- Yani gerçekten kendini BlueBell'i bırakıp Dallas'a taşınırken... hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | أعني , هل حقا تتخيل نفسك تغادر بلوبيل ؟ وتنتقل لدالاس ؟ |
Tatlım, Belle korteji, 100 yıldır kurtuluş gününün en önemli parçasıdır ve ben BlueBell'i yüzüstü bırakamam. | Open Subtitles | عزيزي , مركب الحسناء كان الحدث الابرز في يوم التأسيس لأكثر من مئة عام وانا لا استطيع ان اخذل كل من في بلوبيل |
Köşeyi dönünce karşılaşacağın kozmopolit şeyi merak edip BlueBell'i farklı bir şeye dönüştürmeye çalışmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا تتسأل ما نوعَ الشيء العالمي الذي يدور أَو تحاول جَعْل بلوبيل تتغير |
BlueBell'i bir adım ileri taşımak istedim ama daha kötü hale getirdim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط أُحاولُ أَخْذ بلوبيل إلى المستوى القادمِ لكن بدلاً مِن ذلك جَعلتُه سيئ وخاطئ، وأَنا متأكّدةُ جداً |
BlueBell'i yılın bu zamanında daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أَحب بلوبيل في هذا الوقت مِن السنة |
Evet, bazı iş adamlarını BlueBell'i modernleştirme vaatleriyle kandırmış olabilir, ama onlara söylediğim gibi, eğer Gazebo'nun bir Cinnabon'a dönüşmesini istemiyorlarsa, modernleştirme ihtiyacımız olan son şey. | Open Subtitles | نعم , بعض اصحاب الاعمال انجذبوا لوعدها بتحديث بلوبيل لكن وكما اخبرتهم |
Ruby, Güneyde Yaşam dergisinin, BlueBell'i 'en iyi 100 Güney kasabası' arasından sildiğini söyledi. | Open Subtitles | اخبرتنا روبي للتو ان مجلة القطاع الجنوبي حذفت بلوبيل من قائمتها |
Bütün BlueBell'i aradık ve dün gece kimse onu yanında biriyle görmemiş sanırım, elemanın gerçekten pişman olduğuna inanmamız gerekecek ve bu işi burada bitirelim. | Open Subtitles | حسنا لقد ذهبنا في كل ارجاء بلوبيل و لم يراها احد مع شخص ما في البارحه لذا أعتقد أننا يجب ان نثق |
Joel'e, BlueBell'i sevdirmekle o kadar meşguldüm ki BlueBell'in Joel'i sevmesi kısmını unuttum. | Open Subtitles | اعتلم لقد كنت مشغولة جداً بأن أجعل جويل يتأقلم ببلوبيل اهملت ان أأقلم بلوبيل على جويل |
Konu şu. Lavon, Vali'nin kardeşine BlueBell'i gezdirecek. | Open Subtitles | ليفون سيأخذ أخت المحافظ حول بلوبيل العصر |
BlueBell'i sevmesi ve kardeşini birleşme fikrinden caydırması için tek şansımız bu. | Open Subtitles | الأن , أسمعي , في الحقيقة لدينا فرصة واحدة لجعلها تحب بلوبيل وتكلم أخوها لكي يلغي الأرتباط |
Orada öylece durup Fillmore'un, BlueBell'i haritadan silmeyi planlayıp, buna da birleşme dediğini mi söyleyeceksin? | Open Subtitles | أحقا ستقف هنا وتخبرني بأن فيلمور لا تخطط لمسح بلوبيل من الخريطة وتسمونه أرتباط ؟ |
Sen BlueBell'i kurtarmakla meşgul olduğun, Tansy'de Scooter'den ayrıldığı için... | Open Subtitles | بما أنك مشغول بأنقاذ بلوبيل .... وتانسي أنفصلت عن سكوتر |
Haklıydın. BlueBell'i ziyaret etmek bana ilham verdi. | Open Subtitles | لقد كنتما على حق زيارة بلوبيل كانت ملهمة |
Bence bu, dünyaya BlueBell'i tanıtmak için harika bir yol. | Open Subtitles | أسمعوا أنا أعتقد أن هذه طريقه رائعه لتعريف بلوبيل قليلاً لبقية العالم |
BlueBell'i, hemşirelik okulunu ya da beni bırakıp gidemezsin, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكنك ترك بلوبيل صحيح ؟ أو كلية التمريض أو أنا صحيح ؟ |
Brick de BlueBell'i tamamen almak için uzun zamandır bekliyordu. | Open Subtitles | و"بريك" لقد كان ينتظر لوقت طويل ليحصل على "بلوبيل" كلها لنفسه |
Lemon, seni seviyorum. BlueBell'i de seviyorum. | Open Subtitles | ليمون، أَحبُّك، و أَحبُّ بلوبيل |
Sen BlueBell'i kurtarmakla meşgulsün, Tansy'de Scooter'den ayrılmış. | Open Subtitles | بما أنك تنقذ بلوبيل ... وتانسيأنفصلتعنسكوتر |
"Sevgili Bay Sherlock Holmes. BlueBell'i hicbir yerde bulamiyorum." | Open Subtitles | "عزيزي السيد (شارلوك)، لا استطيع إيجاد (بلوبيل) في أي مكان |