Jesse ve Charlie'nin buradan çıkması için bir yol buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة لأحصل لجيسي وتشارلي فرصة ليخرجوا من هنا |
En sonunda, benim ırksallaştırılmış renk anlayışımı benim teorik renk anlayışımı birleştirebilceğim bir yol buldum. | TED | وأخيرًا، وجدت طريقة لربط فهمي للون على أساس عِرقي مع فهمي النظري للون. |
Çocuklarla ilgilenip, aynı zamanda egzersiz yapabileceğim bir yol buldum. | Open Subtitles | وجدت طريقة يمكننى بها ممارسة التمارين ومراقبة هؤلاء الأطفال فى نفس الوقت |
Sanırım herkesin istediğini alabileceği bir yol buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنِّي عرفتُ طريقة لأمنح كل شحص ما يريده |
Sanırım yardım edebilecek bir yol buldum. | Open Subtitles | وأعتقد أنني وجدت وسيلة للمساعدة. |
Ben çoktan dersimi aldım ikimizin de kazanabileceği bir yol buldum. | Open Subtitles | لقد تعلّمت بالفعل وأظن انه لدي طريقة لحصول كلينا على فوز |
Güzel haberim var, hayatım. Kasabaya bizim ezik olmadığımızı kanıtlayabileceğimiz bir yol buldum. | Open Subtitles | أخبار جيدة يا عزيزتي ، وجدت طريقة لأثبت للبلدة أننا لسنا فاشلين |
Fevkalade. İnsanlara yardım etmek için bir yol buldum | Open Subtitles | إنها إستثنائيه، وجدت طريقة لمساعدة الأشخاص صدقاً |
Vakayı çözüp işini geri almanı sağlayacak bir yol buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة لأحل القضية وأعيد لك وظيفتك هذا سيكون رائعا |
Galiba, bu işi telâfi edecek bir yol buldum. | Open Subtitles | انما اظنني وجدت طريقة للخروج من هذا المازق |
Kapı kilitliydi de, bende ... anlarsın işte ... girecek başka bir yol buldum. - Al. | Open Subtitles | الباب كان مغلق , لهذا انت تعلم وجدت طريقة اخرى للدخول |
Ama, beni aramayı bırakmayacağını biliyordum, bu yüzden başka bir yol buldum. | Open Subtitles | لكنني علمت أنه لن يتوقف عن البحث عني وجدت طريقة أخرى |
Ama onların gözüne girmemi sağlayacak bir yol buldum. | Open Subtitles | لكنّي وجدت طريقة قد تساعدني لربح تأييدهـم |
Ama Anna'yı onurlandırmak için başka bir yol buldum. | Open Subtitles | لكن وجدت طريقة أخرى لتكريم آنا , دكتور روزين |
Sihir yapma alıştırmaları için yeni bir yol buldum. Alışılmadık bir yol ama kendimi kontrol edebilirim, söz veriyorum. | Open Subtitles | وجدت طريقة جديدة للتدرّب، وهي غير شائعة، لكن بوسعي تدبر أمري، أعدك |
Sanırım size biraz huzur vermenin bir yol buldum, Papa Cenapları. | Open Subtitles | أعتقد أنني قد وجدت طريقة ما, الأب الأقدس, لتجلب لك بعض راحة البال. |
Sanırım herkesin istediğini alabileceği bir yol buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنِّي عرفتُ طريقة لأمنح كل شحص ما يريده |
Sanırım yardım edebilecek bir yol buldum. | Open Subtitles | وأعتقد أنني قد وجدت وسيلة للمساعدة |
Galiba başka bir yol buldum. Gel hadi. | Open Subtitles | أعتقد بان لدي طريقة أخرى هيا لنذهب |
Ama kendimle barışık yaşamak adına bir yol buldum | Open Subtitles | لكنّي وجدت الطريقة التى أتعايش بها مع نفسي |
Bak, Biraz araştırma yapıyordum ve, bir yol buldum sanırım evin haricinde ikinci bir mortgage kredisi alabiliriz. | Open Subtitles | انظر, كنت أجري بعض البحوثات, وأعتقد أنّي وجدتُ طريقة تمكّننا من أخذ رهن ثانٍ على المنزل. |
Yine de, kendi üzerimde bundan yararlanmak için bir yol buldum. | Open Subtitles | -إنها حقيقة علمية على أية حال، لقد اكتشفت طريقة لأستفيد منها |
Kocanın başına gelenlerin arkasında Jarvis var ama onu kurtaracak bir yol buldum. | Open Subtitles | (جارفيس) يقف وراء كلّ ما حدث لزوجك لكن لديّ طريقةٌ لإنقاذه |