Hayır, sorun değil. Anlıyorum. Ama işler birikmeye başladı. | Open Subtitles | لا , لا بأس , أتفهم , الأمر أنه الأمور بدأت تتراكم |
İlk veriler önemsiz ve kulaktan idi ancak giderek veriler birikmeye başladı öyle kapsamlı ki artık biliyoruz, çalışma yerlerimize, tüketim maddelerimize, havamıza, suyumuza sızan sentetik kimyasallar kansere yol açtı ve doğum bozukluklarına ve diğer bazı toksik etkilere. | Open Subtitles | يمكن أن تشكل خطرا. البيانات الأولية كانت كالحكايات التافهة لكن تدريجيا مجموعة البيانات بدأت تتراكم |
- Şu borçların iyice birikmeye başladı. | Open Subtitles | تعلم، يبدو أن هذه الديون بدأت تتراكم |
Tam zamanında geldin. Bayağı bir bulut birikmeye başladı. | Open Subtitles | تبلي حسناً الغيوم تتكدس |
Helikopterler birikmeye başladı. Acele etmeliyiz! | Open Subtitles | ان المروحيات تتكدس لنتحرك |
Cesetler birikmeye başlıyor. | Open Subtitles | الجثث بدأت تتراكم |
Faturalar birikmeye başladı. | Open Subtitles | وبدأت تتراكم الفواتير |