"boşluktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفراغ
        
    • فراغ
        
    • الهاوية
        
    • الفجوة
        
    • الفراغِ
        
    • ثغره
        
    Bu boşluktan dolayı oluyor. Bu satırbaşları yüzünden oluyor. TED هذا بسبب الفراغ. وهذا بالرجوع إلى السطر.
    Bu fay hatları sayesinde sürükleniyorlar. Kendi dünyalarından yola çıkıp, boşluktan geçip dünyanıza ilerliyorlar. Open Subtitles إنهم يتسربون من الشقوق من عالمهم ويعبرون الفراغ إلى عالمكم
    Hayati organlara değmemiş. Üçüncü boşluktan girip arkadan çıkmış. Open Subtitles ثم عبرت عبر الفراغ الثالث بين الأضلاع وخرجت من الظهر.
    Ama bir boşluktan ibarettim hayatı, alanı ve havayı boşa harcayan. Open Subtitles لكنني كُنت مُجرد فراغ إضاعة في الحياة والمساحة والهواء
    Aşağısını görebiliyorsun. Aşağıda boşluktan başka bir şey yok... Open Subtitles وأقترب بك إلى الحافة بحيث ترى الهاوية تحتك مباشرة
    Trajik ölümünden beri Hannah'nın hayranları yaşamı ile cenaze arasındaki boşluktan rahatsız durumdalar. Open Subtitles فمنذ وفاة هانا جايست ومعجبينها يعانون من الفجوة مابين حياتها وجنازتها
    Ve bunu takip eden boşluktan kurtulmak daha da zordur. Open Subtitles و يُصبحُ الأمرُ أصعَب للهروبِ من الفراغِ الذي يأتي
    boşluktan önce yaralanmalardan ölebiliriz. Open Subtitles ونحن قد يموتون من جراحنا قبل ان نصل الى الفراغ.
    boşluktan geri döndüğümde de aynı yaralar vardı. Open Subtitles كان لي نفس هذه الإصابات في آخر مرة عدت من الفراغ.
    boşluktan geri döndüğümde de aynı yaralar vardı. Open Subtitles كان لي نفس هذه الإصابات في آخر مرة عدت من الفراغ.
    Sana söylüyorum, Croatoan'un boşluktan çıkamaması gerekiyordu. Open Subtitles لقد اخبرتك كروتوان لا يمكن ان يملك القدرة لمغادرة الفراغ
    İşe yararsa boşluktan gelen her şeyi ait oldukları yere gönderecektir. Open Subtitles الطريقة التي سوف تعمل بها سوف ترسل كل شيء جاء من الفراغ لتعيده إلى حيث تنتمي
    Seni boşluktan çıkarmak için bu sorunu kullandım zaten. Open Subtitles ولقد أستخدمته بالفعل عندما جلبتك من الفراغ
    Kütüphane'yi boşluktan geri getirdiğimizde serbest kalmış olmalı ama evet, bu tatlı adam Kütüphane'nin ta kendisi! Open Subtitles أظنه اُنتُشِل منها متحررًا حين استعدناها من الفراغ. لكن أجل، ذلك الشابّ المحبوب الدَمِث هو المكتبة.
    boşluktan, bir ince vasıtasıyla Kuzey Carolina'ya bir şeyin geldiğini ve tüm o insanları yeryüzünden sildiğini düşünüyoruz. Open Subtitles ونحن نعتقد أن شيئا خرج من الفراغ من خلال بقعة في شمال كارولينا ومحا كل هؤلاء الناس
    boşluktan tek başıma çıkamazdım. Sana ihtiyacım vardı. Open Subtitles أنا لا يمكنني أن أكون في الفراغ لوحدي , لذلك انا في حاجة اليك
    Dolayısıyla en sert, en aralıksız, en yoğun kaya bile gerçekten de neredeyse tamamen birbirinden uzak küçük parçacıklar tarafından bozulan bir boşluktan ibaret. TED لذا فإنه يبدو أن الصخرة الأكثر قوة وصلابة وكثافة.. عبارة عن فراغ في معظم أجزائها تتخللها جسيمات صغيرة.. متباعدة على نطاق واسع حتى إنه لا ينبغي أن تاخذ في الحسبان.
    Goa'uld'un yokluğundan oluşan boşluktan yararlanmak için bir araya geldiler. Open Subtitles الذين اتحدوا معاً لاستغلال.. فراغ السلطة الناشئ بعد انهيار الـ((غؤولد))
    Ve onu boşluktan uzak tutan da bu olur. Open Subtitles وذلك مـا يبقيه بعيداً عن الهاوية
    Birlikte bu boşluktan kurtulacağız. Open Subtitles معاً سوف نخرج أنفسنا من الهاوية
    Ama şirket bunun yerine yasal boşluktan faydalanarak milyonlar kazanmış. Open Subtitles لكن عوضاً عن ذلك ، الشركة إستغلت الفجوة ، وصنعت الملايين
    Perikardiyal boşluktan sıvıyı boşalttık. Kalp hızı normale döndü. Pelvis artı kalp. Open Subtitles لقد سحبنا السائل من الفراغِ التاموري
    Bir U-Bot, açıkta kalan boşluktan içeri sızdı. Open Subtitles أحدى الغواصات تمكنت من أحداث ثغره فى الطوق المفروض على القافله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more