeki haydutlar dağılsın, odaklarını kaybetsin diye. Open Subtitles أرسلا أحد التابعين في الاتجاه الآخر لكي يضطر المطاردين للانفصال ويشتتون انتباههم
    Benim bir fikrim var. Bizi farklı Bir yöne götürecek bir şey. Open Subtitles لديّ فكرة، أمر باتجاهٍ آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more