| "Boğulmanın eşiğine geldiği bir kazadan sonra yarışmalardan çekildi." | Open Subtitles | تركت الدائرة التنافسية بعد حادثة الغرق تقريبا |
| Boğulmanın ve donmanın en iyi ölüm yolu olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون أن الغرق أو التجمد حتى الموت هي الطف الطرق للموت |
| Boğulmanın eşiğinden dönmenin bunalımını yaşarken, onu gördüm. | Open Subtitles | كنت أهذى من إيشاكي على الغرق عندما رأيتها الناقلة السوداء |
| Ama Boğulmanın daha acısız olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | . ولكن اسمع ان الغرق طريقة غير مؤلمه للموت |
| Adli tıp açısından Boğulmanın belirgin bir özelliği yoktur. | Open Subtitles | في الطب الشرعي، لا يملك الغرق أيّة خواص تشخيصية. |
| Bir keresinde bana Boğulmanın nasıl bir şey olduğunu anlatan bir denizciden bahsetmiştim. | Open Subtitles | ذات مرة أخبرتك عن بحار وصف لي الغرق |
| Boğulmanın ne demek olduğunu bilir. | Open Subtitles | إنه يعرف ما الذي أوشك على الغرق |
| Boğulmanın kafa yaptığı duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنّ الغرق في الماء ! يجعلك تشعر و كأنّك ثمل |
| Boğulmanın diğer ölüm şekillerinden farklı, cehennem gibi olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون أن تجربة الغرق... أه... جحيم ليس كمِثلِها جحيم. |
| Kuru boğulma, gerçek Boğulmanın tüm belirtilerini gösterebilir. | Open Subtitles | الغرق الحقيقي سيسبب من شئ مثل |
| Boğulmanın fiziksel göstergeleri yok. | Open Subtitles | لا علامات جسدية على الغرق |