"bir yol bulur" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيجد طريقة
        
    • تعثر على سبيلها
        
    • يجد طريقة
        
    Oleg, gözetim raporlarıyla ne yaptığını FBI'ın öğrenmesi için elbet bir yol bulur. Open Subtitles (اوليج) سيجد طريقة لجعل المباحث الفدرالية تعلم عمّا فعلته بتقارير المراقبة
    O asla vazgeçmez, her zaman bir yol bulur. Open Subtitles لن يستسلم أبداً سيجد طريقة
    Bobby laneti kaldıracak bir yol bulur. Open Subtitles بوبي) سيجد طريقة لكسر اللعنة)
    Küçücük hücre karaciğerimden çıkar, kaybolur ve akciğerime doğru bir yol bulur sonra da işini yapmaya çalışarak orada bir karaciğer oluşturur. Open Subtitles خلية بالغة الصغر، تهيم مبتعدة عن كبدي، تشرد في جسمي... تعثر على سبيلها نحو رئتي... حيث تحاول القيام بعملها فحسب و...
    Ama iyi bir çoban sürüsünü kurtarmak için her zaman bir yol bulur. Open Subtitles لكن الكاهن الجيد , دائما يجد طريقة أخرى لإنقاذ أتباعه
    Tüm umutlar yok olduğunda başka bir yol bulur. Open Subtitles وعندما يذهب الأمل بلا رجعة، فإنه يجد طريقة أخرى.
    Hale başka bir yol bulur. Open Subtitles هيل) سيجد طريقة اخرى)
    Crowley ile ilgili küçük bir şey, her zaman seni halledecek bir yol bulur. Open Subtitles عندما تتعامل مع (كراولي) فسوف يجد طريقة دائماً ليخدعك
    O her zaman bir yol bulur. Open Subtitles هو دائما يجد طريقة
    Sarman bir yol bulur, suyu bize yönlendirir. Open Subtitles فعلى (سارمان) أن يجد طريقة ... لتوجيه المياه إلى حقولنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more