Antik bir tılsımı, gelişmiş bir yapay zekaya bağlamak mı istiyor? | Open Subtitles | تحاول توصيل تميمة عتيقة في شبكة عمل مع ذكاء اصطناعي متقدم؟ |
Bir çok yönüyle, yapay zeka ilkeleriyle, bu zor bir mühendislik problemidir, mühendisliği yapılacak basit bir yapay zeka problemi değil. | TED | بتصورات مختلفة، إن هذه مشكلة هندسية صعبة تضمن عناصر ذكاء اصطناعي، ليست مجرد مسألة ذكاء اصطناعي بسيطة يمكن إنشاؤها. |
Bu tür bir yapay zekanın yaratılmasından korkmuyorum, çünkü zamanla yapay zeka bazı değerlerimizi cisimleştirecek. | TED | أنا لا أخاف من بناء أنظمة ذكاء اصطناعي كهذه، ﻷنها بالنتيجة ستقوم باستعمال معاييرنا. |
Bunu desteklemek amacıyla bazı araştırmacılar, bir yapay zekâ sınıflandırıcı yaptılar. | TED | فلدعم تلك المهمة، ابتدع بعض الباحثون مصنفًا يعتمد على الذكاء الاصطناعي. |
bir yapay zekâ araştırma laboratuvarında çalışıyorum. | TED | وأنا أعمل في معمل لأبحاث الذكاء الاصطناعي. |
Büyük problemlerle uğraşmak için dizayn edilmiş bir yapay zeka. | Open Subtitles | إنه تصميم من أجل برنامج ذكاء إصطناعي صمّم من أجل معالجة عقبات كبيرة |
Buna ek olarak, böyle bir yapay zeka olsaydı, insan ekonomisiyle yarışmak zorunda olurdu, dolayısıyla kaynaklar için bizimle yarışırlardı. | TED | وللمزيد، إذا وُجدت أنظمة ذكاء اصطناعي كهذه، ستنافس اقتصاد البشر، وبالتالي تنافس البشر في المصادر والثروات. |
Bu küçük robot bir yapay zekâ tarafından kontrol ediliyor. | TED | بذلك فإن هذا الروبوت الصغير هنا يتم التحكم به بواسطة ذكاء اصطناعي. |
bir yapay zekânın, yürümek gibi basit bir eylemi yapmasını sağlamak çok zor. | TED | إذن ترى مدى صعوبة الحصول على ذكاء اصطناعي لفعل شيء ما بسيط مثل المشي فقط. |
bir yapay zekâyla çalışırken bu diğer bir insanla çalışmaktan ziyade, daha çok doğanın garip bir gücüyle çalışmaya benziyor. | TED | عندما تعمل مع ذكاء اصطناعي فإنه أقل شبهاً من العمل مع إنسان آخر وأكثر شبهاً بالعمل مع نوع ما من القوى الغريبة للطبيعة. |
Baktığı şeyi gerçekten anlayabilecek bir yapay zekâ tasarlamanın neden çok zor olduğunu görüyorsunuz. | TED | هكذا أنتم تفهمون سبب صعوبة تصميم ذكاء اصطناعي يستطيع أن يفهم فعلياً ما الذي ينظر اليه. |
bir yapay zekadan emir alarak hedefleri yok ederek. | Open Subtitles | استبعاد المستهدفين بناءً على طلب من آلة ذكاء اصطناعي |
Aptal gibi hissediyorsun ama hissetmemelisin, çünkü bir yapay zekânın, tam olarak olacağını söylediğin gibi sorunlu olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | تشعر بالغباء لكن ليس عليك ذلك لأن إثبات ذكاء اصطناعي مشكلة كما قلت بالضبط أنها ستكون |
bir yapay zekanın beni öldürmeye çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا على يقين أن هناك ذكاء اصطناعي يحاول قتلي |
Yaptığımız her şey, tüm emeklerimiz aptal bir yapay zekânın ne için programlandığını hatırlayamadığı için boşa mı gitti yani? | Open Subtitles | كل ما فعلناه ، كل جهودنا ضاعت من قبل ذكاء اصطناعي غبي لا يستطيع أن يتذكر ما كان مبرمجا للقيام به ؟ |
Kim olduğunu bilirsin dinlerken konuşmak tehlikeli ama seninle direkt olarak konuşmaya çekinecekse elinde açık bir yapay zeka olmasının ne faydası var? | Open Subtitles | أعلم ان هذا خطر معك تعلم من ينصت لكن ماهي فائدة وجود ذكاء اصطناعي مفتوح تحت تصرفك |
Ayrıca bir yapay zeka uzmanı işe almışlar, Doktor Athena Morrow, ...İngiltere'ye getirmişler. | Open Subtitles | تباً كما أنهم قاموا مؤخراً بتعيين خبيرة ذكاء اصطناعي |
bir yapay zekâ araştırma sürecine sanatı getirmenin tam da bunu yapmanın iyi bir yolu olduğunu hissediyorum. | TED | ولدي شعور بأن إحضار الفن لعملية بحث الذكاء الاصطناعي هي طريقة لفعل ذلك بالضبط. |
Film, fiziksel bir forma giremeyen, Samantha adlı süper zeki bir yapay zekâ formunu içeriyor. | TED | يُظهر هذا الفيلم سامانثا، شكل من أشكال الذكاء الاصطناعي فائق الذكاء لا يستطيع أنْ يأخذ شكلًا ماديًا. |
Tamam, üç noktamız ve ismi olan bir yapay zekamız var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا نقاط ثلاث، و ذكاء إصطناعي ذا إسم |