"borudan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأنبوب
        
    • أنبوب
        
    • الأنابيب
        
    • أنابيب
        
    • الماسورة
        
    • للماسورة
        
    • أنبوبِ التصريف
        
    Eğer ameliyatı gerektiği gibi dün yapmış olsaydınız şu anda kolumdaki borudan havuç emerdim. Open Subtitles لو كنت قد أجريت الجراحة بالأمس كما كان مخططا لكنت الآن أشرب عصير الجزر خلال الأنبوب المثبت بذراعي ، ماذا حدث ؟
    Aslında içeriye o borudan daha iyi bir yol olması gerektiğini düşünüyordum. Open Subtitles في الواقع,كنت أفكر أنه توجد طريقة أفضل من هذا الأنبوب
    borudan geçmeye çalışıyor, sanırım sıkıştı. Bacaklarını komik bir şekilde sallıyor. Open Subtitles ويتسلق في أنبوب ويبدو أنه علق به ساقاه تتدليان بشكل هزلي
    Eğer işini biliyorsan bir parça... borudan ya da bisiklet pompasından silah yapabilirsin. Open Subtitles إن كان المرء بارعاً، فيمكنه تحويل أنبوب أو مضخة دراجة هوائية إلى مسدس
    Bu banyonun bütün suyu buradaki zeminin altındaki borudan geçiyor. Open Subtitles كل المياه من هذا الحمام تخرج من هذه الأنابيب
    Bu plastik borudan bir düzine 10 cm'lik parçalara ve bir makara dikenli tele ihtiyacım olacak. Open Subtitles أيضاً سَأَحتاجُ دزينة بطول قدمين أنابيب المطاطِ هذه وبكرة السلك الحادِ
    O borudan bir kıvılcım geldiğinde, bu tank patlayacaktır. Open Subtitles سنلف المشاعل حول البرميل ثم نربطهما سوياً أعلى تلك الماسورة
    Ve herhangi bir sıvının zorlanmasına izin verilmiyor Ve bu basınçla o borudan dışarı çıkın. Open Subtitles وعدم خروج أي شيء من ذلك الأنبوب بسبب ذلك الضغط.
    Yanlış borudan birazcık su kaçırdım o kadar. Open Subtitles لقد كان لديّ القليل من الماء فحسب، داخل الأنبوب الخطأ
    Senin kapı komşunu ilaçlarlarken, zehirli gaz eski bir borudan geçerek senin evine girmiş. Open Subtitles المجاور، تسرب الغاز عبر الأنبوب القديم إلي منزلك
    Basın ya kamyondan ya da borudan dışarı çıkacak. - Boruya 60'a 40 veriyorum. Open Subtitles والضغط إمّا سيُفجر الشاحنة أو الأنبوب، وأرجّح إنفجار الأنبوب بنسبة 60 لـ40.
    1395 psi basınca sahip olup da ki bu arabanı ikiye böler, ama bu basınçta borudan çamur çıkmadan olmaz. Open Subtitles ربما هناك 309 رطل من الضغط كافي لقطع سيارتك لنصفين ولا يوجد سائل يخرج من هذه الأنبوب
    Tam sarı borudan hemen önceydi. Open Subtitles لقد كان أمام الأنبوب الأصفر في ذلك الوقت
    Contadan olabilir çatlak vanadan ya da borudan da olabilir. Open Subtitles أجل ، من الممكن أن تكون الغسالة صمام متصدع ، أنبوب مُجَرَّد
    Ateş ve ardından sanki bir borudan çekermiş gibi nefes alın. Open Subtitles نشعل والآن اسحب وكأنك تسحب الهواء عبر أنبوب
    Kısa borudan kısa bir ses dalgası çıkar. Open Subtitles والتي يمكن إحتواؤها داخله أنبوب قصير يعطيك موجة صوتية قصيرة
    Sızdıran borudan haberleri var ve yarın akşam halledeceklerine söz verdiler. Open Subtitles ‫يعرفون كل ما يتعلق بتسرب الأنابيب ‫وعدوني أنهم سيصلحونه بحلول مساء الغد
    Tüm bu boru muhabbeti, soğutulmuş kalsiyum klorürü küçük bir su havuzunun altındaki bakır borudan geçirerek bir curling sahası oluşturabileceğimizin farkına varmamızı sağladı. Open Subtitles كل هذا الحديث حول الأنابيب جعلنا ندرك أنه بدفع كلوريد الكالسيوم المبرد من خلال أنابيب النحاس تحت حوض صغير من الماء
    Bakır borudan yapılmış büyük bir bobinle bir delik açıyorlar. Open Subtitles لقد جعلوا لفائف ضخمة من أنابيب النحاس تصنع فتحة
    Kilisenin bodrumuna bağlanan bir borudan aşağıya bir ceset attığını gördük. Open Subtitles رأيناهيرميالجثةفيأسفل الماسورة... لقد تخلّص منه في قبو تلك الكنيسة القديمة ...
    O borudan da revire gireriz. Open Subtitles و إن أمكننا الوصول للماسورة يمكننا الوصول للمستوصف
    -Bir şeyim yok. borudan kaydım. Open Subtitles أنا فقط إنزلقتُ على أنبوبِ التصريف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more