Git de birilerini becer. Ama lanet prezervatifini takmayı unutma. | Open Subtitles | إذهب و ضاجع شخص ما لكن إرتدى أى مطاط لعين |
- CIA için çalışmıştın. Bunu iletebileceğimiz birilerini tanıyorsundur değil mi? | Open Subtitles | عملتِ لصالحِ الاستخبارات المركزيّة لا بدّ أنّك تعرفين أحدهم لتُبلّغيه، صحيح؟ |
Bu gece birilerini gönder, temiz bir iş olsun. Evet, efendim! | Open Subtitles | قم بالأمر الليلة ولكن فليساعدك الرب إذا تركت أي شخصاً حيَ |
Federaller davayı üstlendi ve yardım için merkezden birilerini alacaklar. | Open Subtitles | الفيدراليين سوف يأخذون القضيه وسوف يأخذون أحداً من الداخل للمساعده |
Grup kucaklaşması mı yapacağız yoksa gidip birilerini mi parçalayacağız? | Open Subtitles | سنتعانق الآن , أو يمكننا الذهاب وتحطيم شخصا ما ؟ |
Seviyorum. Cheryl: Aimee oraya gittiğinde pist ve sahaya meraklı olduğunun farkına vardı, bu yüzden birilerini arayıp, bunu araştırmaya başladı. | TED | أنا أحبها. شريل: عندما ذهبت ايمي هناك، قررت ولأنها نوعاً ما فضولية بخصوص سباقات المضمار أن تتصل بأحد وتسأله عن ذلك. |
- Evet. Fakat birilerini öldürmeden önce biraz yardım almanı isterim. | Open Subtitles | لكنّي أريدك أن تحصل على بعضه ساعد أمامك يقتل شخص ما. |
Geçen gece, annesini aramış ve ortalıkta şüpheli birilerini gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | ليلة أمس، قالت جودي لأمها عن إنسلال شخص ما حول المنزل |
Şef, Judy'nin annesi o gece Harrison'ların evinin etrafında birilerini görmüş. | Open Subtitles | أنا أخبرتهم كيف إن أم جودي رأت شخص ما خارج نافذتها |
Yani gece yarısı bir kapıyı kırıp birilerini evlerinden dışarı sürükleyebilirdik. | Open Subtitles | كنّا أحيانا، تعلم، نقتحم الباب ونسحب أحدهم خارج منزله منتصف الليل، |
Belki kitabı bulabiliriz ve birilerini öldürecek kadar güçlenmeden önce onu durdurabiliriz. | Open Subtitles | ربّما نستَطيع إيجاده وإيقافه قَبل أن تصِل قوتّه بِما يَكفي لقَتلِ أحدهم. |
birilerini okula göndermek ve onlara ilaç vermek, hanımefendiler ve beyefendiler, bu onlar için zenginlik (varlık) yaratmaz. | TED | إرسال أحدهم للمدرسة وإعطاءه الأدوية، سيادتي وسادتي، لا يجعله ثرياً. |
Ve siz içerideyken Kontes, birilerini gördünüz mü, non (hayır)? | Open Subtitles | وبينما كنتِ في الداخل أيتها الكونتيسة رأيتِ شخصاً ما، صحيح؟ |
Burası 61 numara, Donnegal sokağı. Hemen birilerini göndermeniz gerek. Kardeşim nefes almıyor. | Open Subtitles | انه رقم 61 في شارع دونيجال, ارجوكم ارسلوا شخصاً ما اختي لا تتنفس |
Orada birilerini boyunduruk altına alırsın ve ceplerindeki bütün paraları çıkana kadar sarsarsın. | Open Subtitles | أنه حيث تضع شخصاً في مسكة رأس وتهزهم حتى تخرج أموالهم من جيوبهم |
birilerini korkutmaya ya da kandırmaya çalışıyor olabilirim ama bu kadar da ileri gitmem, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | ربما أحاول أن أخيف أحداً أو أخدعه أو ما شابه لكنى لن أصل إلى هذا الحد هل تفهم ما أعنى ؟ |
Şikayet edecek, birilerini suçlayacak ya da cezaya çarptıracak konumda değildi. | Open Subtitles | لم يكن فى وضع يسمح بأن يشكوى أو يلوم أو يُدين أحداً |
Ya iyi bir plan bulursunuz ya da plan yapacak başka birilerini bulurum. | Open Subtitles | اما أن تكتشق خطة لاخراجها من هناك أو سأجد شخصا آخر يفعل ذلك |
Bu, ben kesinlikle birilerini aramalıyım çünkü bu çok saçma. | Open Subtitles | أخبرني عنه إني بالطبع سأتصل بأحد ما لأنه سخيف بالتمام |
Şeytan tembellik telkin eder sözünü bu kadar ciddiye alan birilerini görmek güzel. | Open Subtitles | يسرّني أن أجد أحدًا يأخذ تحذير الأيادي البطّالة تخدم الشيطان على محمل الجدّ. |
Herkes anladı ki birilerini kaybettiğimizde, kazananlar sinsi değildir. | TED | و بذالك فهم الجميع أنه عندما نفقد أحدا ما، فإنه لا شماتة للمنتصرين. |
Ben de hâlâ birilerini beni dinlemek istediği için mutluyum. | Open Subtitles | أنا متحمسة أن شخصًا ما لا يزال يريد سماعي أغني |
Telefonun çektiği bir yere kadar arabayla gidip birilerini arayalım. | Open Subtitles | لنقد سيارتنا حتى نحصل على استقبال ثم نتصل بشخص ما |
Modern çağımızda birilerini arayıp onlara ulaşamadığınızda mesajı alacaklarından oldukça emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | في عصرنا الحديث عندما تتصل بأحدهم ولم تجده تستطيع التأكد ان الرسالة ستصله |
Çünkü birilerini üzmüyorsanız gidişatı değiştirmiyorsunuzdur. | TED | لانه اذا كنت لا تزعج احدا انت لا تغير في الوضع الراهن |
Her ne kadar, gitmem birilerini mutlu edecek olsa da. | Open Subtitles | على الرغم من أن هذا رُبما يجعل بعض الأشخاص سعداء |
Biliyorum bu silahın içindeki mermileri araştırıp birilerini öldürüp öldürmediğini bulabilirsiniz. | Open Subtitles | أعرف أن لديكم طريقة لاكتشاف الطلقات التي انطلقت منه وقتلت أشخاصاً |
Kuzey ve güneye birilerini yerleştirelim, girişi de gözetlememiz gerek. | Open Subtitles | دعنا نضع اشخاص في الشمال والجنوب سنحتاج الى العيون على هذا المدخل وكذلك |