"birikintisi" - Translation from Turkish to Arabic

    • بركة
        
    Ya da "Teyzem bana kuzeninin nehrin diğer tarafında..." "...su birikintisi bulduğunu söyledi." Open Subtitles وقالت عمتي أن ابن عمها وجد بركة ماء بالجانب الآخر من هذا النهر.
    20 yaşındayken bir park yerine doğru sürüyordum ve bir su birikintisi gördüm. TED عندما كنت في العشرين من العمر، كنتُ أقود عبر موقف حافلات ورأيتُ بركة مياه.
    Bir çamur birikintisi mi var, geçeyim diye hemen ceketini önüme sererdi. Open Subtitles لم يكن هناك بركة الطين لم يضع معطفه عليها حتى أستطيع أن أعبرها
    Ve şimdi sen, Isert'in kahrolası küçük beyaz kıçını, çamurlu su birikintisi içindeki batık bir kayıktan çıkardın diye benden iyi olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles لأنك انقذت زميلك من قارب فى بركة ماء هل انت افضل منى ؟
    Olay yerinde sidik birikintisi var... Open Subtitles نحن لدينا بركة تَتبوّلُ في مسرح الجريمةَ
    Tamam, Linda patronunu bir kan birikintisi içinde buluyor, ancak öldüğünden emin olmak için kontrol etmiyor. Open Subtitles حسنا، يجد ليندا رئيسها في بركة من الدماء، بعد لا تحقق للتأكد من انه قد مات.
    Ayakkabılarında çamur var. Bina çıkışında bir çamur birikintisi vardı. Open Subtitles . الوحل الموجود على حذائها هنالك بركة وحل بالقرب من المخرج
    Bir sonraki su birikintisi 50 km ötede olabilir. Open Subtitles بركة الماء القادمة قد تكون على بُعد ثلاثين ميلاً
    Umutsuzluk birikintisi, pizza ve gözyaşına dönüştüğümü duydunuz. Open Subtitles لقد سمعت بأنني ذبت في بركة اليأس و البيتزا و الدموع
    Düşünmüyorum. Biliyorum. Bu öğlen arabamın hemen yanında bir su birikintisi vardı. Open Subtitles ليس اعتقاداً وإنّما يقين، فقد كانت هناك بركة ماء قرب سيّارتي عصر اليوم
    Ve biz su birikintisi aşağı konum su ve portakal kabuğu. Open Subtitles ونحن وصولا الى بركة القشور المياه والبرتقال.
    Benim için sadece bir su birikintisi. Open Subtitles انه ضخم انه مجرد بركة بالنسبة الي - او، هيا الآن -
    - Dışarıda olmayı seviyorlar ben de kafeslerini balkona koydum sonrasında onları su birikintisi içinde ölü buldum. Open Subtitles -كانتا تحبان الخروج ، لذا أبقيتهما داخل قفص على الشرفة، ثم وجدتهما نافقتين وسط بركة ماء.
    Büyük bir su birikintisi var! Open Subtitles انتظري اميرتي هناك بركة ضخمة ..
    Su birikintisi var! Open Subtitles انتظري اميرتي هناك بركة ضخمة ..
    Mavi plastiğe sarılı su birikintisi gibi. Open Subtitles تلك بركة كبيرة ملفوفة ببلاستيك أزرق
    Eminim serinlemek için kendine bir...çamur birikintisi bulmuştur. Open Subtitles .... أنا متأكد أنه يبحث عن بركة طينية لطيف ليسترخي فيها
    Aw, Link, Bi yol buldum. Su birikintisi şekline girip saklanacağız! Open Subtitles عندي فكرة، دعنا نصبح بركة ونختبئ
    Bayılmıştın. Ayaklarının dibinde kan birikintisi vardı. Open Subtitles مغمى عليك في بركة دماء على قدميك
    Su birikintisi. Eminim altı çamur doludur. Open Subtitles بركة المياة بالتأكيد مليئة بالطين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more