| Bu boktan yerde birlikte büyüdüğüm tek düzgün insan sensin. | Open Subtitles | لقد كنت الشخص الوحيد الذي ترعرعت معه في تلك القرية الحقيرة, والذي كان لطيفاً إليّ |
| Dünya bunu bilmeli B, ve siz buraya geliyorsunuz ve beni birlikte büyüdüğüm bir insanı öldürmekle suçluyorsunuz. | Open Subtitles | و يجب أن يعلم العالم كلّه أنّهمجاءواإلىهنا ،ومن ثمّيتّهمونني... بقتل شخصٍ ما ترعرعت معه ؟ |
| Bunu bana biri yapacak olsa, birlikte büyüdüğüm köpeği Constantantine'i benden alacak olsa o orospu çocuğunu suratından vururdum. | Open Subtitles | أحدهم فعل ذلك بي , أحدهم سرق الكلب الذي ترعرعت معه أحدهم أخذ "كونستانتين" بعيداً عني سأطلق النار على ذلك اللعين في وجهه |
| birlikte büyüdüğüm çocuk böyle nefret ve kin dolu konuşmaz. | Open Subtitles | الصبي الذي كبرت معه لن يتحدث بإسهاب هكذا هذا التعصب وهذه الكراهية |
| birlikte büyüdüğüm birisi. | Open Subtitles | شخص ما كبرت معه |
| birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
| birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
| birlikte büyüdüğüm çocuklar onlara güle güle diyemedim. | Open Subtitles | الأطفال الذين كبرت معهم لم أقل لهم وداعاً أبداً |
| O benim birlikte büyüdüğüm adam tamammı? | Open Subtitles | انه شاب ترعرعت معه, حسناً؟ |
| O benim birlikte büyüdüğüm adam tamammı? | Open Subtitles | انه شاب ترعرعت معه, حسناً؟ |
| birlikte büyüdüğüm bir arkadaş. | Open Subtitles | لقد كبرت معه |
| birlikte büyüdüğüm insanlar. Memleketimin insanları. | Open Subtitles | الناس اللذين كبرت معهم بمدينتي الأصلية |