"bir yer hâline" - Translation from Turkish to Arabic

    • مكانًا
        
    • مكاناً
        
    • مكانا
        
    • مكان أكثر
        
    Kozmik gösteride gölgeli karakterler olmaktan çok öte, kara delikler aslında evreni parlak ve hayrete düşüren bir yer hâline getirmek için katkıda bulundular. TED فهي ليست شخصيات جانبية في مسرحية كونية، فقد ساهمت الثقوب السوداء بشكل أساسي في جعل الكون مكانًا مشرقًا ومذهلًا.
    İnsanların, hikâyelerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirdiğini söylemeleri alışılmamış bir şey değildir. TED إنه من غير المالوف أن تسمع الناس تقول أن القصص تجعل العالم مكانًا أفضل.
    Hikâyelerin muhakkak dünyayı iyi bir yer hâline getirmediklerini düşünmemin üç - çünkü hep üç olur - nedeni var. TED لذلك فثلاثة يحصلُ أن تكون ثلاثة دومًا أعتقدُ أن هناك ثلاثة أسباب أنه ليس بالضرورة أن تجعل القصص العالم مكانًا أفضل
    Güzel şeyler yapmak istemiyorum. Ben dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum. TED لاأريد تصميم أشياء جميلة. أريد جعل العالم مكاناً أفضل.
    aktif olarak paralarına, kaynaklarına, inançlarına ve sorumluluklarına yön veriyor, böylelikle dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çabalıyorlar. TED أنها تقوم بنشاط توجيه أموالهم، ومواردها، قلوبهم، بالتزاماتها، لجعل العالم مكاناً أفضل.
    Ve bu projeler, etraflarındaki dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için. TED وهذه المشاريع لجعل العالم من حولهم مكانا أفضل.
    Bunların hepsi dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmekle ilgiliydi. Open Subtitles لقد كان كل شيء لجعل العالم مكان أكثر اماناً
    Son analizde, elbette, dünyayı daha iyi bir yer hâline getiren şey adalettir, hikâyeler değil. TED في التحليل النهائي، بالطبع، إنها العدالة التي تجعلُ العالم مكانًا أفضل، وليس القصص، أليس كذلك؟
    Seyircilerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için neler yapabileceğine dair birkaç düşünce daha. TED لذلك، إليكم بعض الأفكار الختامية حول ما يستطيع الجماهير عمله لجعل العالم أفضل مكانًا.
    İkincisi, seyirciler hikâye anlatımının düşünsel bir iş olduğunu fark ederlerse, dünya daha iyi bir yer hâline gelebilir. TED ثانيًا، سيكون العالم مكانًا أفضل إذا أدركت الجماهير بأن رواية القصص هي عمل فكري ثقافي.
    Amacım; dünyayı yakıp yıkmak mı yoksa, ailem için daha iyi bir yer hâline getirmek mi? TED هل هدفي حرق الأرض أم جعلها مكانًا أفضل لعائلتي؟
    Ama sonrasında gidip yalnız kalabileceğim bir yer hâline geldi. Open Subtitles لكنّها أضحت مكانًا يمكنني الانفراد فيه بنفسي.
    Ona erişmek için birbirinizi öldürmeye niyetliyseniz herhangi birinizden kurtulduğunda dünya daha iyi bir yer hâline gelecektir. Open Subtitles والرب وإبليس نفسه تريدون قتل بعضكم لاستخدامه العالم سيكون مكانًا أفضل بدونكم جميعًا
    Ve hepimize, dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmemizi sağlayacak kendimizden daha büyük bir şey yaratmak için ihtiyacımız olan ilhamı verecek olan da yine bu süper güçtür. TED والقوة الخارقة هي التي نستطيع جميعًا اللجوء إليها لإلهامنا صنع شيء أكبر من أنفسنا، مما سيساعد على جعل العالم مكانًا أفضل.
    Hikâyelerin dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmediğini düşünmemin üçüncü nedeni şu; kişisel anlatıma kendimizi öyle çok kaptırıyoruz ki, büyük resmi görmeyi unutuyoruz. TED أعتقد أن السبب الثالث بأنه ليس بالضرورة أن تجعل القصص العالم أفضل مكانًا هو لأننا في الغالب نستثمر وقتنا في السرد الشخصي وننسى أن ننظر في الصورة الأكبر.
    Biraz bencilce düşünmeye başladım ve dedim ki; dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmanın amacı ne? TED بدأت حينها أشعر بالأنانية وقلت: ما المغزى من المحاولة لجعل العالم مكاناً أفضل؟
    Bu sayede üçüncü dünya'da ücreti gerçekten uygun olarak kişisel tedavilere başlayabileceğiz ve dünyayı daha güvenli bir yer haline getireceğiz. TED إذاً فهذا سيتيح لنا إنشاء علاجات أدوية شخصية في العالم الثالث بتكلفة ممكنة التحقيق وجعل العالم مكاناً أكثر أمنا.
    Bir şeylere yardım etmeyi, dünyayı daha güzel bir yer haline getirmeyi deneyeceğim bir yere ihtiyacım vardı. Open Subtitles أحتاج لموقع اختبار لأجل شيء ليساعد يجعل العالم مكاناً أفضل
    Köyü aile sahibi olunabilecek bir yer haline getirince mi? Open Subtitles بعد أن جعلتِ هذا الوادي مكاناً آمناً لتكوين عائلة؟
    Dünyayı daha iyi bir yer haline nasıl getirebileceğimizi düşünürken eğitimi düşünürüz, ona oldukça fazla para harcariz. TED عندما نفكر كيف يمكننا جعل العالم مكانا افضل, نعتقد انه التعليم , وهو ما نضع فيه الكثير من المال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more