| Bu geminin kaptanı benim ve kimseyi o şeylerle birlikte burada bırakmıyorum. | Open Subtitles | أنا قائد هذه السفينة. ولن اترك اي شخص هنا مع هذه الاشياء |
| Efendimiz, ben sürpriz bir saldırıya karşı yolu korumak için adamlarla birlikte burada kalsam daha iyi olacak. | Open Subtitles | مولاى ، من الأفضل أن أبقى هنا مع الرجال لأحرس الطريق من هجوم مفاجئ محمود يعرف الطريق |
| Klaus atlarla birlikte burada olmalıydı. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكون كلاوس هنا مع الخيول الآن |
| Pekala. Charlie, Kinky ile birlikte burada mıydı? | Open Subtitles | صحيح, لذلك , هل كانت تشارلي هنا مع كينكي ؟ |
| Tek bildiğim, en yakın dostlarımla birlikte burada olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنِ هنا مع أعز أصدقائى فى العالم كله |
| Babam kız arkadaşınla birlikte burada yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | قال أبي أنك تعيش هنا مع صديقتك تعرف بشأنها؟ |
| - Koğuşlarda. Gardiyanlar aileleriyle birlikte burada yaşıyormuş. | Open Subtitles | الثكنات العسكريّة، الحرّاس كانوا يعيشوا هنا مع عائلاتهم. |
| - Koğuşlarda. Gardiyanlar aileleriyle birlikte burada yaşıyormuş. | Open Subtitles | الثكنات العسكريّة، الحرّاس كانوا يعيشوا هنا مع عائلاتهم. |
| Diğer arkadaşlarla birlikte burada bir şüpheliyi arıyorduk ama annem hastalanmış. | Open Subtitles | كنتٌ ابحث عن المشتبه بهِ هنا مع الأخرين ، ولكنني تلقيتٌ مكالمة هاتفيه بأن أمي مريضه |
| Bunlar diğer ürünlerle birlikte burada durmalıydı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تبقى هنا مع جميع مجموعتها المختارة الاخرى |
| Kaçamadığın mazinle birlikte burada kalmalısın yaşamın kendisinden daha çok seni seven ruhlarla. | Open Subtitles | يجب أن تبقي هنا مع الماضي الذي لا يمكنك الهروب منه مع الأشباح الذين تحبهم أكثر من الحياة نفسها |
| Ailesiyle birlikte burada sarayda olan Flemenk bir Baron da kızını araya soktu. | Open Subtitles | وبارون هولندي هنا مع عائلته, وضع أبنته في هذا السباق. |
| Babanla birlikte burada kaldıklarında aralarında geçen önemli bir şey. | Open Subtitles | حدث شيء كبير بينهما عندما كانوا هنا مع والدك |
| Belki de bizimle birlikte burada başka bir yol seçmektir. | Open Subtitles | لربّما تتعلق باختيار درب آخر هنا مع بقيتنا. |
| Bana kabul ettiğini söylersen, kızınla birlikte burada kalabilirsin. | Open Subtitles | أخبريني أنك تدخلين معنا. ويمكنك البقاء هنا مع إبنتك. |
| O canavar, Sör Didymus ve cüce ile birlikte burada. | Open Subtitles | إنها هنا مع الوحش، السير ديديموس وقزم. |
| Sana sorduğumuz kızla birlikte burada yaşıyordunuz. | Open Subtitles | لقد عشت هنا مع الفتاة التي سألناك عنها |
| Tüm bu delice şeylerle birlikte burada kalmayı yeğlerim o zaman. | Open Subtitles | إذا أفضّل البقاء هنا مع كل المجانين |
| Diğerleriyle birlikte burada kalacaksın. | Open Subtitles | ستكون هنا مع البقية |
| Keşke arabanla birlikte burada olsaydın. | Open Subtitles | أتمنى أنك كنت هنا مع سيارتك. |
| Benimle birlikte burada oturup, pahalı şarap içip filmlerden bahsediyorsun. | Open Subtitles | . أنت بالداخل معى تشرب . خمر غالية وتتكلم عن الافلام |