"boşaltıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • إفراغ
        
    • أفرغ
        
    • أفرغت
        
    • بتفريغ
        
    • بتفريغها
        
    • تُخلي
        
    • سنفرغ
        
    • بإخلاء
        
    • اخلوا
        
    • أكثر وأفرغ ما
        
    • نفرغ
        
    • نُخلى
        
    İlk önce ceplerinizi hızlıca boşaltıp , tüm cüzdanlarınızı açmanızı istiyorum. Open Subtitles أولا،ً أريد منكم إفراغ جيوبكم وكل حقيبة بسرعة
    Alet kutusunu boşaltıp iyice temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. Open Subtitles كذا و إفراغ صندوق عدته و تنظيفه و يلقي كل شيء ما دون ذلك خلف ظهره
    - Bazen buzdolabımı boşaltıp, bunları boşvermem gerek. Open Subtitles حينا، أحياناً أفكر أنّي يجب أن أفرغ الثلاجة واقوم بأحراقها.
    Sonra senin tüm şarap şişelerini boşaltıp sahte şeylerle dolduracağım. Open Subtitles لقد أفرغت كل زجاجات النبيذ إذن و ملأتهم بأشياء مزيفة من أجل لا شيء
    İhtiyacı olduğunda ödemesini yapar ama bagajı boşaltıp temizliğini yapmaksa başkalarının işiydi. Open Subtitles تدفع من أجلها لما تحتاج إليها،وبعدها يقوم شخص آخر بتفريغ الخزّان وتنظيفها.
    Depo olarak kullanıyordum ama boşaltıp, bir yatak koyacağım. Open Subtitles لكنني سأقوم بتفريغها ، وسأضع سريراً فيها
    Odanı boşaltıp, rozetini teslim edeceksin. Seni görevden alıyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تُخلي مكتبك وتُسلّمي شارت فإني أعلقكِ مؤقتاً
    Kasayı boşaltıp tüyeceğiz. Open Subtitles سنفرغ الخزينه ونهرب بعيدا
    Lütfen binaları derhal boşaltıp meydandan uzaklaşın. Open Subtitles من فضلكم قوموا بإخلاء المباني والساحة العامة
    Lütfen binaları derhal boşaltıp meydandan uzaklaşın. Open Subtitles من فضلكم، اخلوا المباني والساحة العامة
    Giysilerini sıyırıp kolostomi torbasını boşaltıp salyalarını temizleyeceğim. Open Subtitles ويجب أن أفتحهم على مصراعيهم من أجل تنظيف أكثر وأفرغ ما نزل فى الحقنه الشرجيه وأمسح لعابها
    Acele edin, malzemeleri boşaltıp onu kızağın üstüne yatırın. Open Subtitles أسرع دعنا نفرغ المعدات وضعه على المزلاج
    Çantasını boşaltıp temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. Open Subtitles إفراغ حقيبة يدها وتنظيفها و تضع كل شيء ما دون ذلك خلف ظهرها
    Alet kutusunu boşaltıp iyice temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. Open Subtitles كذا و إفراغ صندوق عدته و تنظيفه و يلقي كل شيء ما دون ذلك خلف ظهره
    Çantasını boşaltıp temizledikten sonra sonunda her şeyi yeniden düzenlemek. Open Subtitles إفراغ حقيبة يدها وتنظيفها و تضع كل شيء ما دون ذلك خلف ظهرها
    Ben çöpleri boşaltıp kirli çamaşırları alırım. Open Subtitles أفرغ السلة، وآخذ أغطية السرير.
    Bayan odayı boşaltıp terk etmemi istedi. Open Subtitles طلبت مني السيدة أن أفرغ لها الغرفة.
    Hesaplarını boşaltıp ülkeyi terk etmiş. Open Subtitles أفرغت حساباتها وتركت البلاد.
    Bu katı boşaltıp birkaç tane son teknoloji şey ekledim. Open Subtitles لقد أفرغت هذا الطابق
    Nedensiz yere hesaplarını boşaltıp, evini terk etmenden daha saçma değil. Open Subtitles ليس أكثر سخافة من قيامكِ بتفريغ حسابكِ و هجركِ منزلكِ من دون سبب
    Hırsızlar, yükü burada boşaltıp ABD'de satana kadar Pitt'in yeğenine gidecek değerli parçaları, Pitt'in valizinde saklamışlar. Open Subtitles المحتالون هناك قاموا بتخزين البضاعه فى حقائب بيت حتى يقوم ابن أخته بتفريغها هنا وتخزينها حتى يصلوا الى هنا
    Odanı boşaltıp, rozetini teslim edeceksin. Open Subtitles أريدكِ أن تُخلي مكتبكِ وتسلّمين شارتك
    Yükü boşaltıp üç dört gün sonra Andros'a döneceğiz. Bekleyemem. Open Subtitles سنفرغ حمولتنا، وبعد أربع أيام سنكون في (أندروس)
    Binaları derhal boşaltıp meydandan uzaklaşın. Open Subtitles قوموا بإخلاء المباني والساحة العامة
    Paten sahasını boşaltıp kilit altına alın. Open Subtitles اخلوا حلبة التزلج وأقفلوها.
    Giysilerini sıyırıp kolostomi torbasını boşaltıp salyalarını temizleyeceğim. Open Subtitles ويجب أن أفتحهم على مصراعيهم من أجل تنظيف أكثر وأفرغ ما نزل في الحقنة الشرجية وأمسح لعابها
    "Featherstone, neden tüm bu malları boşaltıp yer açmaya çalışıyoruz?" Open Subtitles "يا (فيذرستون) ما الذي نفرغ مساحة له بتفريغ كل هذه الأشياء؟"
    Generaller Washington'u boşaltıp, eğer gerekirse New York veya Boston'a doğru kuzeye kaçmamız gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles الجنرالات يعتقدون بأننا يجب أن نُخلى (واشنطن). نهرب شمالاً إلى (نيويورك) أو إلى (بوسطن) إن إضطررنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more