| Burada bir bisikletli ile uğraşıyoruz, ki böyle bir şeyi Mountain View haricinde görmeyi asla ummazsınız. | TED | هنا نتعامل مع سائق دراجة والذين لن تتوقع أن تراه في منظر الجبل. |
| Bu Fransa bisiklet turuna katılan New Yorklu bisikletli postacı. | TED | وكانت هذه دراجة نيويورك تجتمع بسباق فرنسا للدراجات. |
| Henüz bir şey yok ama bisikletli kurye konusunda şansımız yaver gitti. | Open Subtitles | كل ذلك هو لا يزال السوائل. ولكن وصلنا محظوظ مع الدراجة رسول. |
| Yine rengin gidiyor, atla da seni eve götüreyim, bisikletli bir centilmen olarak. | Open Subtitles | بدأتِ تتحولين للأخضر مجدداً لذا لما لا تهدأي وسأوصلك على الدراجة كالرجل الحقيقي |
| Sanırım bisikletli bir çocuk var. | Open Subtitles | حسناَ أظنني أرى ولداَ بدراجة يمر من أمامي |
| Benzer şekilde, bir bisikletli ışıktan kaçıyor. | TED | وأمر مشابه، هنا، دراج يقطع الإشارة أيضا. |
| iste, bu kisimda sorun yasiyorum, çünkü mesele su ki magdurun bisikletli oldugunu hiç söylememistin. | Open Subtitles | أترى هاهنا تكمن علتي لأن الواقع هو أنك لم تقل أبداً أنه كان على دراجه |
| bisikletli aptallar. Birbirlerini öldürüyorlar. Doğal seçim diye buna denir. | Open Subtitles | أغبياء يركبون الدراجات ويقتلون أنفسهم، إنها عمليّة الانتقاء الطبيعي |
| Ah, evet, ayağım kaydı ve bisikletli kuryelerden biri koluma takıldı. | Open Subtitles | نعم, لقد تخطيت حافة الرصيف فصدمني أحد راكبي دراجة المراسلين.. |
| Mavi şapka takıyor olabilir, kırmızı bisikletli. | Open Subtitles | قد يكون يرتدي قبعة كرة زرقاء يملك دراجة حمراء |
| Elimizde bir tek bisikletli polis mi var? | Open Subtitles | شرطي على دراجة هوائية هو كل ما لدينا اليوم |
| Cezayir asıllı bisikletli kurye, Ahmed Toubali. | Open Subtitles | أحمد طوبالي، ساعٍ على دراجة من أصل جزائري. |
| Mermi almaya gidince, mahalleden bisikletli bir çocuğa para verip her şey yolunda mı diye Maddy'nin evine baktırdım. | Open Subtitles | بينما كنت أقوم بجولة في الجوار دفعت لطفل من الجيران ليركب دراجة لمنزل مادي فقط للتأكد من أن كل يسير على ما يرام |
| - bisikletli yaşlı kadın hala yaşıyor mu? | Open Subtitles | هل مازالت السيدة العجوز التي كانت على الدراجة على قيد الحياة؟ |
| Bu silahı zavallı bisikletli çocuk davasındaki kovanla karşılaştıracağız. | Open Subtitles | سنبحث السلاح إزاء غلاف الخرطوش من الفتى المسكين على الدراجة |
| bisikletli dublör nasıldı? | Open Subtitles | كيف تبدو حيلة من الدراجة الهوائية الأحادية العجلة؟ |
| Arabanın teki bisikletli bir çocuğa çarptı,onu hastaneye götürdüm. | Open Subtitles | صبي صُدم و هو على الدراجة و ذهبت إلى المستشفى .. |
| İddia ediyorum ki birkaç saniye sonra önce kırmızı bisikletli bir bayan göreceğiz sonra elinde çiçeklerle bir adam ve çamurluğu ezik olan bir Volkswagen kaplumbağa. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أنتبأ اٍنه في خلال دقيقة سترين سيدة بدراجة حمراء |
| İddia ediyorum ki birkaç saniye sonra önce kırmızı bisikletli bir bayan göreceğiz sonra elinde çiçeklerle bir adam ve çamurluğu ezik olan bir Volkswagen kaplumbağa. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أنتبأ اٍنه في خلال دقيقة سترين سيدة بدراجة حمراء |
| Shawnee, Oklahomalı bir bisikletli haberci nasıl oluyor da birkaç ayda ömürlük kültür ve kibarlık öğrenebiliyor? | Open Subtitles | كيف لمرسالٍ دراج من شوني، أوكلاهوما عالمٌ بحياةٍ كاملة من الثقافة والنقاء بغضون أشهر؟ |
| Ben hiç bisikletli oldugunu söylemedim. Sadece seni dinlemedigimi söyledim. | Open Subtitles | لم أذكر مطلقاً أنه كان يركب دراجه وإنما قلت بأنني لم أكن مستمعاً لك |
| Her yerde bisikletli çocuklar var. Harika bir görüntü. | Open Subtitles | هنالك أطفال على الدراجات في كل مكان إنه رائع |
| Paket bisikletli kuryeyle gönderilmiş. | Open Subtitles | الطرد تم توصيله بواسطة رجل التوصيل بالدراجة |
| - bisikletli çocukta iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | - يا، عمل لطيف مَع الطفلِ على الدراجةِ - شكراً لكم |
| - Karami. bisikletli adam. | Open Subtitles | -كرامي)، صاحب الدّراجة) . |