Ajan Booth, sizi yeniden görmek güzel özellikle de gözaltında degilken. | Open Subtitles | العميل بوث, تسعدني رؤيتك مجدداً و خصوصاً أنني لست رهن الاعتقال |
- Hayır, iki canın alınmasını kolaylaştıracak hiçbir şey yok Booth! | Open Subtitles | لا، هناك لا شيء ذلك يُحقّقُ خسارة روحين أسهلِ لي، بوث. |
Lucky'nin brandasını, Booth'un Melvin Carville'den kanunen el koyduğu branda ile karşılaştırdım. | Open Subtitles | إذا .. فقد قارنت لفة البلاستيك الخاصة بلاكي بالقطعة التي صادرها بوث |
Ajan Booth, aniden Howard Epps'in suçlı olmadığına mı karar verdiniz? | Open Subtitles | أيها العميل بووث هل قررت فجأة بان هاورد إبس ليس مذنباً؟ |
Ajan Booth, son 4 yılda güvenlik güçleri içinde çok sayıda düşmanım oldu. | Open Subtitles | أيها العميل بووث, لمدة أربعة سنوات كنت أختلق أعداءً لي في القوة التنفيذية |
Booth Hill'la ilgili gelişmeler planlama bürosunu içine alan tezgâhın bir parçası. | Open Subtitles | تطوير بوث هيل هو جزء لا يتجزأ من مخطط الإسكان التابع للمجلس. |
Pekala, Booth Ford Tiyatrosu'na tam olarak saat 10:00'da girdi, değil mi? | Open Subtitles | حتى بوث يسير في مسرح فورد في تمام الساعة 10: 00، هاه؟ |
Arkadaşın Booth Efendi benim kızın gediklilerindenmiş. | Open Subtitles | صديقك السّيد بوث كان أحد زبائن الفتاة النظاميين |
Danny Booth kusura bakmasınlar dedi. | Open Subtitles | في الحقيقة، لدينا موعد داني بوث يرسل إعتذاره |
Soruşturmanızı bölmekten nefret ediyorum, Ajan Booth ama ofisimde kızgın bir milyarder var ve gitmiyor. | Open Subtitles | أكره أن اقاطع تحقيقك أيها العميل بوث و لكن هناك ميلونيراً غاضباً في مكتبي و يرفض أن يرحل |
Çiftliği aldınız mı? Hiç dürüst bir davranış olmazdı, Ajan Booth. | Open Subtitles | كان ذلك ليكون عملاً غير شريف أيها العميل بوث |
İnsan vücudunda 206 kemik vardır, Ajan Booth. | Open Subtitles | هناك 206 عظمة في جسد الانسان أيها العميل بوث |
Bu davayı alarak sana iyilik yapıyorum, Booth. | Open Subtitles | أنا أسدي لك خدمة بتوليَ لهذه القضية يا بوث |
Booth ikimizi topladı, ben de seni etkileyip dogruyu söylemeni saglayacagım. | Open Subtitles | وضعنا بوث سوية حتى أسحرك لكي تخبرني بالحقيقة |
Ajan Booth, Dr. Brennan, bu taraftan lütfen. | Open Subtitles | العميل بوث, الدكتورة برينان من هذه الطريق |
Gönlünün hala orduda olduğunu düşünüyorum, Booth. | Open Subtitles | أعتقد فقط بأنك مازلت تحتفظ بالروح العسكرية داخلك يا بوث |
Booth'un böyle bir şeye katlanabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد فقط بانه يجب أن تكون مدركاً بأن بوث قد عانى من شيء ما هناك |
Yüzbaşı Fuller... Ajan Booth ve Dr Brennan'a istedikleri her şeyi verin. | Open Subtitles | أيها الكابتن فولر, قدم للعميل بوث و الدكتورة برينان كل المساعدة التي يحتاجونها |
Booth'un Isabella Contreras'ı öldürmek için arama (tel) yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن بووث هو من أعطى الأمر لقتل ايزابيلا كونتريراس. |
Ajan Booth, Dr. Brennan, ben Christopher Beaudette Collar'da Kıdemli Bilim Adamıyım. | Open Subtitles | العميل بووث الدكتورة برينن أنا كريستوفر بوديت كبير الباحثيين هنا في المركز |
Booth, Şampanya Odasındaki barmenden kurbanın içki ortağının ismini almış. | Open Subtitles | بووث حصل على اسم صديق الضحية من الساقي في الحانة |
Arabalarla ilgili bir işi yapmış olabilir, otobanda belki, bir bakalım Booth? | Open Subtitles | ربما كان يعمل بالسيارات على طول الطريق السريع ربما كشك مرور؟ |
- Booth, ben Bones. Evet. | Open Subtitles | بووث أنا بونز نعم |
Booth'a aynı tarafta olduğumuzu söyleyeceğim. | Open Subtitles | دائماً اقول لبوث بأننا نعمل على نفس الجهة |
Bunun Booth'la alakası yok. | Open Subtitles | الأمر ليس له علاقة ببووث |
Benzerlik var, Booth. | Open Subtitles | هذِه مطابقة يا (بوّث) |