"bir yer yoktur" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس هناك مكان
        
    • لا يوجد مكان
        
    • فليس هناك مكان
        
    Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة
    Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة
    Bu muhteşem yolculuk boyunca hayata başlamak için buradan daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان آخر في رحلتهم الملاحمية يمكن أن يحصل الثيتل الصغير فيه على بداية جيّدة في الحياة
    Burası ıssız bir yerdir, gidecek bir yer yoktur. Open Subtitles كما ترى نحن معزولون لا يوجد مكان لتذهب اليه
    Ama sonra ne olur? Gönderecek bir yer yoktur. Kütüphanede güvenli tek yer yoktur. Open Subtitles و نجح، أخرجهم جميعا لكن لا يوجد مكان لإرسالهم إليه، لا مكان آمن في المكتبة
    Onu incitirsen, yüz elli kilometre içinde saklanabileceğin güvenli bir yer yoktur. Open Subtitles إذا آذيتها فليس هناك مكان آمن للأختباء لمئات الأميال
    Yeni bir yüz almak için Hollywood'dan daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان أفضل من هوليوود للحصول على وجه جديد
    Yeryüzünde buradan daha ıssız bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان أكثر خرابا على الأرض
    Dünyada Sicilya'dan daha güzel bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان في العالم أ جمل من سيسيلي
    Dünyada Sicilya'dan daha güzel bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان في العالم أجمل من صقلية.
    Popüler inanışın aksine, Birleşik Devletler Alaska veya Hawaii bölgelerinde, Dünya'nın merkezine kadar bir çukur kazıp Çin'den çıkılabilen bir yer yoktur. Open Subtitles بالرغم من المعلومة العامة، ليس هناك مكان في الولايات المتحدة، آلاسكا أو هاواي حيث يمكن أن تحفر مباشرة لمركز الأرض و تخرج من الناحية الأخرى في الصين
    Güvenli bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان آمن
    Gringotts'dan daha güvenli bir yer yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان أأمن من بنك (جرينجوتس)
    Joson'da bir kölenin oğlunun kafasına göre davranabileceği hiç bir yer yoktur. Open Subtitles لا يوجد مكان فى جوسون هذه حيث يمكن لابن العبدة ان يتصرف بغطرسة
    Eğer, elmasları paraya çevirmek istersen New York'un Elmas Bölgesi'nden daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles اذا أردت تحويل الألماس الى أموال نقديه لا يوجد مكان أفضل من حى الماس فى نيويورك
    Sözün özü, ölene dek bahtiyar bir hayat için buradan daha iyi bir yer yoktur. Open Subtitles ببساطة لا يوجد مكان ملائم أكثر للسعادة الأبدية
    Kazanan ve kaybedenler arasındaki farkın daha belirgin olduğu başka bir yer yoktur. Open Subtitles لا يوجد مكان يوضح الفرق بين الفائزين والخاسرين أفضل من هذا
    Karın yağışını seyreder ve Dünya'da oradan daha güzel bir yer yoktur diye düşünürdük. Open Subtitles تستطيع مشاهدة الثلوج بالخارج ... و كنت تعلم. أنه لا يوجد مكان في اﻷرض بهذا الجمال
    Bir hapishane hücresinden daha güvenli bir yer yoktur. Open Subtitles لا يوجد مكان أكثر أمناً من السجن
    Çünkü işin gerçeği, bu yola girdiğin anda duracak mantıklı bir yer yoktur. Open Subtitles لأن الحقيقة هي ما إن تنزلي المنحدر فليس هناك مكان منطقي للتوقف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more