Yani...kemanlı, trompetli büyük bir bitiş değil, belki de bitiş böyledir. | Open Subtitles | أعني 00 ليس نهاية كبيرة مع المزمار والكمان ربما هذه النهاية |
bitiş çizgisini geçerken beni gördüğün için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد حقاً لوجودك هنا و رؤيتي اقطع خط النهاية |
Gerçekten, bugün iki bitiş çizgisinin birbirine karışmasıyla ortaya çıkan karışıklıktan dolayı kaybedenler ve kazananlar arasında bir fark yok. | Open Subtitles | بصدق، اليوم، كان هناك لا الخاسرين والفائزين لا منذ كان كل من خطوط النهاية متشابكة في هذه الفوضى غير مقدس. |
Burası başlangıç çizgisi. Tünelin sonundaki ışık ise bitiş çizgisi. | Open Subtitles | هذا خط البداية ، الضوء في نهاية النفق هو النهاية |
bitiş çizgisini geçtikten ve kutlamalar başladıktan sonra teşekkür edersin bana. | Open Subtitles | يمكنك شكري بعد أن تعبر خط النهاية و بعدا سيبدأ الإحتفال |
Kanonik veri modelleriyle bitiş noktaları arasında iletişim kuran daha iyi bir yer. | Open Subtitles | عالم أفضل , من خلال نماذج البيانات التي تنشيء تواصلاً بين نقاط النهاية |
Daha yarış başlamadan bitiş çizgisini geçmenin nasıl hissettirdiğini sezdiğin içindir belki de. | Open Subtitles | تترقّب كيف يكون شكل الشعور بعبور خط النهاية حتى قبل أنْ يبدأ السباق. |
Kazananların zaferini kutlamak üzere her gün bitiş çizgisinde Kıyamet Partisi olacak. | Open Subtitles | كل يوم ينتهي , مع حفل فوضوي في خط النهاية لنحتفل بالفائزون |
Dirseğinizle çenesine şöyle bir çarpıp bitiş çizgisine doğru uçarsınız. | TED | سوف تسخر منها .. وترمقها بنظرها .. وتنطلق الى خط النهاية |
Yani, bitiş çizgisini geçip kazandıklarında bunu yapan birisini daha önce görmemiş olmaları önem taşımıyor. | TED | لذا فإنهم عندما يعبرون خط النهاية ويفوزون لا يهم إذا لم يروا أي احد من قبلهم يفعله |
Bu ölçümleri toparladıktan sonra katılımcılarımıza bir yarış içerisinde bitiş çizgisine doğru yürürken ekstra ağırlık taşıyacaklarını söyledik. | TED | بعد جمع هذه القياسات، أخبرنا مشتركينا أنهم سيمشون إلى خط النهاية وهم يحملون وزنًا إضافيًا، كنوع من السباق. |
Ama bunu yapmadan önce, onlardan bitiş çizgisine kadar olan mesafeyi hesaplamalarını istedik. | TED | ولكن قبل قيامهم بهذا، سألناهم بأن يقدّروا المسافة إلى خط النهاية. |
Fit olmayan kişiler bitiş çizgisine olan uzaklığı daha iyi fiziksel görünüme sahip insanlara göre çok daha fazla olarak tahmin ettiler. | TED | في الواقع رأى الناس، الغير لائقين بدنيًا، المسافة إلى خط النهاية أكبر بكثير من أولئك الذين يتمتعون بهيئة بدنية أفضل. |
Formda olmayan kişiler, daha formda olan kişiler ile kıyaslandıklarında uzaklığı daha çok, bitiş çizgisini daha uzak gördüler. | TED | ورأى الأفراد الغير أكفاء بدنيًا المسافة أبعد، رأوا خط النهاية أبعد، من أولئك الذين في هيئة بدنية أفضل. |
Araştırmanın devamında, katılımcılara bitiş çizgisine doğru ekstra ağırlık taşıyarak yürüyeceklerini söyledik. | TED | لذا، في المرة التالية، أخبرنا مشتركينا، ستمشون إلى خط النهاية وأنتم ترتدون وزنًا إضافيًا. |
Sadece ağırlıklardan kurtulmak sizi en iyi süre ile bitiş çizgisinin ötesine taşımaz. | TED | ولكن فقدان الوزن لوحده لن يجعلك تعبر خط النهاية في المرتبة الأولى. |
Doğa Ana: Sonumuz yakındı, ama dönüşü olmayan bitiş hafifledi. | TED | الأرض الأم: كانت نهايتنا وشيكة ومع ذلك، فقد رجعت فى قرارها فى النهاية. |
Bol şans. bitiş çizgisinde görüşürüz. | Open Subtitles | حظاً سعيداً يارجل، أراك عند خط النهاية, حسناً |
Güven bana bizi bitiş çizgisine kadar götürürsen o çizgiyi geçmeyi başarabilirim. | Open Subtitles | ثقي بي ، إذا وصلتي بهذا إلى خط النهايه فسأعبره |
Kilitli değil, bitiş noktasındaki insanlar için tuvaletleri açık bırakıyorlar. | Open Subtitles | إنه غير مقفول ، إنهم يتركون الحمامات مفتوحه للناس الذي ينهون الخط النهائي |
Her hastanın hikâyesi aynı şekilde başlasa da hikâyenin bitiş şekli bize bağlıdır. | Open Subtitles | وفي حينِ تبدأُ حكايةُ كلِّ مريضٍ بالطريقةِ ذاتها فإنَّ النهايةَ تعتمدُ علينا وعلى مدى نجاحةِ تشخيصنا وعلاجنا |
Çıplak Mil adında, çok görkemli ama garip bir geleneğin bitiş çizgisinde duruyorum. | Open Subtitles | بلغنا نهايه الخط وكلهم فخوريين تقليد غريب يدعي الميل العاري |