| Rose'u içinde ölümüne sıkıştırıyorsun. Ama gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | لكن ليس لدي مكان لأذهب إليه، فجلدي الأصلي قد مات |
| Kurtulur kurtulmaz, Amerikalılar sığınma verene kadar kalacak bir yerim var. | Open Subtitles | عندما أصبح حراً، لدي مكان للبقاء ريثما يضمن لي الأمريكيون اللجوء |
| Tristan, bu mektubu gönderecek bir yerim... ve senin bunu almak isteyeceğine dair bir inancım yok. | Open Subtitles | . ليس لدى مكان لأرسل فيه هذا الخطاب وليس لدى سبب لأصدق . أنك تود ان تتسلمة |
| Buraya geldim kusura bakma ama kalacak başka bir yerim yoktu. | Open Subtitles | أنا آسف لفعل هذا لكن ليس لدي مكان آخر لأذهب إليه |
| Webster in beni bulamayacağı rahat, sakin bir yerim olsa, her şeyi iyi düşünüp, karar veririm. | Open Subtitles | لو حقا توافر لي مكان جيد استطيع التفكير فيه طوال الليل حيث لا يجدني ويبستر أبدا |
| Biliyorum rüzgâr nereye eserse essin benim gidecek bir yerim hep olacak saklandığım yerde. | TED | أنا أعلم أنه في أي طريق تهب الرياح، فسيكون هناك مكان لي لأذهب إليه، في مخبئي. |
| 15 yaşımdan beri bana ait bir yerim olmadı... | Open Subtitles | لم يكن لديّ مكان منذ أن كان عمري 15عاماً. |
| Oh, pazartesi günkü duruşmaya kadar gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | ليس لدي مكان لأذهب له حتى جلسة الإستماع يوم الإثنين |
| Artık dünyada bir yerim var. Sistemin bir parçasıyım. Çalışan bir kızım. | Open Subtitles | أنا لدي مكان في العالم الآن أنا جزء من النظام, أنا فتاة عاملة |
| Biliyorsun, Fry, şehrin dışında ufak bir yerim var. | Open Subtitles | .. كما تعلم فراي لدي مكان صغير خارج المدينة |
| Pek hayalimizdeki gibi bir yer kiralayamadık ama yinede cliff diving için çalışacak bir yerim var. | Open Subtitles | لم نقم باستئجار المكان الأكثر بهجة هنا ولكن على الأقل لدي مكان لأتدرب على الغوص |
| Tristan, bu mektubu gönderecek bir yerim... ve senin bunu almak isteyeceğine dair bir inancım yok. | Open Subtitles | . ليس لدى مكان لأرسل فيه هذا الخطاب وليس لدى سبب لأصدق . أنك تود ان تتسلمة |
| Gidecek bir yerim yoktu. Şartlarımı kabul etmen gerekmiyordu. | Open Subtitles | . ليس لدى مكان لأركض أليه . أنت ما كنت بحاجة إلى أن توافق على شروطى |
| Umarım uğramamın sakıncası yoktur. Evden yeni çıktım ve gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | آمل ألا تمانع زيارتي، ليس لديّ مكان آخر أذهب إليه |
| Artık hiç değerleri yok. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | إنهم بلا قيمة، وليس لدي مكان آخر أذهب اليه |
| Bu yıl olmaz binbaşı Gidecek bir yerim var.. | Open Subtitles | ليس هذه السنة , ميجر ان لي مكان أذهب اليه |
| Köpüklendim ve gidecek bir yerim yok. | Open Subtitles | أنا محاط بالرغوة و ليس هناك مكان أذهب إليه |
| Tek sorun, babamı arayıp diğer daire konusunda çuvalladığımı ve buradan başka gidecek bir yerim olmadığını söyleyip yardım istersem beni eve dönmeye zorlar ve... | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي لو أتصلت بوالدي وأقول له كيف فشلت في الشقة الأخرى وكيف أن لا مكان لدي لأذهب إليه إلا هنا, و طلبت مساعدته, |
| Ve faturaları ödemekten daha eğlenceli. Keşke benim de böyle saklanacak bir yerim olsa. | Open Subtitles | ودفع الفواتير أتمنى لو كان عندي مكان للإختفاء |
| Geri dönmeyeceğime söz vermiştim biliyorum ama gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | حسنًا، أعلم أنني قد وعدت ألا أعود هنا لكن ليس لديَّ مكان آخر لأذهب له |
| Dar Deniz'i geçip de geldim. Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | "لقد عبرت "البحر الضيق ليس لدىّ مكان آخر أذهب إليه |
| Gidecek bir yerim yok | Open Subtitles | وبعبارة أخرى، ليس لدي أي مكان أخر لأذهب إليه إذا طُردت من القسم أقسم بالله |
| Shorty, Harvard Meydanı'nda ufak bir yerim var. | Open Subtitles | حضرت مكانا ً لنا فى هارفارد , كيف يبدو ذلك ؟ |
| Gidecek başka bir yerim olsa giderdim ve teyzemi de yanımda götürürdüm. | Open Subtitles | لو أنّ هناك مكانٌ آخر لأذهب إليه لفعلت و من ثمّ أصطحب خالتي معي |
| Gidecek başka bir yerim olsa, burada olmazdım. | Open Subtitles | لن أتي إلي هنا إلا إذا كان ليس لدي مكان أخر |
| Gidecek başka bir yerim yok. | Open Subtitles | الشرطه تبحث عنى فى كل مكان ولا يوجد عندى مكان اخر لأذهب |