"boğulan" - Translation from Turkish to Arabic

    • غرق
        
    • الغرق
        
    • يغرق
        
    • الغريق
        
    • غرقت
        
    • تغرق
        
    • الغارقة
        
    • غريق
        
    • الغارق
        
    • غارق
        
    • غرقوا
        
    • تُخنق
        
    • الغريقة
        
    • دون أن تحاول
        
    Ben Nil nehrinde boğulan Hadrian'ın favori uşağı Antinous olarak gitmeyi seçtim. Open Subtitles اخترت أن ألبس مثل أنتينوس غلام هادريان المفضل الذي غرق في النيل
    Bir keresinde mutfak lavabosunda boğulan bir adama otopsi yapmıştım. Open Subtitles ذات مرة أجريت تشريحاً على رجل غرق في حوض مطبخه
    Nehirde boğulan tüm o insanları kurtardı. Bu parka adını o yüzden verdiler. Open Subtitles أنقذ كل شعبه من الغرق في النهر ومن أجل هذا سمِّي المتزه بإسمه
    Pompeo'yu çağıralım. boğulan birini görmemiştir. Open Subtitles لنحضر بومبيو لم يسبق له أن رأى أحد يغرق من قبل
    Keşke durup, boğulan küçük çocuğu kurtarmasaydım. Open Subtitles انا اسف .لم يكن ينبغى على التوقف لانقاذ ذلك الطفل الغريق
    Bugün kasabamız, yağsız puding denizinde boğulan hassas terbiyesinden kalan ne varsa hepsini yitirdi. Open Subtitles اليوم، فقدت مدينتنا ما تبقى لها من هشاشة أخلاقها غرقت في بحر من الحلوى قليلة الدسم
    boğulan Ophelia, ya da birileri ölüyor işte... Open Subtitles إنها أوفيليا تغرق أو إنسان يحتضر علي أية حال
    Kral'ın piçi ki kendisi beni, boğulan oğlu kadar çok seviyor. Open Subtitles ، الإبن الغير شرعي للملك الذي يحبّه بقدر إبنه الذي غرق
    Kenardan uzak durmadığı için yüzme bilip de boğulan çok kişi olmuştur. Open Subtitles لقد غرق الكثيرون ممن يستطيعون السباحة بسبب الذين لا يستطيعون الإبتعاد عن الحافة
    Senin yaşında boğulan birisi vardı ailemizde. Sen o olacaksın. Open Subtitles . كان لدينا فتى يشبهك وقد غرق . انت ستكون هو
    Yanıbaşında 3. cadde'de Süpermen boğulan bir adamı... Open Subtitles و سوبرمان ينقذ شخصا من الغرق فى الشارع الثالث
    Bu yıl boğulan üç kurban var. Open Subtitles اذن ها هم الضحايا الثلاث لحادثة الغرق خلال هذا العام
    Sıradaki boğulan kurban olacağımdan öyle emindim ki. Open Subtitles لقد كنت متأكّدَ أنني ضحيّة الغرق القادمةِ.
    "Bu havuzda neredeyse boğulan çocuğu biliyor musun? Open Subtitles هل عرفت أنه كان هناك طفل كاد أن يغرق في تلك البركة?
    Aranızda boğulan biri gördüğünde bunu kaldıramayacak biri varsa salondan şu an ayrılmalı. Open Subtitles كل من يتألم لمشاهدة رجل يغرق عليه المغادرة الآن
    Umarım yokluğunuzda boğulan üyemiz olmamıştır. Open Subtitles آمل بأن لا يغرق أحد الأعضاء أثناء غيابكِ
    Ama boğulan adamlar yanında birini sürüklerler. Open Subtitles ولكن الغريق دائماً ما يسحب شخصاً آخر معه
    Kayığa binemezdim çünkü boğulan bir kızı gömmüştü. Open Subtitles فلم أركبَ الطوافات لأنه دفنّ فتاة غرقت هناك.
    Bugün açık denizde boğulan birini kurtarırken nasıl yaklaşmalı, onu görecektik. Open Subtitles اليوم سوف نتعلم عن كيفية التعامل مع ضحية تغرق في البحار العالية
    Biriniz boğulan kazazede olacaksınız, diğeriniz de cankurtaran. Open Subtitles ، واحدة منكما ستكون الضحية الغارقة . والأخرى ستكون المنقذة
    Biliyor musunuz, çocuklar, boğulan en gerçek av, insandır. Open Subtitles اتعلمون يا أولاد غريق سفينة الصيد مجرد رجل
    - boğulan kurbanımızın kimliğini belirledim. Adı, Ernesto Vilandro. Open Subtitles . أهلاً ، وجدت هوية صحيحة لضحيتنا الغارق
    boğulan bir adamı kurtarmaya çalışırsan sen de onunla batabilirsin diye düşündüm. Open Subtitles اعتقدت أنه إذا ذهبت لتنقذ رجل غارق قد تغرق معه أيضاً
    boğulan ruhlarla ilgili yapılacak bir şey duymuştum veya şans ya da para ile... Open Subtitles حسناً، سمعت أن له علاقة بأرواح من غرقوا أو من حالفهم الحظ بالمال ..
    Elspeth, boğulan kadının, saçını bir bantla arkada topladığını söylemişti. Open Subtitles إلزبيث" وصفت المرأة التي شاهدتها وهي تُخنق" بشعرها المسرح للخلف تحت ربطة
    Takuya Sato adlı bir Japon bilim insanı bu solucanı bir derede buldu. Bu solucanlar o kadar çok cırcır böceğini ve çekirgeyi suya sürükledi ki, boğulan böcekler bölgedeki alabalıkların besinlerinin %60'ını karşıladılar. TED عالم ياباني يدعى تاكويا ساتو وجد أنه في التيار الواحد، هذه الأشياء تدفع الكثير الكثير من الصراصير والجنادب إلى داخل الماء حتى أن الحشرات الغريقة تشكل ما يصل إلى 60% من غذاء السلمون المرقط المحلي.
    Havasızlıktan boğulan bu adamı kurtarmak için başkalarından esirgemediği nefesi ona vermemişti. Open Subtitles دون أن تحاول أن تمنح لحياته المخنوقة نفحة من الهواء ... ولمتمنحها كذلك إلى العديد من الآخرين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more