"bir yere gitmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • الذهاب لمكان
        
    • الذهاب إلى مكان
        
    • الذهاب الى مكان
        
    • اذهب لمكان
        
    • كان عليكِ الذهاب لاي مكان
        
    • الذهاب لأي مكان
        
    • الذهاب لمكانٍ ما
        
    • مكان أكثر
        
    • أذهب لمكان
        
    • بالذهاب إلى مكان
        
    • تذهب إلى مكان ما
        
    Bak, şayet bir yere gitmek istiyorsan seninle gelmekten mutlu olurum. Open Subtitles أنظر، إذا أردت الذهاب لمكان ما، سأكون سعيد إذا أوصلتك لهناك.
    Angie, daha özel bir yere gitmek ister misin? Open Subtitles انجي هل تريدين الذهاب لمكان اخر اكثر خصوصيه؟
    Ve turların tümü tamamen interaktif, eğer bir yere gitmek istersem -- TED و كل الجولات تفاعلية بالكامل، فماذا لو أردت الذهاب إلى مكان ما
    Yemek için şehir dışında bir yere gitmek ister misin? Open Subtitles أتريدين الذهاب إلى مكان ما خارج البلدة لتناول العشاء ؟
    Bak, güzel bir yere gitmek istiyorsan, Tulum ya da Akumal'a git. Open Subtitles اذا ا ردت الذهاب الى مكان جميل اذهب الى تولوم أو اكومال
    Bunu söylerken biraz zorlanıyor olabilirim... ama hepimizin vicdanını dinleyeceği bir yere gitmek isterim. Open Subtitles ربما سيكون صعب علي التحدث عنها لكني اريد ان اذهب لمكان يمكننا ان نزيد من ادراك حواسنا
    Yalnız olabileceğimiz bir yere gitmek ister misin? Open Subtitles هل تريدين الذهاب لمكان ما نكون فيه لوحدنا ؟
    Beni gençlerin olduğu eğlenceli bir yere götür o zaman. İçerideki dede gibi buruşuk, yaşlı moruklarla dolu bir yere gitmek istemiyorum. Open Subtitles وخذيني إلي مكان ممتع وفيه شباب ، لا أود الذهاب لمكان ملئ بالرجال كبار السن المجعدين كالجد الذي هنا
    Haklısın. Belki bir yere gitmek ve konuşmak gerekir. Open Subtitles انتِ على حق , رُبما يتوجب علينا الذهاب لمكان ما , لنتحدث
    Sıcak bir yere gitmek istiyorum, nemli bir yer olmasın ama, çünkü saçlarım kıvrılıyor. Open Subtitles أريد الذهاب لمكان حار، ليس رطب لأن شعري يتجعد
    Hoş bir yere gitmek istiyorsan, El Fronteras'a gideceksin. Open Subtitles اذا أردت الذهاب لمكان جميل اذهبى لالفرونتاريس
    İhtisas dönemimi tamamladığımda, gerçekten ihtiyaç duyulduğumu hissettiğim bir yere gitmek istedim, farklılık yapabileceğim bir yere. TED عندما انتهيت من فترة تدريبي، وأردت الذهاب إلى مكان حيث أحِسُّ أن هناك من يحتاجني إلى مكان أستطيع فيه أن أصنع الفرق
    bir yere gitmek, yani gerçekten... temiz bir yere. Open Subtitles الذهاب إلى مكان ما أنت تعرفين مثل أي مكان آخر حقا نظيف
    Yalnızca, kimsenin beni tanımadığı ve yaptıklarımı bilmediği bir yere gitmek istiyorum. Open Subtitles أريد الذهاب إلى مكان حيث لا يعرفني أحد... أو يعرف ما فعلته...
    En çok işe yarayacağım yeteneklerimin kıymetinin bilindiği bir yere gitmek istedim. Open Subtitles أردتُ الذهاب إلى مكان ما أين يمكنني أن أكون مفيداً لأقصى درجة. أين تُقدّر مواهبي.
    Hayatım boyunca güzel bir yere gitmek istedim. Open Subtitles كل ما تمنيتة هو الاحساس بانى اريد الذهاب الى مكان ما.
    Hayatım boyunca güzel bir yere gitmek istedim. Open Subtitles كل ما تمنيتة هو الاحساس بانى اريد الذهاب الى مكان ما.
    Burası çok sıkıcı. Başka bir yere gitmek istiyorum ben. Open Subtitles لقد مللت هُنا هل يمكن أن اذهب لمكان آخر
    bir yere gitmek mi istiyorsun? Open Subtitles اذا كان عليكِ الذهاب لاي مكان ؟
    Onu yürütmeye çalışıyorum ama bir yere gitmek istemiyor. Open Subtitles لازلت احاول مساعدتها على المشي. ولكنها لايبدو عليها انها تريد الذهاب لأي مكان.
    bir yere gitmek zorundaydın, ve kısa çöpü ben çektim. Open Subtitles عليكِ الذهاب لمكانٍ ما ، و سأنجزُ عملي.
    Başka bir yere gitmek ister misin? Konuşabileceğimiz, sessiz bir yere? Open Subtitles هل تريدين انا نخرج لمكان آخر مكان أكثر هدوئا؟
    Sadece işimi yapabileceğim bir yere gitmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أذهب لمكان أستطيع أنا أقوم بعملي فيه
    Arkadaşım bu yaptığımı duysa kesin şok geçirir, fakat başka bir yere gitmek ister misin? Open Subtitles صديقي سيتعجب من مبادرتي هذه لكن هل ترغبين بالذهاب إلى مكان أكثر خصوصية؟
    Tutkularınız bir yere gitmek zorunda kalmıştır ve bu geriye kalan tek parçadır. Open Subtitles شغفك يجب أن تذهب إلى مكان ما وهذا هو المكان الوحيد الباقي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more