Burası Reich'in merk ezi hükümetine bağlı Wehrmacht radyo Birimi. | Open Subtitles | هنا وحدة اذاعة فيرماتشت المخصصة لحكومة الرايخ العامة في بولندا |
Her Birimi istiyorum, çevrede konuşlanmalıyız ve bunu dün istedim. | Open Subtitles | أريد كل وحدة منتشرة لدينا ، و أريدها بـ الامس |
Çete Birimi kurbanın eski sevgilisinin nerelere takıldığını kontrol edip soruşturacak. | Open Subtitles | وحدة العصابات ستسأل بالأرجاء، وستحقق من مكان تسكّع خليل الضحيّة السابق |
Orada ağır suçlar Birimi açılıyor. Buraya bir buçuk saat uzaklıkta. | Open Subtitles | ثمّة وظيفة شاغرة بوحدة الجرائم الكبرى إنها على بعد ساعة ونصف |
Polis İç İşleri Birimi'nin bir üyesi misiniz? | Open Subtitles | هل أنت عضوه في شعبة شؤون الشرطة الداخلية ؟ |
Ordu Suç Araştırma Birimi'nden bir profesyonel. | Open Subtitles | اداره البحث الجنائى فى الجيش محترفه تماما |
Ödentiler Birimi'nden mektuplar, Sigortalama Birimi'nden mektuplar, ve çoğu insan usanıp bırakır. | Open Subtitles | بعضها من قسم المطالبات والبعض الاخر من قسم شئون العملاء و معظم الناس يستسلمون |
Bu kablosuz bir iletişim Birimi. Bunu sağ kulağına takmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذه وحدة إتصال لا سلكية، أريدك أن تضعها في أذنك اليمنى. |
Narkotik Birimi geçen ay buradaydı ve onların da kafası karışmıştı. | Open Subtitles | ،أتت وحدة مكافحة المخدرات إلى هنا الشهر الفائت وكانوا متحيرين أيضاً |
14 yıl önce Suç Birimi'ne tayin edildiğimde patronum ilk davamda şöyle demişti: | Open Subtitles | قبل 14 عامًا، عندما نُقلتُ إلى وحدة الجرائم، رئيسي أخبرني في قضيتي الأولى، |
Uyuşturucu Birimi, son 12 ayda yüksek saflıkta meth girişi tespit etmiş. | Open Subtitles | رأت وحدة المخدرات تدفقاً من الميث النقي العالي في الأشهر الـ12 الماضية |
Ben, Entelektüel Suçlar Soruşturma Birimi şefi Kim Jae Myeong. | Open Subtitles | أنا قائد وحدة التحقيق .في الجرائم الفكرية، كيم جاي ميونغ |
Suçla Savaş Birimi, düşük gelirli barınağı silah mevzuatındaki sağduyu... | Open Subtitles | وحدة مكافحة الجريمة إسكان ذوي الدخل المنخفض تشريعات حيازة الأسلحة |
Bu da demek oluyor ki, burada bir de iyi bir haber var, tasarruf ettiğimiz her enerji Birimi ile, diğer dokuzunu da kurtarıyoruz. | TED | هذا يعني أنه توجد أخبار جيدة، لأن لأجل كل وحدة طاقة نحافظ عليها، نحافظ على التسعة وحدات الأخرى |
Devlet bunlara Haberleşme Yönetim Birimi yani HYB(CMU) adını veriyor. | TED | تطلق الحكومة على هذه الوحدات اسم وحدة إدارة الاتصالات. |
1960'lı yıllarda, Marion HYB'e ev sahibi olmadan evvel, kötü nam salmış Kontrol Birimi'nin eviydi. | TED | في عام 1960، وقبل أن يتم إيداع ماريون إلى وحدة إدارة الاتصالات، كان موجودا في وحدة تحكم مشهورة بسوء سمعتها. |
Yani bir kutu tost ekmeği birleşmiş birimlerin birleşmiş halidir ve bir dilim pizzayı kestiğimde, bölünmüş bir Birimi tekrar bölmüş olurum. | TED | إذن فعلبة من الحلويات المحمصة تتألف من وحدات مؤلفة، وعندما أقسّم شريحة من البيتزا، أنا اقسم وحدة مقسّمة. |
Merkezi işlem Birimi, yani kısaca CPU, tüm bilgisayarın beynidir. | TED | الـمعالج، أو وحدة المعالجة المركزية، هو العقل المدبر لجهاز الحاسوب بأكمله. |
Tabii ki ilgim var ama FBI müdür yardımcısı hazine avı Birimi onaylamadı. | Open Subtitles | بالتأكيدأناكذلك،ولكن أتعلم، لم يقم المدير المساعد لم يرخص بوحدة فيدرالية للبحثعنالكنز. |
Yüzbaşı, bu olay yerine Suç Araştırma Birimi mi bakıyor? | Open Subtitles | سلك شعبة التحقيق الجنائي يحقق في ساحة الجريمة؟ |
Parklar Birimi'ni lağvetmek olacak. | Open Subtitles | سيكون ازاله اداره الحدائق |
- Ben polis değilim Karayolları Güvenlik Birimi'nden geliyorum. | Open Subtitles | أنا لست شرطياً. انا من قسم النقل وأمن الطريق. |