| Will'in bana dediği gibi, Jon Bon Jovi ne demiş... | Open Subtitles | مثل ذلك الشيء الذي أخبرني به، : بون جوفي قال |
| Bon Bon un kuşları bot boyunca uçmaya ikna etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يجب على بون بون اقناعهم للطيران جنبا إلى جنب مع الزورق. |
| Babamın ruhuna ablalarıma ve savaştan sağ dönen ağabeyim Bon 'a ve yıllardır konuşmadığım anneme. | Open Subtitles | ولأرواح والدي لا أخواتي ,واخي بون الذي نجاء من الحرب |
| Ama bir keresinde Bon Jovi bileti alabilmek için geceyi dışarıda geçirmiştim. | Open Subtitles | لكننى قمت بالتخييم مرة من قبل فى الخارج لأحصل على تذاكر حفل بون جوفى |
| Bon Temps otuz kilometre uzakta. | Open Subtitles | بون تومبس تبعد حوالي الـ 20 ميلاً من هنا |
| Haydi Bon Temps'e geri dönelim. | Open Subtitles | دعينا نتسلسل من هنا ونعود إلى بون تومبس الآن |
| Ne? Bon, güzel fikir ama onun ölümcül ayetini biliyor musun? | Open Subtitles | بون ، لا بأس بذلك لكن هل تعرف القصيدة المميتة الخاصة بِه ؟ |
| Trent Reznor, Marilyn Manson, hatta o boktan "hafif rock" yapan "Poison" veya "Bon Jovi" olmazdı. | Open Subtitles | لا لاغاني رينزور ترينت ، مارلين مانسون وايضا لا حتى لمغني الروك الهاديء مثل بون جوفي لانهم لم يقوموا فقط بـ |
| Bon Homme Richard istasyonda kalıp onlara gemi gönderecek ve hedefe doğru hepsi ayrılacak, işleri bittiğinde bir araya gelecekler. | Open Subtitles | السفينه بون هوم ريتشارد ستظل في موقعها و سيرسلون عناصر من المارينز للمساعده بفحص الموقع و عندما ينتهوا |
| Bon Homme Richard istasyonda kalıp onlara gemi gönderecek ve hedefe doğru hepsi ayrılacak, işleri bittiğinde bir araya gelecekler. | Open Subtitles | السفينه بون هوم ريتشارد ستظل في موقعها و سيرسلون عناصر من المارينز للمساعده بفحص الموقع و عندما ينتهوا |
| Felix ve Bon Bon Perunun ormanlarında iki korucu. | Open Subtitles | فيليكس و بون بون هما من حراس الغابة في محمية البيرو العميقة. |
| Hala Bon Bon un çağrılarına gelecekler mi? | Open Subtitles | هل لا يزالون يأتون استجابة لدعوة بون بون ؟ |
| Peru da ise Bon Bon ve Felix amerikan papağanlarını bota inmeye cezbedemedi. | Open Subtitles | مرة أخرى في البيرو ، بون بون و فيليكس و عدم وجود نجاح باستدراج الببغاوات الى القارب. |
| Olur da nasıl bir savaş kahramanı olduğunu unuttuysak diye Bon Jovi'yi yanan bir tanktan çıkaracak bence. | Open Subtitles | أعتقد هو سَيَسْحبُ بون جوفي خارج دبابة مُحترقة في حالة كلنا نَسينَا كيف كان بطل حرب لعين |
| Bon Temps'un beş kişilik polis ekibi var, onlardan biri de benim. | Open Subtitles | بون تيمبس لديها قوة شرطة مكونة من خمسة أشخاص وأنا أحدهم |
| Montmartre'taki bir dairede arkadaşlarıyla çalan Bon Iver'dan uzun bir gece geçiren Yeasayer'a ve daha nice tanınmayan ya da çok ünlü gruba. | TED | ومن بون إيفرعازفاً مع بعضٍ من الرفاق في شقة سكنية بمونتمارتر إلى ياسيير بعد ليلة طويلة والكثير منهم من الفرق الغير معروفة أو جداً مشهورة. |
| Vietcong'la kuzeye, Hanoi'ye giderlerken büyük ağabeyim Bon 'la küçük ağabeyim Sau'yu uzun, çok uzun bir zaman göremeyeceğimi hissettim. | Open Subtitles | عندما ذهبوا شمالا الى هانوي مع الفيتكونغ شعرت أن هذه هي المرة الأخيرة انظر الى اخي الأكبر ، بون وأخي الاصغر ، ساو لفترة طويلة جدا |
| Jon Bon Jovi'yi getirebileceğimize inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأننا نستطيع جلب جون بون جوفي |
| El Morro'nun gözbebeği Bon Bon da, ...bundan farklı değildi. | Open Subtitles | ( بون بون) محبوبسجن"المورا" لم يكن مختلف عن من سبق |
| - Çocuk insan bu yolculuğa dayanamaz. - Bon onu alır. Onu evde sakla. | Open Subtitles | -الطفل الاّدمي لا يستطيع النجاة من الرحله بأستطاعة بون الاعتناء بها,خبيئيها في البيت |
| Demeye çalıştığım şu ki, Bon ve Jer, ...daima diğer kişiyi önde tutun. | Open Subtitles | لذا ما أحاول قوله بوني وجيري دائما ضع الشخص الآخر أولا |
| - Bon appetit. - Doğum gününkutlu olsun, Anne. | Open Subtitles | بالهناء والشفاء عيد ميلاد سعيد يا أمى |