"bir yolu yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • توجد طريقة
        
    • يوجد طريقة
        
    • هناك طريقة
        
    • هناك طريق
        
    • من طريقة
        
    • يوجد طريق
        
    • من المستحيل أن
        
    • ليس هنالك طريقة
        
    • لايوجد طريقة
        
    • ليس هناك وسيلة
        
    • هناك أي طريقة
        
    • توجد طريقه
        
    • محال أن
        
    • لا توجد وسيلة
        
    • لا وسيلة
        
    Ivan, ikinci perdenin ne kadar kötü olduğunu söylememizin başka bir yolu yok. Open Subtitles إبفان إيفان لا توجد طريقة أخرى لقول هذا لدينا مشكلة في المشهد الثاني
    Ne bulursak test edeceğiz ama sapla samanı ayırmanın bir yolu yok. Open Subtitles سنفحص ما لدينا لكن لا توجد طريقة جيدة لفصل الغث عن الثمين
    Hastalar kendi aralarında organize ettikleri için detayları öğrenmenin bir yolu yok. Open Subtitles بما أنّها تُنظم من قبل المرضى أنفسهم فلا يوجد طريقة لنعرف بالتفصيل
    Kayıtları incelerken, araştırma konularını daraltmanın bir yolu yok mu? Open Subtitles أليس هناك طريقة لتضييق نطاق البحث بالبحث عن مواضيع معينه؟
    Kısa bir yolu yok. Bu, yüzerek yüzmeyi öğrenmek gibidir. TED ليس هناك طريق مختصرة. انه كالسباحة عن طريق تعلم السباحة.
    Şu an bu jenerasyonun hepsi ölü, Bonica da dahil. Bu yüzden o gün birbirlerine tam olarak ne dediklerini bilmenin bir yolu yok. TED كل هذا الجيل ميت الآن، بما فيهم بونيكا لذلك ما من طريقة لمعرفة ما قالوه بالضبط في ذلك اليوم
    Bir cami, veya ibadet eden birini gösterebilirsiniz, fakat, İslam'ı tam anlamıyla tasvir etmenin bir yolu yok. TED يمكنك عرض مسجد، أو يمكنك عرض مصلين، لكن لا توجد طريقة مباشرة لتصوير الإسلام.
    Yani kendi zamanımıza dönmenin hiç bir yolu yok mu? Open Subtitles إذاً لا توجد طريقة في الكتاب عن كيفية عودتنا لوقتنا السابق؟
    Sadece çıkıp söylemek vereceksiniz bana bu yüzden bu kırmak için kolay bir yolu yok. Open Subtitles لا توجد طريقة سهلة لاخبارك بهذا لذا سأقوله مباشرة
    Burada normal insanlarla tanışmanın bir yolu yok, değil mi? Open Subtitles حقًا لا يوجد طريقة عادية لمقابلة الناس هنا، أليس كذلك؟
    Size, hayalet adresi vermedikleri sürece site'ye ulaşmanın hiç bir yolu yok. Open Subtitles لا يوجد طريقة للاتصال بالموقع إلا إن تم منحك عنواناً غير معروف،
    Bu okula girmeden, senin burada oynamanın bir yolu yok. Open Subtitles لا يوجد طريقة للعب ليس هنا ليس في هذه المدرسة
    Sorun şu ki kişilik bölünmesini kanıtlamanın bilimsel bir yolu yok Open Subtitles المشكلة في تشخيص إنفصام الشخصية أنه ليس هناك طريقة مؤكده لإثباتها
    Bunu yapmanın tek bir yolu yok, şu an geliştirilmekte olan birçok yol var. TED ليس هناك طريقة واحدة لفعل ذلك، ولكن يوجد عدة طرق بدأت تنشأ.
    Bu eski insanları neyin öldürdüğünü bilmenin kesin bir yolu yok ancak kemiklerinin çok tanıdık bir bakteri tarafından enfeksiyon kaptığını biliyoruz. TED ليس هناك طريقة حاسمة لمعرفة ماذا قتل هؤلاء القدامى، لكننا نعلم أن عظامهم مصابة بواسطة بكتيريا مألوفة جداً.
    11 katta oturuyor, bu yüzden onu röntgenlemenin bir yolu yok. Open Subtitles وتعيش في الطابق الـ 11 وليس هناك طريق حقيقي لتسمع الإنذار
    Mecburen kalacağız. Aşağı inmenin bir yolu yok. Open Subtitles سنمرح جيدا باعلى هنا هل يوجد طريق للنزول
    O kulübede 3 gün geçirebilmenin hiç bir yolu yok. Open Subtitles من المستحيل أن تكون قضت 3 أيام في هذه الحجرة
    Bunu geri döndürmenin bir yolu yok, öyle değil mi? Open Subtitles ليس هنالك طريقة لعكس المفعول اليس كذلك ؟
    Ne yazık ki aşkım, ben bu berbat hücrede olduğum sürece birlikte olmamızın bir yolu yok. Open Subtitles المرنه للاسف , حبيبي لايوجد طريقة لان نكون معا , طالما ان فى هذه
    Bu bombayı kapatmanın bir yolu yok mu diyorsunuz? Open Subtitles هل تخبرنى انه ليس هناك وسيلة لايقاف القنبلة
    - KımıIdama. - Bunu yapmanın iyi bir yolu yok. Evet, biliyorum. Open Subtitles ثبت مكانك ليس هناك أي طريقة أفضل لفعل ذلك
    Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, doğrudan söyleyeyim: Open Subtitles لا توجد طريقه سهله لأقول هذا لذا سأقولها فقط
    Eminim değilsin ama ne yazık ki bunu kanıtlamanın bir yolu yok. Open Subtitles أنا متأكدّة أنّك لست كذلك، ولكن مع الأسف محال أن تثبتيه.
    Oraya girebilmenin bir yolu yok. Çok denedim ama başaramadım. Open Subtitles لا توجد وسيلة أخرى لبلوغ ذلك بامكاني ذلك و أعتقد أن علي المحاولة
    Başka bir yolu yok. Ayrıca olsa bile sana yardım etmezdim. Open Subtitles لا وسيلة أخرى، ولو كان بإمكاني المساعدة، لما فعلت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more