"boşluğa" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفراغ
        
    • الفضاء
        
    • المساحة
        
    • الهاوية
        
    • بالفراغ
        
    • التجويف
        
    • الخواء
        
    • الفجوة
        
    • للفجوة
        
    • بلصقهم
        
    O boşluğa uyan bir şey buldun mu, bulamadın mı? Open Subtitles إسمع هل هناك شيء من إستدعاء القطع يطابق الفراغ ؟
    Burada fazlaca boşluğa sahibiz, kişisel anlamda da öyle, yerleşim olarak da. Open Subtitles الفراغ هو الذي عِنْدَنا هنا , في حياتِنا الشخصيةِ وفي الأرضِ أيضاً.
    Birimiz, umarım bu ben olurum hata yapacağız ve sizi boşluğa atacağız. Open Subtitles أحدنا, و أتمنى أن يكون أنا سأعمل خطأً و سأرميكما في الفراغ
    Ama gariptir ki yeni bir şey yapabilmemizin tek yolu o boşluğa adım atmaktır. TED وحتى الآن، المفارقة هي أن السبيل الوحيد الذي يمكننا أبدا أن نفعل أي شيء جديد هو أن نخطو في هذا الفضاء.
    Ve orada yaptığım şey gözünüzü boşluğa yöneltip geometriyi farklı bir şekilde algılamanızı sağlamaktı ve bu dolap boşluğu dağıtmayacaktı. TED والذي كنت أحاول فعله هناك هو توجيه عينك في المساحة لتهيئ لك الأبعاد بطريقة مختلفة وأن الأثاث لن يفتت المساحة
    Bir başıma bir boşluğa düşmüştüm, aşağıda ne olduğunu bilmeden. TED سقطت في الهاوية بمفردي، لا أعرف ماذا سيكون بالأسفل،
    Böyle devam ederse, her iki gezegen de boşluğa düşecek. Open Subtitles واصلو العبور وسيسقط كلا العالمان في الفراغ
    İki parmak hareketiyle boşluğa gidebileceğimi bilsem, hemen yapardım. Gerçi herkes yapardı. Open Subtitles لو كان مجرد تحريك ساكن قد يعيدني إلى الفراغ سأقوم بذلك، الجميع سيقوم بذلك.
    ...çıplak ve lekesiz aklın, sınırları olmayan şeffaf bir boşluğa dönüştüğü yerdesin. Open Subtitles ويشبه الفكر الناقي المجرد الفراغ الشفاف بدون محيط أو محور.
    Asıl sen nasılsın, gözlerini boşluğa dikiyor... cisimsiz hava ile konuşuyorsun? Open Subtitles انت تلقي عينيك على الفراغ هذا هو السبب قل لي الى ماذا تنظر
    Biz kendimizi içeri kilitleyip güvende olacağız. Ood'lar da boşluğa savrulacaklar. Open Subtitles سنكون آمنين في القاعة المحصنة، وسيندفع الأوود للخارج إلى الفراغ
    Böyle devam ederse, her iki gezegen de boşluğa düşecek. Open Subtitles واصلو العبور وسيسقط كلا العالمان في الفراغ
    Peki. Arabaya binmeden önceki boşluğa gidip ağır çekimde oynatın lütfen. Open Subtitles حسناً إرجع إلى الفراغ قبل أن تدخل السيارة
    Bu, Evren'in, kusursuz boşluğa en yakın olduğu hâl. Open Subtitles المكان هنا هو أقرب ما يصله الكون لحالة الفراغ التام
    En azından deliler gibi boşluğa konuşmuyorum! Open Subtitles في نهاية الأمر أنا لا أتحدث مع الفراغ كثمة معتوه غريب الأطوار
    Neyse ki etrafındaki boşluğa etkilerini gözlemleyebiliyoruz. TED لحسن الحظ، نحن قادرون على رؤية تأثيرها على الفضاء حولها.
    Bazen bebek ağlarken, öyle boşluğa bakıp duruyormuşsun. Open Subtitles إنها تقول أنت تحدق في الفضاء ريثما ولدك يبكي.
    Şu boşluğa bak, bir de yüzüme! Sen korkuyorsun! Open Subtitles انظري الى المساحة هناك,انظري اليّ انك تبدو خائفة
    Onu benden alırsan, tüm aileni kaybettiğinde düştüğün boşluğa düşerim. Open Subtitles إذا أخذتها، سأكون محكوماً بالفراغ نفسه الذي شعرت به عند فقدك لعائلتك كلها
    Belki boşluğa toplayıcı ünite ekleyebilirsin. Open Subtitles ربما يمكنك تحويل وحدة التكامل بدرجة أعلى نحو التجويف
    Ve bir süre sonra,Ben...bu tür bir boşluğa alışmaya başladım. Open Subtitles و بعد فترة اعتدتُ على ذلك نوعاً ما على الخواء
    Yani büyük bir soruna ve boşluğa sahibiz. TED لذلك لدينا تحدٍ هائل, هذه الفجوة الضخمة
    Ben de itebilirim. Sen o boşluğa nasıl yöneleceğimizi düşün. Open Subtitles وأنا أيضًا، اهتم بتوجيه السيارة للفجوة فحسب.
    Eriyip gidene ve farksız olmaktan dolayı ölene, kadar boşluğa dönüştür. Open Subtitles قم بلصقهم جميعا حتى يصيبك الهزال وتموت من اللامبالاة!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more