"boğulmaktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغرق
        
    • الاختناق
        
    • الإختناق
        
    • يختنق
        
    Ve evet, bir kaya gibi... batacağımı düşünürsek, boğulmaktan korkuyorum. Open Subtitles و , أجـل سأغوص كالصخرة الغرق هو مصدر قلق عادل
    Karşılaştığım diğer şey de, ve bu "balığı boğulmaktan kurtarmak." TED وهناك جملة أخرى مررت بها، وهي "انقاذ سمكة من الغرق."
    Fakat bu iki söz de, balıkları boğulmaktan kurtarmak, veya bir adamı boğulmaktan kurtarmak, bana göre niyetle ilgili şeyler. TED ولكن كلتا المقولتين ,انقاذ سمكة من الغرق أو إنقاذ إنسان من الغرق, بالنسبة لي متعلقة بالنوايا.
    Bu benim hayatımdaki çelişki olup beni gerçekten rahatsız eder ve beni şu kitabı yazmaya yönlendirir, Balıkları boğulmaktan Kurtarmak. TED هذا هو الغموض في حياتي الذي يزعجني حقا وقادني لكتابة كتاب أسمه انقاذ سمكة من الغرق.
    Hayır. Küçük bir çocuğu boğulmaktan kurtardım. Open Subtitles أنا أنقذت فتى من الغرق بالتنفس الصناعى عن طريق الفم
    Kral'ın koçunu boğulmaktan kurtararak hemen kendinizi belli ettiniz. Open Subtitles لقد وضعت بصمتك بسرعة بإنقاذ كبش الملك من الغرق
    Klostrofobisi vardı, boğulmaktan müthiş korkardı, ve tatlılardan nefret ederdi. Open Subtitles كان يعانى الخوف من الاماكن المغلقة وخوف رهيب من الغرق وكان يكره الحلويات
    Dün gece başıma gelen en iyi şey birini boğulmaktan kurtarmaktı. Open Subtitles ...إنقاذ شخص من الغرق كان أفضل شيء يمكن أن يحدث لي...
    Bir araştırma yaptım. Alman kızın boğulmaktan korktuğunu biliyor muydun? Open Subtitles لقد بحثت ووجدت ان الالمانيه كانت تخشى الغرق
    Birkaç ay önce Tanrı'nın beni neden boğulmaktan kurtardığını biliyorum. Open Subtitles أعلم لماذا الله أنقذني من الغرق قبل بضعة أشهر
    Yani boğulmaktan kurtarırken tanıdım seni ve tek kelimeyle büyüleyici buldum ve artık çember tamamlandı ve ne yazık ki, boğulman gerekecek. Open Subtitles حيث تعرفت إليكِ بإنقاذك من الغرق وأعجبت بكِ والآن وصلنا للنهاية، وللأسف لا بد أن تغرقي
    Bir Çeroki bir defasında zenci büyükbabamı boğulmaktan kurtarmış. Open Subtitles فقد أنقذ أحدهم جدي الزنجي ذات مرة من الغرق
    Acaba beni boğulmaktan kurtarır mı diye bir nehre attım kendimi. Open Subtitles قفزت في النهر لأرى ما إذا كان سينقذني من الغرق
    Beni boğulmaktan kurtarıp kurtarmayacağını görmek için nehre atlamıştım. Open Subtitles قفزت في النهر لأرى ما إذا كان سينقذني من الغرق
    Compte de Vergennes bizi boğulmaktan kurtarmak için elini çenemizin altında tutmak niyetinde, fakat başlarımızı suyun üstünde tutmak niyetinde değil. Open Subtitles إنهم يعنون بأن نبقى يداه تحت رقبتنا لكي يمنعونا من الغرق ولكن لا لكي نبقي رأسنا فوق الماء
    boğulmaktan yeni kurtulan adam sizin dört bacağınızdan korkacak değil. Open Subtitles لم أنج من الغرق لأخاف الآن من أرجلك الأربعة
    Sıcak bir duşun, bir tabutta boğulmaktan daha iyi olup olmadığını mı soruyorsun? Open Subtitles أتعني إن كان حمّام ساخن أحسن من الغرق في تابوت خشبي؟
    Duyduğum kadarıyla denizkızını öpmek denizciyi boğulmaktan korurmuş. Open Subtitles سمعت أن قبلة الحورية لها القدرة على إنقاذ البحّار من الغرق
    Yaprakların evrimi ve zengin gözenek, bitkileri boğulmaktan kurtardı. Open Subtitles تطور من الأوراق، الغنية في الثغور، حفظ النباتات من الاختناق.
    Mangrov köklerinden oluşan labirent adalardan atılan çökeltileri tutarak mercan resifini, alüvyona boğulmaktan kurtarır. Open Subtitles متاهة جذور المانجروف يلتقط الرواسب التى غسلت من الجزر محافظة على الشعاب المرجانية من الإختناق من الطمى
    Ben olmasam boğulmaktan kardinalin götünden daha çok kızaracaktı. - Ve gerçek... Open Subtitles وكاد أحدهم أن يختنق مُحمّراً الوجه لولا أنقذته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more