"bir yalanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • من كذبة
        
    • كذبة بيضاء
        
    • في كذبة
        
    Sadece senin, bir yalanın parçasıymışsın gibi hissetmeni istemedim. Open Subtitles أنا فقط لم أريدكِ أن تشعري بأنكِ جزء من كذبة
    En korkunç tarafı, belli bir hayat tarzı yaşamaya o kadar kararlıydın ki bunu bir yalanın etrafında kurmaya hazırdın. Open Subtitles الشيء الأكثر فظاعة هو أنك كنت مصممة لتحصلي على هذا النوع من الحياة . و التي كنت مستعدة لتبنيها من كذبة
    Küçük beyaz bir yalanın nasıl iyi olabileceğini gördün mü? Open Subtitles هل ترى كيف يمكن أن تكون كذبة بيضاء صغيرة جيدة؟
    Hayatımda istediğim tek şey polis olmaktı ve bu şehir için iyi şeyler yapabileceksem ufak bir yalanın ne zararı var? Open Subtitles وما شأن كذبة بيضاء طالما ستمكنني إفادة هذه المدينة؟
    Margaret, yaratılmasına yardım ettiği bir yalanın içinde sıkışıp kalmıştı. Open Subtitles مارغريت كانت محبوسة في كذبة شاركت بتأليفها
    Gerçeğin bizi özgür bırakacağını düşünmüştüm ama şimdi daha büyük bir yalanın içinde hapsoldum. Open Subtitles اعتقدت بحق أن الحقيقة ستحررنا لكني الآن عالقة في كذبة أكبر
    Ama bu sadece daha büyük bir yalanın parçasıydı, değil mi? Open Subtitles بالطبع، كان هذا جزء من كذبة أكبر، صحيح ؟
    Ben ölüyorken küçük, beyaz bir yalanın, iş arkadaşları arasında pek de önemli olmadığını farkettin. Open Subtitles عندما كنتُ أموت... أدركتِ أنّ كذبة بيضاء صغيرة بين زملاء العمل لم تكن بالحدث الجلل
    İnsanlar genellikle bir yalanın içinde yaşamaktan mutlu olmuşlardır. Open Subtitles الناس غالباً كانوا سعداء بالعيش في كذبة
    Hepimiz kocaman bir yalanın içinde yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش كلنا في كذبة كبيرة
    Bob, döndüğünden beri bir yalanın içinde yaşadığını düşünüyordu. Open Subtitles إعتقد (بوب) بأنه يعيش في كذبة عند عودته هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more