| Onların, senin dışında gitmeyi düşündüğüm yolu bilen başka biri yok. | Open Subtitles | من هؤلاء لا يوجد أحد سواك يعرف المسار الذي خططت لاتخاذه |
| Aslında burada o isimde biri yok. Üzgünüm. | Open Subtitles | فى الواقع لا يوجد أحد هنا بهذا الإسم آسفة |
| Yani, bugün kötü ruh halinde olan biri yok mu? | Open Subtitles | أتعنين بأنه لا يوجد شخص ما بالخارج مزاجه سيء اليوم ؟ |
| Şu an burada olduğunu ve ne yaşandığını bilen biri yok. | Open Subtitles | لا احد يعلم انك هنا الآن ولا احد يعلم ماذا حدث |
| Anne ya da abla diyebileceğim biri yok büyükbabam hiç var olmadıklarını düşünmemi söyledi. | Open Subtitles | ليس هناك أحد أستطيع مخاطبته بأمي أو أختي قال جدي إن عليّ التفكير بأنهما ليستا موجودتَين من الأساس |
| Atletik olanlardan özellikle kayıp biri yok. | Open Subtitles | لا يوجد من بين الرجال المفقودين من هو رياضي بالتحديد |
| İnşa ettiğim ulus, koştuğum maraton, askerler, tuval, yüksek nota hiç biri yok. | TED | الامة التي أقوم ببنائها والماراثون الذي أقوم بركضه الجنود، اللوحة القماشية، النغمات العالية لا وجود لها. |
| Bu işe bakan biri yok mu? | Open Subtitles | أننى مستغربة من هذا لا يوجد أحد فى المحطة هنا |
| Amacımıza onun kadar katkı sağlayan başka biri yok. | Open Subtitles | لا يوجد أحد قد عمل هذا الجهد لقضيتنا كما فعل هو |
| Az önce ne oldu sanıyorsun bilmiyorum ama bizim ekipte öyle hızlı biri yok. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي حدث في رأيك، ولكن لا يوجد أحد فائق السرعة بيننا. |
| Kıskanmaya değecek biri yok. | Open Subtitles | لا يوجد أحد يستحق أن تشعري بالغيرة من أجله |
| Eureka'da Angela Fairfield adında biri yok. | Open Subtitles | لا يوجد شخص أسمه أنجيلا فيرفيلد يعيش في يوريكا |
| Bak, dilimde tüy bitti, burada lmaan diye biri yok diyorum. | Open Subtitles | لا حول ولا قوة لا يوجد شخص اسمه ايمان في اي من الغرف |
| Üzgünüm, efendim, burada Bay Vandalay diye biri yok. | Open Subtitles | عذراً، سيدي ولكن لا احد هنا باسم آرت فانديلاي |
| Bunun gerçek olmasını dilerdim ancak öyle olduğunu düşünmüyorum yani bana kalırsa o filmde Darby isimli biri yok. | Open Subtitles | ما تمنيته كان الحقيقة ولا أعتقد أنه هو إنه ليس هناك أحد اسمه داربي في هذا الفيلم |
| Sürekli kalan biri yok sanırım. | Open Subtitles | جليّاً أن لا يوجد من يسكن البيت. |
| ÖyIe biri yok, zaman makinesi yok, sen de geIecekten geImedin. | Open Subtitles | لا وجود لرجل يرتدي قبعة و وشاح و لا يوجد آلة زمن و أنت لست آتٍ من المستقبل |
| Haklısın. Bana, senden çok benzeyen biri yok. | Open Subtitles | أنتِ على حق , لايوجد شخص يشبهني أكثر منكِ |
| Dünkü fiyaskonun ardından kampanya yolunda yanımda olmasını istediğim başka biri yok. | Open Subtitles | بعد إخفاق الأمس لا يوجد احد أحبّذه بجانبي في درب الحملة الإنتخابية |
| Sam diye biri yok derken ne demek istedin? | Open Subtitles | ماذا كنت تقصدين عندما قلتي أن سام غير موجود ؟ |
| Konuşacağım bir karım, tavsiye alacağım biri yok. | Open Subtitles | من دون زوجها لتستشيرها، ولا أحد لتأخذ منه النصيحة.. |
| Bu gezegende bana meydan okuyabilecek biri yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد أحدا على سطح الكوكب ليتحدانى؟ |
| Dışarıdaki hayat söz konusu olduğunda Aaron Hallam diye biri yok. | Open Subtitles | بعيدا عن قلق العالم يا سيدي.. أرون هالم ليس له وجود |
| Burada o isimde biri yok dedim. | Open Subtitles | أخبرتك، أنه لا يوجد لدينا أحد بذلك الاسم |
| İmkansız. Okulda benden daha nitelikli biri yok. Yani,Kimi görevlendiriyorlar? | Open Subtitles | هذا مستحيل ,لايوجد احد اكثر كفاءة في هذه المدرسة اقصد لمن سيعطون المنصب ..اذا لم اكن كم هذا مذهل |
| Burada öyle biri yok. Yanlış yere gelmiş olmalısın. | Open Subtitles | لا يوجد أحدٌ هنا ، لابدّ أنك أتيت الى المكان الخاطئ |