| Hala sana göz kulak olmak isteyen birisi var sanırım. | Open Subtitles | على ما يبدوا ان هناك شخص مازال يريد الاعتناء بكى. |
| Bizi bilen birisi var, oturduğun yeri buluştuğumuz zamanı bilen biri. | Open Subtitles | هناك شخص يعرف كل شئ عنا يعرف اين انت وعندما التقينا |
| MS: Şimdi, teşvikten yana birisi var mı bakalım, bunun denemeye değer olduğunu düşünen biri, | TED | مايكل: الآن، لنرى اذا كان هناك شخص مؤيد، يعتقد أن الأمر يستحق التجربة. |
| Şey, kendisi Amerikalı, ama Transilvanya'da da aynı araştırmayı yapan birisi var. | Open Subtitles | إنه أمريكي, لكن هنالك شخص أخر من ترانسلفينيا يجري أبحاثا في نفس الشئ أيضا |
| Yerime geçecek birisi var. Herkes degistirilebilir. | Open Subtitles | هناك من يحل مكاني يمكنهم أستبدال أيا كان |
| Yine de bu evde de zaman zaman öldürmek istediğim birisi var. | Open Subtitles | على الرغم من أنه بهذا المنزل يوجد شخص رغبت بقتله مرات عديده. |
| Orada kalemi çıkarmam mı yoksa olduğu gibi tutmam mı gerektiğini bilen birisi var mı? | Open Subtitles | هل يوجد أحد يعرف هل علي نزعه من رقبتي أم أتركه؟ |
| Eller yukarıya: Dinleyiciler arasında sıtmaya yakalanmış birisi var mı? | TED | هل هناك شخص هنا يودّ أن يصاب بمرض الملاريا؟ |
| Soruşturmanın dürüstçe yönetilmesini sağlayan birisi var. | Open Subtitles | هناك شخص يرى بأن التحقيق جرى بشكل غير صحيح |
| Senin evinde istediğim birisi var. Tisa yeniden özgür. | Open Subtitles | هناك شخص أريده في منزلك، تيسا، إنها مُتاحة مجدّدا |
| Orda birisi var. Nefesini duyabiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأن هناك شخص ما ، أستطيع سماع أنفاسك |
| Bir gardiyan kapıma gelerek "Seninle konuşmak isteyen birisi var." dedi. | Open Subtitles | الحارس مشى إلى الباب أخبرني هناك شخص ما بالخارج يريد أن يتحدث إليك |
| İstasyonda birisi var. Onun dışındakileri ayıklayabilir misin? | Open Subtitles | هناك شخص يتكلم بمكبر صوت أيمكنك إخفاء كل صوت آخر؟ |
| Uzun zamandır tanışmanı istediğim birisi var. | Open Subtitles | هنالك شخص أود منك أن تقابله منذ فترة طويلة |
| "Hey, Jelly, senden daha iyi piyano çalan birisi var" | Open Subtitles | يا جيلى، ان هناك من هو أفضل منك فى العزف على البيانو |
| Aramızda hiç Disney filmi izlememiş birisi var mı acaba? | TED | هل يوجد شخص هنا في هذه القاعة لم يسبق له مشاهد فيلم من ديزني؟ |
| - Bu bilgiyi doğrulatacağım birisi var mı? | Open Subtitles | - لا يوجد أحد يمكن أن أدعو للتحقق من هذا ؟ |
| Hatta senin arkadaşın olduğunu ve seninle konuşmak istediğini söyleyen birisi var. | Open Subtitles | لدي شخص على الهاتف يقول أنه صديق لك ويريد محادثتك |
| Eğer uygun birisi var mı diye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | قصدناك كي نرى لو أنه ثمة أحد متاح. |
| Bak, seninle tanıştırmak istediğim birisi var. Perşembe günü müsait misin? | Open Subtitles | إسمعي، هناك رجل أود أن تقابليه أيمكنك تناول الغداء يوم الخميس؟ |
| Yani, şu anda evde sizinle beraber yaşayan başka birisi var mı? | Open Subtitles | . اعني, هل هناك احد آخر . يقطن في هذا المنزل برفقتك |
| Müsaadenle. Konusmam gereken birisi var. | Open Subtitles | أستأذنك، ثمّة أحد عليّ محادثته. |
| 61 nolu ambulans. Acı çeken birisi var. 398 Wells Sokak'ı. | Open Subtitles | إسعاف 61 ، ثمة شخص في حالة إحباط 398 "شارع "ويلز |
| Aşağıda pek çok arkadaşı olan birisi var. | Open Subtitles | هنالك رجل في الطابق السفلي يكون صداقات مع الكثير من الشباب |
| Bu işi destekleyen birisi var ve o kim bilmek istiyorum. | Open Subtitles | هنالك من يُديرها وانا اريد ان أعرف من هو |
| Çocuklarınıza bakmak için arayabileceğim birisi var mı? | Open Subtitles | هل هناك شخصاً ما أتصل به من أجلك للإعتناء بأطفالك |
| Öyle birisi var ki, bunu duyduğuna çok memnun olacak. | Open Subtitles | حسناً, هناك شخصٌ ما سيكون سعيداً جداً بسماع هذا |